‘İsyanımızı meydanlara taşıyacağız’

  • 19:25 24 Kasım 2023
  • Güncel
 
WAN - KESK Wan Kadın Meclisi, 25 Kasım kapsamında yaptığı açıklamada dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikalar arttığına vurgu yaparak, bu 25 Kasım’da isyanlarını meydanlara taşıyacaklarını vurguladı.
 
KESK Wan Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinde bulunan Ardın Perihan AVM önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Savaşa, Şiddete, Yoksulluğa Karşı Barışı, Hayatlarımızı ve Haklarımızı Savunuyoruz” pankartı açılırken, “Emeğimiz, Bedenimiz, Kimliğimiz Bizimdir”, “Êdî Bes e”, “Kadın Cinayetlerine Son” ve “Direniyoruz Özgürleşiyoruz” dövizleri taşındı. Açıklamaya İnsan Hakları Derneiği (İHD) Wan Şubesi ile çok sayıda kadın katılırken, kadınlar adına açıklamayı Eğitim Sen Wan Şube Eşbaşkanı Funda Demir Bozkurt okudu.
 
‘Kadın düşmanı politikalar artıyor’
 
Dünyada ve ülkede sağ- muhafazakar iktidarların savaş ve şiddet politikalarıyla kadın kimliğine ve emeğine dönük saldırıların sürdürdüğünü ifade eden Funda, kadın mücadelesinin her zaman olduğundan çok daha fazla baskıyla susturulmaya çalışıldığını vurguladı. Evde, işte, okulda, sokakta, dijital medyada ve platformlarda erkek şiddetine maruz kaldıklarını belirten Funda, “Erkek şiddetine dair veriler iktidarlar tarafından açıklanmıyor. Şiddet vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor. 2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Sadece 2022 verilerine baktığımızda bile şiddetin hedefi haline gelen kadınların sayısının arttığını görüyoruz. LGBTİ+ örgütlerinden gelen raporlar nefret söyleminin de her geçen gün arttığını gösteriyor. Ama AKP-MHP iktidarı sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor. Dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikalar artıyor. 2010’lardan bu yana yükselişe geçen sağ popülist milliyetçi, aşırı sağcı parti ve koalisyonlarla kurulan hükümetlerin politikaları ve izledikleri siyaset, toplumsal cinsiyet karşıtlığını yaygınlaştırıyor. Karşımıza dikilerek ‘milli, yerel, geleneksel’ değerlerden bahseden otoriter, popülist liderler, patriarkal kapitalizmin devamını sağlamaya yönelik çabalarını, kadını eve hapsetmeye yönelik politikalarıyla sürdürüyor” dedi.
 
‘Hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz şiarını yükseltiyoruz’
 
Funda, “Bu yıl başta Gazze olmak üzere Ortadoğu ve Dünya’da savaşların sebep olduğu yıkımlar, ülkede dokuz ay önce, 6 Şubat depreminde enkaz altında kalan iktidarın yeni yıkımlara yol açacak özelleştirme politikaları, kadın düşmanlığını Meclise taşıyan kadın düşmanı koalisyonlar, hukuk sisteminin çöktüğünün teyidi bir yargı krizinin yanında büyük bir ekonomik krizle girdiğimiz 25 Kasım’da erkek devlet şiddetine, yoksulluğa, emek düşmanlığına, savaşlara karşı barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz şiarını yükseltiyoruz. Her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da sınırları ve zamanları aşan kadın dayanışmasını ve Mirabal kardeşlerin 1960’larda Trujillo’nun diktatörlüğünün devrilmesinde yol açan direniş ve mücadelesini selamlayarak isyanımızı meydanlara taşıyacağız” diye vurguladı.  
 
‘Vardık ve var olacağız’
 
Yıllardır sürdürdükleri mücadeleyle elde ettikleri en önemli kazanımlarından biri, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğduğu yaklaşımı üzerine inşa edildiği için oldukça önemli olan İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshedilmesine dikkat çeken Funda, “AKP bu yolla erkek şiddetini ve erkek egemen zihniyeti değiştirme yükümlülüğünü almayacağını açıktan duyurmuş oldu. Şimdi de 6284 sayılı yasayı tartışmaya açarak eril yargının nicedir süren cezasızlık politikalarını meşrulaştırıyor. Erkek şiddeti cezasız bırakılırken, kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor. Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz diyoruz. Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 Sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınların eşitlik ve özgürlük sorunu çözülmeden siyasi, medeni, sosyal ve ekonomik haklara erişimden bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz varız diyoruz. Vardık ve var olacağız” sözlerine yer verdi.
 
Açıklama “Jin Jiyan Azadî” sloganı ve alkışlarla son buldu.