SYKP Eşbaşkanı Feray Mertoğlu: Tecrit hala sürüyor

  • 09:01 25 Ekim 2024
  • Siyaset
Melek Avcı 
 
ANKARA - Son günlerde Kürt sorununa ilişkin yaşanan tartışmaları değerlendiren SYKP Eşbaşkanı Feray Mertoğlu, tecridin hala sürdüğünü belirterek “Öncelikli olarak Sayın Öcalan’ın tecridi ortadan kaldırılmalıdır. Kürt Özgürlük Hareketi’nin farklı öbekleriyle özgürce konu üzerinde müzakere yapabilmesi saplanmalı ve görüşlerini kamuoyu ile paylaşabilmesinin koşulları ivedilikle sağlanmalıdır” dedi. 
 
Kürt sorununa ilişkin son günlerde yapılan tartışmalar “çözüm mü oyun mu” siyaset ve toplumun gündeminde. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kabul etmiş, "umut hakkı" için ise "örgütün tasfiyesi"ni şart koşmuştu. Sonrasında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “el yükselttiğini" belirterek, “Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum" sözlerini kullandı. Tüm bu açıklamalara karşılık Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Part) ise çözüm için muhatabın İmralı olduğunu bir kez daha iktidara hatırlattı. 
 
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu, konuya ilişkin değerlendirmede bulundu. 
 
‘Bahçeli’den çözüm beklenemez’
 
MHP’nin girişimlerinden umutlanmak için hiçbir neden olmadığını söyleyen Feray Mertoğlu, tecridin hala sürdüğüne dikkat çekti. Feray, “İktidar blokunun MHP Lideri Bahçeli eliyle başlattığı bu girişime inanmak ve umutlanmak için şu anda hiçbir nedenimiz bulunmuyor. Bahçeli’nin ‘ezber’ bozan bu çıkışının hiçbir yerinde demokrasinin zerresi yoktur. Kuşkusuz Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecridin kaldırılması öncelikli beklentimizdir. Bu tecrit zaten kabul edilebilir bir şey değildi. Ama Sayın Öcalan ile hala tam bir temas kurulabilmiş de değil. Kendisinin ne diyeceğini öğrenmek hakkımız. Buradaki tuzak; ağır bir ekonomik kriz yaşayan Türkiye bir yandan da İsrail’in Filistin halkına başlattığı soykırımcı girişiminin Ortadoğu’da yarattığı bilinmezlik içinde ön almak ve belki de Rojava’ya dönük büyük bir saldırı başlatmak için zemin hazırlamaktır. Bahçeli’den Kürt sorununun demokratik biçimde çözmek için girişimde bulunması beklenemez” sözlerini kullandı. 
 
Asıl kilit Rojava vurgusu
 
İşletilmeye çalışılan süreci “çözüm” olarak okumanın mümkün olmadığını cezaevlerine bakarak görülebileceğini söyleyen Feray, amacın dünya tarafından tanınacak olan bir Rojava’yı engellemek olduğunu belirtti. Feray, “Mevcut anayasanın bile uygulanmadığı, HDP-DEM yöneticilerinin cezaevinde ve sürgünde olduğu, Kürt sorununun özgürce konuşulamadığı koşullarda hangi demokratik süreçten bahsedilebilir. İşin bir yanı yeni Anayasa hazırlığı, Erdoğan’ın erken bir seçimle yeniden aday olmak istemesi bu çıkışlar üzerinde etkili olabilir ama esas konunun İsrail’in İran’a dönük beklenen saldırısı sonrası, Rojava Kürdistan özerk bölgesinin Suriye hükümeti tarafından tanınması konusudur. Türkiye’nin en çok çekindiği konuların başında bu bulunuyor. Rojava Suriye hükümeti tarafından tanınırsa o zaman tam anlamıyla kurtarılmış bir bölge doğmuş olacaktır. İşte bunu engellemek her şeyden önemlidir Türkiye devleti açısından” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kürt Özgürlük Hareketi’nin yaklaşımını da önemsiyor ve takip ediyoruz’
 
Ortada bir süreç olup olmadığını söylemenin mümkün olmadığını belirten Feray, şunlara değindi: “Süreç var mı bilmiyoruz ama bu vesileyle Kürt sorunun aktüel olması, tartışılabilmesi, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve hatta özgürlüğüne kavuşabilmesinin konuşuluyor olması da önemlidir. CHP liderinin önce Selahattin Demirtaş arkasından Kürt illerini ziyaret etmesi ve Kürtlerle eşit vatandaşlık çağrısı yapması da önemlidir. Biz SYKP olarak Kürt sorunun adil, demokratik ve barışçı çözümünü hep savunduk. Yıllar öncesinden tanımladığımız gibi ve enternasyonalizmin gereği olarak stratejik ortaklık içinde bulunduğumuz Kürt Özgürlük Hareketi’nin yaklaşımını da önemsiyor ve takip ediyoruz. Hareket sözcülerinin bu girişime son derece ihtiyatlı yaklaşım içinde olduğunu da görüyoruz. Siyasal tarih bilinci ve Osmanlı’dan devralınan aklın bize ne tür oyunlar oynayacağını elbette biliyoruz.”
 
‘Kürt Özgürlük Hareketi ile müzakere koşulları sağlansın’
 
Tecridin kaldırılmasının bu açıklamaları dolduracak öncelikli adım olduğunu söyleyen Feray, “Öncelikli olarak Sayın Öcalan’ın tecridi ortadan kaldırılmalıdır. Kürt Özgürlük Hareketi’nin farklı öbekleriyle özgürce konu üzerinde müzakere yapabilmesi saplanmalı ve görüşlerini kamuoyu ile paylaşabilmesinin koşulları ivedilikle sağlanmalıdır. Bu gelişmelere bağlı olarak Meclis’te konu müzakereye açılmalıdır. Siyasi yasakların kalkması için bir af gündeme alınarak sorunun barışçı çözümünün kapısı açılmalıdır. Bu sorunun çözümü bir bütün olarak demokratik hak ve özgürlüklerin kazanılmasını sağlayacaktır” diye belirtti.