İkinci tur çağrısı: Çözüm sokak ve sandığın ortak mücadelesinde

  • 09:01 23 Mayıs 2023
  • Siyaset
 
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - AKP-MHP iktidarının ilk turda kaybettiğini, halkların örgütlülüğünün kazandığını vurgulayan Yeşil Sol Parti’den İstanbul milletvekili seçilen Kezban Konukçu Kok, faşizmin yıkılmasının yolunun sokak ve sandığın ortak mücadelesinden geçtiğini belirterek, “Kadın mücadelesinin sesini Meclis’te ve sokaklarda yükselteceğiz. Faşist şefe kaybettirmek üzere sandığa gitmeliyiz” çağrısında bulundu.
 
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), resmi olmayan sonuçlara göre 14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde 23 kentte 62 milletvekili çıkardı. Bu sayıdan 31 tanesinin kadın milletvekili olması ise Yeşil Sol Parti’nin eşit temsiliyeti baz aldığını bir kez daha açığa çıkardı. Öte yandan AKP-MHP iktidarının sandıklarda yaptığı aleni hırsızlık nedeniyle, Yeşil Sol Parti’nin birçok kentteki oyları AKP ve MHP’ye geçirildi. Partililer, sandık sonuçlarına dair her kentte itirazlarını sürdürmeye devam ediyor.
 
Kadın temsiliyetinin en yüksek olduğu tek parti
 
Yine Yeşil Sol Parti, seçimlerde en fazla kadın milletvekili sayısına sahip olan partilerden biri oldu. İstanbul’da Yeşil Sol Parti vekil adaylarından seçilen 8 milletvekilinin 4’ü de kadın oldu. Kadınların her gün katliam, sömürü, taciz ve tecavüze uğraması ile bunun karşısında direnişi büyüttüğü kentlerden biri olan İstanbul’da, bu tablonun ortaya çıkması ise kadınların ortak mücadelesinin yarattığı başarının sonucu olarak yorumlandı.
 
Yeşil Sol Parti’den İstanbul milletvekili seçilen Kezban Konukçu Kok, seçim süreci ve partilerinin hedef ve amaçlarına dair JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
 
Halkların örgütlülüğü kazandı!
 
Seçimlerde kadın düşmanı ittifakın kaybettiğine, halkların da bu ittifakı göndermek için yürüttüğü örgütlülüğün kazandığını dile getiren Kezban, iktidarın 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana usulsüzlüklerle koltuğunu korumaya çalıştığını ifade etti. Usulsüzlüklerin yalnızca sandıktan çıkan oyların sayımı ile sınırlı olmadığına da dikkat çeken Kezban, “Seçim sürecinin kendisi de antidemokratik. İktidarın bütün olanakları kullanarak medyada bizlerin sesinin duyulmasını engelleyerek, gazetecilerimizi tutuklayarak sesimizi kısmaya çalışması, HDP’ye dönük kapatma davası ve algı operasyonu seçim sürecinde yaşandı. Sandıkta kullanılan oyların seçim sonuçlarına birebir yansıması konusunda uzun zamandır sıkıntılar var. Buna karşı önlemler almaya çalıştık ama yeterli olmamış. Ama Erdoğan bütün usulsüzlüklere rağmen kazanamadı cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve AKP’nin oy oranları düştü” yorumunu yaptı.
 
‘Seçimler hala bitmiş değil…’
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimleri kaybetse de halklar açısından beklenilen sonuca ulaşılamadığını belirten Kezban, ilk turda Tayyip Erdoğan’ın kaybedeceği, Meclis bileşiminde Cumhur ve Millet İttifakı’nın Emek ve Özgürlük İttifakı’na oranla daha az oy almasını hedefleyerek çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. Kezban, “Bizlerin de özeleştiri sürecine girmesi gerekiyor. Zaten partimiz bu konuda açıklama yaptı. Özeleştiri süreci mutlaka umut verici, motive edici ve ileriye dönük sonuçlar alma yönünde olmalı. Çünkü şimdi halklara yapılabilecek en büyük kötülük umutsuzluktur. Biz faşizmin yenilmesinin çok kolay olmayacağını ve sadece seçimlerle olmayacağını biliyorduk. Faşizm ile mücadele tereyağından kıl çeker gibi kolayca olmaz. Yılların birikimiyle kendini inşa eden faşist bir iktidardan bahsediyoruz. Faşizme darbe vurma açısından seçimleri önemsiyoruz, hala bitmiş değil.”
 
‘Çözüm sokak ve sandığın ortak mücadelesinde’
 
Faşizmin, sandık ve sokağın dengeli bir şekilde hareket etmesi sonucu yıkılacağına dikkat çeken Kezban, “Millet İttifakı’nın halkın ayağını sürekli sokaktan çekmeye dönük yaklaşımı ve meseleyi sandığa kilitlemesi ayrı bir sorun. Partimizin duruşu ve yaklaşımı ortadadır, bu konuda onları eleştirdik. Faşizme kaybettirmek için bütün mücadele dinamiklerinin kendini ifade kanallarının açılmasını ve seçimin dengesini iyi kurmamız gerekiyor. 2 turda da Erdoğan’a kaybettirmeye odaklanmalıyız.  Ama sonuç ne olursa olsun ciddi bir darbe aldıkları ortada” diye kaydetti. AKP-MHP iktidarının, erkek olmayanlara karşı, kadınlara, LGBT+’lara ve Kürtlere karşı düşmanlık üzerinden söylemler kurduğunu ve emekçilere dönükte politikalarının olmadığının altını çizen Kezban, bunun karşısında Emek ve Özgürlük İttifakı olarak tüm ezilen kesimler için politikalar yürütmeye çalıştıklarını ifade etti.
 
Hedefleri Üçüncü Yol seçeneğini büyütmek
 
Yeşil Sol Parti’nin bundan sonraki süreç için de halkların mücadelesi için ön açıcı bir rol taşıdığını vurgulayan Kezban, bu rolü her geçen gün büyüteceklerinin altını çizdi.  Kezban, “Meclis’teki varlığımız faşizan bileşime karşı tüm toplumsal kesimlerin sesini yükseltmek için önemli. Toplumsal dinamiklerle temas halinde olarak onların mücadelesinin önünü açmak için ciddi bir görev bizi bekliyor. Biz bu göreve her zaman hazırız. Cumhur İttifakı ile cisimleşen faşizm ve Millet İttifakı ile cisimleşen restorasyoncu güçlere karşı ezilen halkların seçeneğini, Üçüncü Yol seçeneğinin büyütülmesi için ciddi bir görev bizleri bekliyor. Faşizme kaybettirebilmek için sandık demokrasisine bugün sahip çıkmak zorunda kalıyoruz. Ama bizim istediğimiz, yerelden ve katılımcı demokrasi. Önümüzdeki dönemde bunun meclislerin inşasına başlamamız gerektiği çok açık. Meclislerimizi yaygın ve katılımcı bir şekilde inşa edemezsek işimiz biraz daha zor” sözlerini kullandı.
 
‘Kadın mücadelesinin sesini yükselteceğiz!’
 
Eşbaşkanlık sistemi başta olmak üzere eşit temsiliyetin sağlanması için partilerinin büyük bir mücadele yürüttüğünü ifade eden Kezban, önceki seçime oranla bu seçimlerde tam olarak eşit temsiliyeti sağladıklarını dile getirdi. Kezban, “Eşit temsiliyeti kadın mücadelesinin bir yansıması olarak görmek gerekiyor. Mesela kadın seçim bildirgemiz iki, üç kişinin yazdığı bir bildirge değil. Kadın mücadelesinden süzülüp gelen çerçeve içerisinde yazılan bir bildirge. Olası, oluşabilecek hükümet bileşimini düşündüğümüzde bir kadın ve LGBTI+ düşmanlığı üzerinden yürüyecekler. Bu saldırıların önüne geçebilmek için hem sokakta hem meydanlarda hem de Meclis’te kadın mücadelesinin sesini yükselteceğiz. Bu mücadele asla pes etmeyecek ve itaat etmeyecek. Seçim gecesi de umutsuzluk yayıldığında umuda dair açıklamalar ilk kadınlardan gelmişti” vurgusunu yaptı.
 
Sandık çağrısı: Faşist şefe kaybettirelim 
 
Son olarak 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçiminde halkların bir kez daha sandığa giderek oyunu kullanması için çağrıda bulunan Kezban, “Faşist şefe kaybettirmek üzere sandığa gitmeliyiz. Mutlaka müşahitlik yapmalıyız. Sandığa giren her bir oyun aynen çıkmasını sağlamalıyız. Etrafımızda kararsız olanları ikna etmeliyiz. İkinci turda faşist şefe biz kaybettirirsek, faşizmin yarattığı krizin derinleşmesinin durdurulması ve bizim kazanmamızın yolunun açılması için imkan doğacak. Bu imkanı kaçırmayalım, faşist şefe kaybettirelim” sözleriyle seslendi.