Toplum ve Hekim Dergisi: Göç eden çocukların maruz kaldıkları yazıldı

  • 12:13 20 Ağustos 2018
  • Emek/Ekonomi
HABER MERKEZİ - TTB’nin çıkarttığı Toplum ve Hekim Dergisi'nin  "Göç" başlığı altında Suriyeli mülteci çocuklar konu alınırken, çocukların, temel istihdam alanının tekstil sanayi olduğu ve bu çocukların günde 12 saat ile ayda aldıkları ücretin 300 ila 400 lira arasında değiştiğine dikkat çekildi. 
 
Türk Tabipler Birliği (TTB) yayını olan Toplum ve Hekim Dergisi'nin bu ayki sayısı "Göç" başlığı ile çıktı. Dergide, Suriye'den göç etmek zorunda bırakılan çocukların yaşam koşulları ve çalışma hayatına yer verildi. Birgün'ün haberine göre, Prof. Dr. Feride Aksu Tanık ve Doç. Dr. Aslı Davas editörlüğündeki dosyada Suriyeli çocukların tarımın yanında yoğun olarak tekstil sektöründe çalıştırıldıkları ifade edildi. 
 
Ege, Ondokuz Mayıs, Giresun Üniversitelerindeki görevlerine KHK ile son verilen uzmanların İzmir'de "Göç Okulu" adını verilen eğitim programındaki çalışmalarının da yer aldığı derginin bu sayısında, özellikle "çocuk" üzerine yapılan derlemeler incelendiğinde çarpıcı veriler açığa çıktı.
 
Çocukların 10-11 yaşlarından itibaren çalışmaya başladığı, çalıştırıldığı alanların başında ise tarım sektörünün geldiğinin kaydedildiği dosya çalışmasında, çocukların aileleriyle birlikte ürün ekiminde ya da hasatta çalıştığı belirtildi.
 
İkinci temel istihdam alanı ise tekstil sanayi
 
Çocukların için ikinci temel istihdam alanının ise tekstil sanayi olduğuna yer verilen dosyada, akademisyen Melda Yaman'ın yazısında şu sözlere yer veriliyor: "On binlerce Suriyeli çocuk başta tekstil atölyeleri olmak üzere imalat sanayinde çalışıyor. Çocukların çoğu tekstilde ortacı. Çalışma saatleri günde 12 saati bulabiliyor. Cumartesileri yarım gün mesai devam ediyor. Elbette ki kayıtsız bir biçimde, asgari ücretin altında ücretlerde çalıştırılıyorlar. Küçükler ve yeni başlayanlar ayda 300-400 TL kazanıyor. Tekstilde birkaç yıllık deneyimi olan ve ortacılıktan makineye geçenlerin aldığı ücret ise 750-800 TL arasında değişiyor. Suriyeli mülteci kadınlar ve çocuklar da hayatta kalma stratejisi olarak istihdama katılmakta, sermaye için muazzam bir yedek sanayi ordusu oluşturmaktadır. Bu kitle, sermayenin bizatihi kendi eğilimlerinin ortaya çıkardığı yedek işçi kitlesine ek bir yedek nüfus yaratmış, sermaye birikiminin bir bakıma güvencesi haline gelmiştir."
 
'Çocukların büyük çoğunluğu tarım işçiliği yapıyor'
 
Mevsimlik tarım işçileri arasında çocuk işçiliğinin epey yaygın olduğunu dile getiren Melda şöyle devam ediyor: "Suriyeliler, Türkiye'de mevsimlik tarım işçiliği yapıyor. Kalkınma Atölyesi tarafından 2015 yılında Adana'da Suriyeli mevsimlik tarım işçileriyle bir araştırma gerçekleştirildi. Araştırmanın Bereketli Topraklar, Zehir Gibi Yaşamlar başlıklı raporunda belirtildiği üzere daha önce çoğunlukla başka illerden Adana'ya çalışmak için gelen mevsimlik göçmen işçilerle yapılan tarımsal üretim, Suriyeli göçü ile birlikte artık hemen hemen yılın bütün ayları Adana'da yaşayan Suriyeli işçiler tarafından yapılır hale geldi. Suriyeli işçilere ortalama olarak 38 TL günlük ücret veriliyor ki bu ücret tarım aracılarının komisyonu düşüldükten sonra işçinin eline geçen net miktar. Ne var ki, işçilerin büyük çoğunluğu ücreti her zaman nakit biçiminde alamamakta, ücretten, aracıdan aldıkları erzaklar, kira ücretleri, elektrik ve su gibi giderler düşülmekte. Ayrıca, ücret ödemeleri çoğu zaman gecikebilmekte, toprak sahipleri ürünleri sattıktan sonra, yani üç dört ay sonra, işçilere ödeme yapmakta. Rapora göre, 17 yaş altı erkek çocukların yüzde 49'u, kız çocuklarının ise yüzde 50'si tarım işçisi olarak çalışıyor."
 
Cansu Akbaş Demirel de çocukların eğitimine ilişkin yaşanan sıkıntıyı şu sözlerle özetliyor: 
 
"Suriye'den gelenlerin geçici koruma kapsamında sağlık, eğitim, çalışma gibi hakları bulunmaktadır. Ancak tüm bu haklardan yararlanmaya ilişkin uygulamada farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Sağlık hakkına erişim hastanelerde tercüme sıkıntıları veya hastalığın tespit edilmesine rağmen ilaca erişimde yaşanan zorluklar olarak kendini gösterebilmekte, eğitim konusunda dil engeli, çocukların yaşlarına uygun sınıflarda bulunmayışı, idarecilerin bu gruptaki çocukları okullara kayıt konusunda direnç gösterebilmesi alanda karşılaşılan güçlüklerdendir. Keza çalışma izni mülteci ve şartlı mültecilerde olduğu gibi geçici koruma kapsamındakiler bakımından da önemli bir avantaj sağlamamaktadır."