‘Hanife Arslan ve tüm ağır hasta tutsaklar bırakılsın’ çağrısı

  • 12:56 30 Ocak 2024
  • Güncel
COLEMÊRG – Ağır hasta tutsak Hanife Arslan’a ilişkin açıklama yapan İHD, ÖHD ve Colemêrg Barosu, hasta tutsakların tahliye edilememesinin bir öldürme politikası olduğunu belirterek, “Hanife Arslan ve tüm ağır hasta tutsaklar serbest bırakılsın” çağrısı yaptı. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Colemêrg şubeleri ve Colemêrg Barosu, Van T Tipi Cezaevi’nde tutulan ve ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmeyen 76 yaşındaki Hanife Arslan’a ilişkin açıklama yaptı. Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde bulunan Zagros iş merkezi önünde yapılan basın açıklamasında, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Gever ilçe örgütü yöneticileri ve ağır hasta tutsak Hanife Arslan’ın kızı İran Arslan katılım sağladı. 
 
Açıklamayı, İHD Colemêrg Şube Eşbaşkanı Sibel Çapraz okudu. 
 
'Bilinçli bir şekilde işkence etmekte'
 
Van T Tipi Cezaevi'nde ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan Hanife Arslan’ın 19 aydır cezaevinde tutulduğunu belirten Sibel, Hanife'nin KOAH, mide ülseri, diyabet, kalp ve yüksek tansiyon hastası olup, eklemlerde sıvı azalmasına bağlı yoğun ağrı ve hareket güçlüğü hastalıklarının olduğunu vurguladı. Cezaevindeki ağır koşulların ve tutsak hasta Hanife’nin yaşlı olmasının cezaevi yönetimi tarafından göz ardı edildiğini belirten Sibel, “Tutsak yaşlı bir kadına bilinçli bir şekilde işkence edilmektedir. Kızının verdiği bilgiye göre, Hanife, engellilere uygun olmayan koğuş tuvaletinde düşmüş ve sonucunda dişleri kırılmıştır. Önceleri bu durumu görmezden gelen cezaevi idaresi bu konuda kamuoyu oluştuktan sonra, tuvalete klozet yaptırmış ve Hanife Arslan’ı doktora götürmüştür. Klozete rağmen hareket kısıtlılığı ve yoğun ağrıları nedeniyle tuvalete gitmekte çok zorlanan Hanife Arslan, tuvalete gitmemek için yemek yemekten kaçınıyor ve bu durum sağlıklı beslenmesini engelliyor” dedi. 
 
‘Yapılanlar öldürme politikalarıdır' 
 
Hanife'nin iktidarın, insan haklarını ve onurlu yaşamı görmezden gelen yöntemleri sonucunda cezaevinde hukuksuz ve keyfi bir şekilde bekletildiğini söyleyen Sibel, “Pişmanlık dayatmalarına karşı Arslan’ın mücadelesi ve direnme azmi bu coğrafyada direnen her bir bireyin iradesinin mevcut sisteme ve nefret politikalarına karşı boyun eğmediğini bizlerde bir daha göstermektedir. Özellikle siyasi mahpusların üzerindeki bu baskıların yıllardır bu ülkede devşirme ve yıldırma politikalarının bir türü olduğunu biliyoruz. Cezaevlerinin mevcut iktidar ve onların merkezi yönetim sistemlerinin mahpusları topluma kazandırma adı altında yaşatmış olduğu fiziki ve psikolojik şiddetin Kürt siyasi mahpuslar üzerinde gösterdikleri insanlık dışı muamele ve nefret politikalarının pratiği olduğu aşikârdır. Cezaevlerinin, hasta mahpuslar üzerinde bugün yapmaya çalıştığının nekro-politik (öldürme politikaları) izdüşümlerini görmemek mümkün değildir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Hasta tutsaklara zulüm edilmekte' 
 
Cezaevlerinde, 2019 yılında 107, 2020 yılında 95, 2021 yılında 128 ve 2022 yılında 101 tutsağın yaşamını yitirdiğini belirten Sibel, “Her yıl ortalama 100 hasta mahpus iktidarın ceza infaz kurumlarında yetersiz tedbirleri sonucu keyfi bir şekilde ölüme terk edilmektedir. Tutsaklar, suçları ne olursa olsun Ceza İnfaz Kurumları’nda kaldıkları süre boyunca devletin sorumluluğu altındadır. Ancak bugün gelinen noktada Ceza İnfaz Kurumları, hasta mahpusların hayatını idame ettirebileceği veya sağlık haklarına erişebilecekleri şartlara sahip değildir. İnsan haklarına önem vermeyen, insanları eşit ve onurlu bir şekilde yaşatmayı hiçbir zaman esas almamış olan bu zihniyet sorumluluktan kaçınmakta, bilinçli bir nefret ve akabindeki yok etme politikaları ile hasta tutsaklara zulüm etmektedir” şeklinde konuştu.  
 
Talepler sıralandı 
 
Sibel, ağır hasta tutsaklar ve Hanife Arslan için hak savunucularına çağrıda bulunarak şu taleplerin karşılanması çağrısında bulundu: 
 
“* Hapishaneler, tutsakların ölüme terk edildiği alanlar olmamalıdır!
 
* Hasta mahpusların mevcut hakları ( hastaneye götürülmeleri, doktor kontrolleri, ilaçlarının karşılanması, tedavilerinin devamı ) sağlanmalıdır. 
 
* Özellikle Hanife Arslan ve onun gibi yaşlı hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalıdır. 
 
* Hanife Arslan ve diğer yaşlı hasta mahpuslar üzerinde devam eden bu baskılara derhal son verilmelidir. 
 
* Ceza İnfaz Kurumları yaşanan bu ölümler ve mevcut sorunlar karşısında sorumluluklarının bilincinde olmalı ve mahpuslar üzerinde ki keyfi muamelelere son vermelidir.” 
 
Sıralanan taleplerini AKP hükümeti, Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü’ne ilettiklerini söyleyen Sibel, “Bu konudaki taleplerin karşılanması için gereğinin yapılması gerektiğini belirtiyoruz” dedi. 
 
‘Barış annesi olduğu için cezaevinde'
 
Açıklamanın ardından Hanife'nin kızı İran Arslan ise, annesinin hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu belirterek, cezaevlerinde haksız, hukuksuz ve kötü politikaların uygulandığını ve bu politikalara son verilmesi talebinde bulundu. Cezaevlerinde uygulanan kötü muamelenin ülkedeki hiçbir insana faydası olmadığını söyleyen İran, “Annem sadece ülkemizde yürütülen kirli politikalara hayır dediği, gençlerin ölmemesi, barış mücadelesi yürüttüğü ve Barış Annesi olduğu için şu an cezaevinde. Eğer annem suçlu olsaydı elbette pişman olurdu. Ama suçsuz olduğu için pişmanlıktan yararlanacağı bir durum söz konusu değildir” diye konuştu.