Muhalif basını özel savaş politikalarına karşı sessiz kılan ne?

  • 09:25 29 Eylül 2024
  • Medya Kritik
 
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - Kurdistan’da yaşanan talana, ölüme, savaşa sessiz kalan muhalif basının bu seferde Colemêrg’deki fuhuş çetesini görmezden gelmesi basının muhalifliği konusunda tartışma yarattı.
 
Ayşegül Akdoğan isimli kadın liderliğinde kurulan ve AKP’lilerden oluşan çete grubu, genç kadınları uyuşturucu ve fuhuşa zorlaması, Ayşegül’ü şikayet edenlerin savcı tarafından şikayeti çekmeye zorlanmalarını anlatan ve tanıkların konuştuğu Colemêrg’deki (Hakkari) fuhuş ve uyuşturucu çetesine ilişkin, “Colemêrg’de özel savaş” başlıklı dosya haber geçtiğimiz günlerde gündeme damgasını vurmuştu. Aslında haberin gündem olma süreci gazetecinin hedef gösterilerek evinin basılmasının ardından daha fazla tartışılır oldu. Haberin gündem olma sürecine ve muhalif basının rolüne biraz bakalım.
 
Muhalif basının bu haberin görünmez kılmasına neden olay şey neydi?
 
Haberin yayınlanmasının ardından geçen 3 gün içerisinde haber birçok çevrede gündem olurken, polisin yönelimi diğer toplumsal kesimleri de olaya müdahil olmak zorunda bıraktı. Haberin yayınlandığı 3 gün boyunca kamuoyu oluşturulsaydı belki habere konu olan süreç için daha sonuç odaklı bir yol izlenebilinirdi. Peki muhalif basının bu haberi görünmez kılmasına neden olay şey neydi? Olayın Kurdistan’da yaşanması mı ? Özel savaş söyleminin kullanımından çekinme mi ? Gazetecinin hedef gösterilmesini sayfalarına taşıyan basın kuruluşları neden Colemêrg’deki çeteleri gündemine almadı.  Gazetecinin evini basarak, 'arama kararı var' diyerek korku iklimi yaratılmasına karşı her alanda cesaretle gazetecinin sahiplenilmesi nasıl geri adım attırdıysa özgür, muhalif, yandaş demeden hakikati ortaya çıkarmayı misyon edinmiş her gazetecinin özel savaş politikalarını teşhir etmesi de geri adım attıracak.
 
Kurdistan’da yaşananlara muhalif medya sessiz
 
Sadece Colemêrg’deki fuhuş çetesi haberine karşı değil Kurdistan’daki talana, yıkıma, ölüme sessiz kalan kendince en “meşru” alanda muhalif basıncılık yapmaya çalışan gazeteciler mesleklerini ilkelerini yerine getirmiyor. Haberin ne kadar popüler olduğuna değil hakikati ne kadar içinde taşıdığına, toplumu ne kadar ilgilendirdiği esas çizgi olmazsa yıllardır olduğu gibi bugünde muhalif basın yaptığı haberlerle değil göz yumduğu haberlerle eleştirdiği odağı olmaya devam edecek.  
 
Sessizlik özel savaşı besliyor
 
Bu yaşananlar aslında Kürdistan’da yürütülen özel savaş politikasının nasıl sürdürüldüğünün en açık örneği. Sessizlik özel savaşı besliyor. Muhalif medyanın bu sessizliği yeni değil. Özgür basın geleneğinden gazeteciler baskılara, gözaltı tehditlerine rağmen gerçekleri ortaya çıkarırken muhalif medyanın yaratılan gündemler sonucunda ete süte dokunmayan habercilik anlayışı yıllardır devam ediyor. Muhalif basın Colemêrg’deki fuhuş çetesi haberinde de sınıfta kaldı. Colemêrg’deki fuhuş çetesi haberinin arkasındakiler gizlenmeye çalışılıyor. Örneğin Amed’te kaybedilen ve ardından katledilen Narin Güran tüm ülkede kamuoyu oluşturdu ancak burada da iktidar basının magazinsel söylemleri ile gündemi tekrardan çarpıtarak Kurdistan’da kadınların, çocukların özel savaş politikaları sonucu ne ile karşı karşıya kaldığı gizlendi. Muhalif basının yaşananları görmezden gelmesi ne kadar muhalif olduğu konusunda tartışma yaratıyor.