ATK kararları siyasi!

  • 09:04 31 Aralık 2023
  • Güncel
Rojda Aydın 
 
WAN – ÖHD Wan Eşbaşkanı Mehtap Işık, cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığına dikkat çekerek ATK’nin hasta tutsaklar konusunda siyasi duruma ilişkin karar verdiğini söyledi.  
 
Cezaevlerinde tutsaklara yönelik baskılar giderek artıyor. İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, tüm cezaevlerine yayılıyor ve bu durumdan da en çok hasta tutsakları olumsuz etkiliyor. Tutsakların tedavi hakları ya da serbest bırakılmaları ya cezaevi yönetimleri ya da Adli Tıp Kurumları (ATK) tarafından engelleniyor. Bu konuda ailelerin ve hukukçularn başvuruları ise sonuçsuz kalıyor.
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şube Eşbaşkanı Mehtap Işık, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
 Cezaevlerinde hak ihlalleri çok yoğun
 
Cezaevlerinde son birkaç yıldır baskı ve hak ihlallerinin yaşandığını dile getiren Mehtap, özellikle hasta tutsaklara yönelik baskının çok olduğunun altını çizdi. Mehtap şöyle dedi: “Hazırladığımız raporlarla bu durumu dile getiriyoruz. Ancak bir sonuç alamıyoruz. Cezaevlerindeki hasta tutsakların durumunu daha çok dile getirmek gerek. Cezaevlerindeki hasta tutsakların yaşadığı ihlaller, tedavi haklarının engellenmesi, ilaçlarının verilmemesi gibi daha birçok sorun var. Burada ATK’nin rolü önemli. Bunu biz her zaman dile getiriyoruz. Hasta tutsakların bırakılması, infazlarının ertelenmesi için yaptığımız başvuruları ATK’ye de gönderiyoruz. Ancak ATK, ‘cezaevinde kalabilir’ raporu veriyor. Düşünün cezevinde 85 yaşında ve ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan tutsaklar için ‘cezaevinde kalabilir’ raporu veriliyor ve tekrar cezaevine gönderiliyor.  İnfaz Hakimlikleri ve savcılar ‘biz ATK raporuna bağlıyız’ diyor. Bu şekilde hasta tutsaklar bırakılmıyor. Burada üzerinde durmamız gereken şey ATK’nin siyasi karar vermesi. Çünkü infaz kanununda eşitsizlik var. Siyasi ve adli tutsaklarda infaz şartları farklı.  Siyasi tutsaklar TMK çerçevesinde ele alındığı için talepleri yerine getirilmiyor. ATK de burada kararını siyasi ya da adli olup olmadığına göre veriyor. Eğer siyasi tutsak ise onlar hakkında kolay kolay tahliye kararı verilmiyor. Bunu biz Makbule Özer şahsında görmüştük.”
 
ATK kararları siyasi
 
ATK’nin siyasi duruma göre karar verdiğini belirten Mehtap, tutsakların kimliklerine bakıp ona göre karar verdiğini vurguladı. Mehtap, “Bu durum ne kanuni ne de ahlaki. Eşitlik ilkesine aykırı. Hasta tutsakların tedavileri engelleniyor. Hasta tutsaklar sağlık hakkına erişemiyor. Örneğin Patnos L Tipi Cezaevi’nde su sorunu, tutsakların diş sorunu var yine böbrek sorunu yaşayanlar var. Ancak idare buna karşı revirde diş hekimi yok diye tedavi edemediğini söylüyor. 3-4 yıldan bu yana tedavi edilmiyorlar. Bu esasında hak ihlali. Uluslararası sözleşmeler, AYM ve Türkiye’nin bağlı olduğu anlaşmalara bağlı olunması gerek Ancak görüyoruz ki tedavi hakları engelleniyor. Bu insanlık dışı. Fakat hasta tutsaklara bu dayatılıyor” dedi. 
 
Keyfi kararlar
 
Tutsakların infazlarının yakılmasına da değinen Mehtap bunun keyfi olduğunu söyledi. Mehtap, kanun ve hukukta böyle bir şey olmadığını belirterek, “İnfazların yakılması ya da ertelenmesi tamamen keyfi. Bırakılacak tutsaklara ‘siz HDP’yi nasıl görüyorsunuz’ deyi soruluyor. Bu keyfi bir şey. Yasalarda belirlenen soruların sorulması gerek. Onların siyasi görüşüne göre ya da düşüncünce özgürlüğü çerçevesinde sorular sorulmamalı. Bu yüzden de bunlar keyfi uygulamalar. Ancak ne yazık ki bu uygulamalar devam ediyor” dedi. 
 
Sorumluluklarını yerine getirmiyorlar
 
Hasta tutsaklar için girişimlerinin devam ettiğini belirten Mehtap, ellerinde hasta tutsak listesi olduğunu söyledi. Mehtap şöyle devam etti: “Başvuran kişilere ulaşıyoruz. Onları gündeme getirmeye çalışarak bırakılmalarını istiyoruz. Aynı zamanda hasta tutsakların durumunun ağırlaşmaması için girişimlerimiz oluyor. Ancak hala ulaşamadığımız başka hasta tutsaklar da var. Durumu çok ağır olan tutsaklar var. Aileleri aracılığı ile başvuru yapıyorlar. Girişimlerimiz sürüyor. Tutsakların yaşamından cezaevi idareleri sorumlu. Eğer başlarına bir şey gelirse idare bundan sorumlu. Ancak cezaevi idareleri bu sorumluluklarını yerine getirmiyor.”
 
Tecrit siyasi
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de dikkat çeken Mehtap tecridin yaşamın tüm alanlarına yayıldığını, özellikle de hasta tutsaklara yönelik olduğunu dile getirdi. Tutsakların 27 Kasım’da açlık grevine başladığını hatırlatan Mehtap, “Hukuksuzluğun ortadan kaldırılması, aile ve avukatların görüşme yapabilmeleri için bu eylem başlatıldı. Geçmiş süreçlerdeki açlık grevlerine baktığımızda bir çok siyasi tutsak yaşamını bitirdi. Aynı şeylerin tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Yasaların herkesi bağladığını ve herkes için olduğunu söylüyoruz.  Bu yüzden de bu tecdirin derhal kaldırılması çağrısı yapıyoruz. Aile ve avukatlar görüş yapabilmeli."