‘Gündüz Filistin’e üzülüyor, akşam Kürtlere saldırıyor’

  • 09:03 29 Aralık 2023
  • Güncel
 
WAN - Adalet Nöbeti’ndeki tutsak yakınları, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara tepki göstererek, iktidarın Kürt halkının varlığına yönelik inkar ve saldırı politikalarını eleştirdi. Savaşın toplumsal tüm sorunlarla bağlantılı olduğunu vurgulayan tutsak yakınları, “Tecrit biterse, savaş da biter” dedi.
 
Türkiye’nin  Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde hastane, petrol rezerveleri  ile sivil yaşam alanlarına yönelik saldırıları sistematikleşti. Saldırılar sonucu şu ana kadar onlarca yurttaş yaşamını yitirirken, onlarcası ise yaralandı. Bir taraftan İsrail-Filistin savaşını öne sürerek Hamas’ı destekleyen AKP iktidarı, diğer taraftan söz konusu Kürtler olduğunda saldırılarına devam ediyor. 23 Aralık gününden bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara karşı ise  Kurdistan, Türkiye ve uluslararası kamuoyundan tepkiler gelmeye devam etti.
 
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara bir tepki de Wan’da Adalet Nöbeti’nin 24’üncü gününde olan tutsak yakınlarından geldi.
 
‘Yaşadığım sürece oğluma yönelik işkenceyi unutmayacağım’
 
Sözlerine iktidarın tecrit politikalarına tepki göstererek başlayan tutsak yakını İran Ergün, “Oğlum Taner Ergün yaklaşık 8 yıldır Rize Kalkandere Cezaevi’nde tutuklu Tutsaklarımızın üzerindeki tecrit politikalarından dolayı sesleri duyulmuyor. Evimize baskın yapıldığı sırada oğluma işkence edildi. Ben var olduğum sürece oğluma yapılan işkenceyi asla unutmayacağım” dedi. İran, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmediğine dikkat çeken İran, tecrit politikalarının tüm toplumsal sorunlarla bağlantılı olduğunu kaydetti. İran, “Tecrit biterse savaş da biter. Tecrit biterse hepimiz özgürleşiriz” dedi.
 
‘Gündüz Filistin’e üzülüyor, akşam Kürtlere saldırıyor’
 
İktidarın “iki yüzlü” bir politika izlediğini vurgulayan tutsak yakınlarından Fatma Avcı ise şöyle konuştu: “Gündüz Filistin’e üzülüyor, akşam Kürtlere saldırıyor. Kürtlere zulüm ediyor. Zulüm etmesin, hastaneleri yıkmasın, sivillere saldırmasın. Kürt halkı bu topraklarda var oldu, onlar sonradan bu topraklara yerleşti. Şunu iyi bilsinler ki; Kürtler toprağa çivi gibi çakılıdır. Ne kadar öldürürse  öldürsün toprağından ayırmaları mümkün değil.”
 
‘Varlığımızı inkar etmemizi bekliyorlar’
 
Kadınların savaş istemediğini söyleyen tutsak yakınlarından Azize Çakır da, iktidarın Kürtleri inkara dönük politikalarına tepki gösterdi. Oğlunun üniversite okurken tutuklandığını kaydeden Azize, “Çocuklarımız okumaya gittikleri üniversitelerde ırkçı saldırılara maruz kalıyor. Dilimiz, kimliğimiz inkar ediliyor. Bu yaklaşımı kabul etmiyoruz, çünkü Allah bizi Kürt olarak yaratmış. Kimliğimize, dilimize sahip çıkmamız gerekiyor. Çocuklarımız vuruluyor, öldürülüyor, cezaevlerine gönderiliyor. Çocuklarımızı, ‘Kürtçe konuşuyorsunuz, Kürtçe yazıyorsunuz’ ifadeleriyle suçluyorlar. Oğlum yaklaşık 9 yıldır cezaevinde. Çocuklarımızın tek suçu Kürt olması. Devlette bizden daha iyi biliyor ki, hiçbir suçumuz yok. Varlığımızı inkar etmemizi bekliyorlar, biz de bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.
 
Son olarak Azize, “Kimsenin ölümünü istemiyoruz” diyerek, iktidarın baskı politikalarına karşı Kürtlere “birlik” çağrısı yaptı.