‘Cemaatlerin yardımıyla demokrasi ortadan kaldırılmak isteniyor’

  • 09:04 27 Aralık 2023
  • Güncel
 
Habibe Eren
 
BURSA - Eğitim alanında cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollere ve okullarda imam ve vaiz görevlendirilmesine dair konuşan Koza Derneği’nden Nursel Demir, “Cemaatlerin bu konuda yardımlarının alınması demokrasinin ortadan kaldırılması için en uygun koşulları sağlayacak” derken buna karşı her alanda mücadele edeceklerini bildirdi.  
 
AKP iktidarının eğitimin dinselleştirilmesi, ticarileştirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaygınlaştırılması ile birlikte eğitimin niteliği giderek düşerken tarikat ve cemaatlerle yapılan protokoller nedeniyle çocukların hayatı karanlığa gömülüyor. Geçtiğimiz günlerde değerlendirmelerde bulunan Milli Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin,  STK olarak adlandırdığı cemaat yapılarıyla 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokol olduğunu açıklarken tüm tepkilere rağmen söz konusu tarikat ve cemaatlerle protokol imzalamaya devam edeceklerini bildirdi.
 
Koza Derneği’nden Nursel Demir, eğitim alanında cemaat ve tarikatlarla yapılan protokolleri ve eğitim alanının dinselleştirilmesine dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Bir toplumun değişimi için ilk iş eğitim kurumlarına el atılır’
 
20 yıldır “böl parçala yönet” politikasına maruz kalındığını ve bununla mücadele etmenin uzun soluklu çaba gerektirdiğini kaydeden Nursel, “Bir toplumun değişmesini, uzun vadede dönüşmesini istiyorsanız yapacağınız ilk iş eğitim kurumlarına el atmaktır. Yine ilk işlerden birisi meclisine el atmaktır. Demokrasiye ne kadar darbe vurursanız o toplumu yönetme kabiliyetiniz o kadar artar. Diktatör rejimlere baktığınız zaman zaten bunun alt yapısının buradan başladığını biliyoruz. Ülkede ordunun, meclisin, parlamenter sistemin zaten yok olduğunu hep beraber gözlemledik. Eğitim sistemine ne zaman sıra gelecek derken aslına bakarsınız bunun çalışmaları çok eskiden beri devam ediyor ancak bu yıl iyice ayyuka çıktığını görüyoruz.”
 
‘Bir imam okulda ne verebilir?’
 
Ülke genelinde okullara imam ve vaiz görevlendirmelerine de değinen Nursel, “Bir imamın okulda ne verebileceğine ilişkin deli sorular kafamızda dolaşıyor ve bundan dolayı kaygılıyız. Ve tek başına mücadele etmeye de gücümüz yetmiyor. Burada gerçekten toplumsal olarak ayağa kalkmak gerekiyor, sokağa dökülmek, isyan etmek için ne yapması gerekiyor bu insanların. Son derece kızgın ve öfkeliyim. Kelimelerim yetmiyor” diye konuştu.
 
‘Cemaatlerin yardımıyla demokrasi ortadan kaldırılmak isteniyor’
 
Kız ve erkek çocukların yetişmesinde fırsat eşitliğinin sağlanmadığını yoksul çocukların okula aç gittiğini, eğitim alanında laikliğin ortadan kaldırıldığını söyleyen Nursel, “Biz 2023 yılında laikliği konuşmaya devam ediyoruz bu da ayrı bir zulüm. Cemaatlerin bu konuda yardımlarının alınması da demokrasinin ortadan kaldırılması için en uygun koşulları sağlayacak. Bir insanın yetişmesi aile kurumunda başlar, okullarda devam eder,  sosyal hayatta da biçimlenir. Dolayısıyla da cemaatleri işin içine koyarak bu işi o kadar kolaylaştıracaklar ki gerçekten dindar bir nesil yetiştirmekle kalmayıp kindar bir nesil yetiştirmeye çalışıyorlar. En korkunç kısmı da biz neredeyse bir iç savaşa götürecek olması. Bundan 10- 20 yıl sonrasını düşünmek bile istemiyorum” ifadelerini kullandı.  
 
‘Elimiz böğrümüzde oturup beklemeyeceğiz’
 
“Bu çizdiğimiz karanlık tablo rasyonel yaklaşımla böyle, bir başka rasyonel yaklaşım da biz ne yapacağız?” diye soran Nursel, “ Elimiz böğrümüzde oturup beklemeyeceğiz. Aynı zamanda kendi içimizde eğitim çalışmaları, mahalle çalışmaları ile hatta yerel yönetimlerle ve bu alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle el birliği ile birçok çalışmanın içerisindeyiz buna da devam ediyoruz. Biz burada gerçekten oturmuyoruz buna dikkat çekmek lazım” diye ekledi.
 
‘Umutlu bir geleceği bizler yeşerteceğiz’
 
Bilişim çağında olduğumuzu ve yeni neslin bilişimden en hızlı ve üst düzeyde yararlanmayı bildiğini vurgulayan Nursel, “Dolayısıyla cemaatlerin vermiş olduğu eğitimle kalmayıp dünya çapında bütün o bilişsel eğitim içerisinde kendini geliştirebilen bir nesil. Bu anlamda bu kara tablonun aydınlık kısmının da buradan yeşereceğini düşünüyorum.  Toplumun çok büyük bir kesimin demokratik bir kafaya sahip olduğuna inanıyorum. Buradan yola çıktığımızda umutlu bir geleceği de bizler yeşerteceğiz ve daha çok bunu gençlerle yapacağız. Sık sık bir araya gelmemiz ve sesimizi duyurmamız gerekiyor” dedi.
 
‘Kendi yayın kanallarımızı oluşturuyoruz’
 
Sistemin kendileri gibi düşünen sivil toplum örgütlerine yer vermediğine dikkat çeken Nursel, bu nedenle kendi yayın kanallarını oluşturmaya başladıklarını ifade etti. Kendi dergilerini, kanallarını oluşturmaya başladıklarını söyleyen Nursel sözlerine şöyle devam etti:  “Düzenli programlar oluşturmaya başladık. Olabildiğince her kesime ulaşmak için elimizdeki bütün olanakları seferber ettik şu anda ciddi biçimde çok sayıda kadın ve gence ulaşmanın yollarını hazırladık. Hatta 2024 yılı içinde kendi fanzinimizi çıkarmaya başlıyoruz. Buradan da şu çağrıyı yapmak istiyorum: yazmak istediğiniz, sesinizi duyurmak istediğiniz her konuda bir araya gelelim ne kadar bir arada olursak o kadar amacımıza yaklaşırız. Sadece dergi değil TV yayınları ve programlarda yapmaya başladık. Bizim you tube kanalımız var onu aktif hala getirdik oradan da çok sayıda kişi kendini anlatabilecek hem de duyurularımızı oradan yapmaya devam edeceğiz.”
 
‘Umutsuzluğu yatıştıracağız’
 
Son olarak “Kadın kadının yurdudur ve eğer bir gün dünya güzelleşecekse bu kadınların elleriyle güzelleşecek” diye seslenen Nursel, umutsuzluğu yatıştıracaklarını ve söz konusu kara tabloya karşı hep birlikte mücadele edeceklerini sözlerine ekledi.