‘Gemlik’e yürüyerek, özgürlüğe adım oluyoruz’

  • 14:20 13 Kasım 2023
  • Güncel
 
AMED - 18 Kasım’da Gemlik’e yapılacak yürüyüşe ilişkin TJA öncülüğünde yapılan açıklamada, “Gemlik’e yürüyerek, özgürlüğe adım oluyoruz”sözleriyle katılım çağrısında bulunuldu.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), 18 Kasım günü PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecridin sona erdirilmesi talebiyle Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) öncülüğünde 18 Kasım'da Bursa’nın Gemlik ilçesine yapılacak “Özgürlük Yürüyüşü” öncesi basın açıklaması gerçekleştirdi.  MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu'nda (MED TUHAD-FED) yapılan açıklamada, “Jin jiyan azadî” pankartı yer aldı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetici kadınlar, Barış Anneleri Meclisi ve TJA aktivistleri katıldı. Türkçe ve Kürtçe yapılan açıklamanın Türkçesini MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Emine Kaya, Kürtçesini ise  TJA aktivisti Safiye Akdağ okudu.
 
‘AKP-MHP ittifakı Kürt ve kadın düşmanlığını derinleştirdi’
 
Emine, yüzyılı aşkın bir süredir ulus-devletin inşasıyla, kadınlar, halklar, inançlar ve emekçilerin inkar edildiğini dile getirirken, özellikle Kürt halkına yönelik inkar politikaları ile Kürtlerin temel haklarının, kültürünün, anadilinin, yaşam alanlarının hedef alındığını söyledi. İktidarın, ikinci yüzyıla da savaş politikalarında ısrar ederek girdiğini vurgulayan Emine, “Savaş rejimine dayalı AKP-MHP ittifakı Kürt ve kadın düşmanlığını derinleştirmiştir. Derinleşen bu düşmanlık artık bir hukuk haline getirilmek istenmektedir. Anadilimiz üzerindeki baskılarla birlikte, anadilini savunanların linç edilmeye çalışılması bu iktidarın kutuplaştıran siyasetinden bağımsız ele alınamaz” sözlerine yer verdi. 
 
Düşman hukukunun yarattığı tahribatların kadınların yaşamlarını doğrudan etkilediğini kaydeden Emine, bu tahribatların sonucunda kadınların şiddete maruz kaldığını, doğanın rant ve savaş politikaları ile yok edildiğini ekledi.
 
‘Tecrit düşman hukukunun uygulanmasıdır’
 
“Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit aynı zamanda başta Kürt halkı ve Kürt halkının kazanımlarına dönük bir düşmanlık hukukunun uygulanmasıdır" diyen Emine, başta cezaevleri olmak üzere toplumun her yerine iktidar tarafından yayılan bir tecrit sisteminin olduğuna işaret etti. Emine,  “25 yıldır İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan üzerinden derinleştirilen mutlak tecridi elbette ki sadece bir kişi üzerinden değerlendirmek tam anlamıyla asıl gerçekliği görmezden gelmektir. Asıl tecrit edilmek istenen Kürt sorununda demokratik çözümün ısrarıdır. Özel savaş aygıtlarının tamamını devreye koyarak kadın özgürlük mücadelesidir” şeklinde konuştu.
 
'Tecrit tüm kadınların ortak sorunudur'
 
Kadınların gündeminin tecridin kırılması olması gerektiğini belirten Emine, “Tecrit sadece Kürt halkının, Kürt kadınların sorunu değildir. Tecrit tüm kadınların ortak sorunudur. İktidar, Kürt kadınlar üzerinden yürütülen özel savaş politikaları ile bunu yapıyor. Kadınların kazanımlarını hedef alarak çıkardığı yasalarla bunu yapıyor. Kadınların kazanımlarını pazarlık konusu yaparak kurduğu kirli erkek ittifakıyla bunu yapıyor” dedi. 
 
‘Tecridi kırmak hepimizin sorumluluğunda olmalı’ 
 
Emine, Abdullah Öcalan üzerinden 25 yıldır yürütülen mutlak tecridi kırmanın herkesin sorumluluğu olduğunun altını çizerken, tecritle mücadele etmenin, tecridi kırmanın kadına yönelik şiddet ve katliamların önüne geçmek anlamına geldiğini de ekledi. Amaçlarının, savaş ve şiddet politikalarına karşı onurlu barışı inşa etmek olduğunu ifade eden Emine şöyle konuştu: “Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun bu şiddet politikalarından en fazla etkilenen kesimlerin başında biz kadınlar geliyoruz. Yaşam alanlarımızı terk etmek zorunda kalan, göç yollarında her türlü taciz, tecavüz ve istismara maruz kalan da biz kadınlarız. Sayın Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü bizim temel gündemimizdir. Eşitlik için hakkımız olan eşitliği savunuyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümü için Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü savunuyoruz. Bu yüzden 18 Kasım 2023 tarihinde Gemlik’e yürüyerek, özgürlüğe adım oluyoruz.”