‘Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması sorunların çözümü demek’

  • 09:01 10 Kasım 2023
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
AMED - “Şimdiden Geleceğe Doğru Özgürlüğün Somut Çağrısı” deklarasyonunun imzacısı olan 172 kurumun içinde yer alan Mezopotamya Ekoloji Hareketi üyesi Derya Akyol, “Çoklu krizler çağından geçildiği süreçte biz de paradigmanın yaşamsallaşması ve Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşması sorunların çözümü bunun için deklarasyonda imzacıyız” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 25 yıldır uygulanan ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması ile Kurdistan’da her geçen gün derinleşen savaş politikalarına karşı 28 Ekim’de İstanbul’da akademisyen, siyasetçi, sanatçı, yazar, gazeteci ve aydının bulunduğu 78 kişi, “Barışa Çağrı” ismiyle, 29 Ekim’de de Amed’de 172 kurum “Şimdiden Geleceğe Doğru Özgürlüğün Somut Çağrısı” ismiyle tutumlarını deklare etti. Çözümün adresinin Abdullah Öcalan olduğu vurgulanan deklarasyonun imzacılarından Mezopotamya Ekoloji Hareketi üyesi Derya Akyol, deklarasyona ve imzacı olmalarının amacına dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Deklarasyon çözümü gösteriyor’
 
172 kurumun imzasıyla gerçekleştirilen deklarasyonda yer almalarının amacını dile getiren Derya, Kurdistan’da ve Türkiye’de gerçekleşen çatışmalara, demokrasi krizinin ve çözümsüzlüğün derinleşmesine karşı  imzacı olduklarını kaydetti. Derya, “Deklarasyon bu sorunların çözümünü gösteren bir nokta. Kapitalist modernitenin yaratımı olarak militarizm ile yürüttüğü savaş hali mevcut. Toplum üzerinde yürütülen tecrit var. Tecrit sadece Kurdistan’ın meselesi değil, Türkiye’de de anti demokratik uygulamaların önünü açıyor. 21’inci yüzyılın savaş dönemi olacağını Abdullah Öcalan dile getirmişti. Buna karşı dünya halklarının barış haline ihtiyacı var. Bunun için çözüm yolunu sunan ve çözüm anahtarı olan önderliğin özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Bu çözüm kapitalist moderniteye karşı bir alternatif sunuyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Ulus devlete karşı demokratik konfederalizm’
 
Yaşanan savaşlardan en çok halkların etkilendiğini ve buna karşı çözüm olarak farklı halklar tarafından Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için kampanyalar gerçekleştirildiğini söyleyen Derya, bu kampanyaların aslında Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigmanın yaşamsallaşmasının ihtiyaç olarak görülmesinden dolayı başlatıldığına dikkat çekti. Derya, “Kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite, ulus devlete karşı demokratik konfederalizmi sunuyor. Endüstriyalizm hem doğa üzerinde hem de halklar üzerinde sınırsız bir sömürü oluşturuyor. Endüstriyalizmin üretimi olarak doğanın sürekli sömürü alanı haline gelmesi artık canlılığı yaşamsızlaştırıyor. Kapitalizm kadını da doğayı da meta haline getiriyor ama demokratik modernitede böyle bir durum söz konusu değil. Sermayenin değil halkların kendi ihtiyaçları doğrultusunda ihtiyaçlar belirlenerek özyönetimle doğanın sömürüsünün önüne geçiliyor. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü yaşam biçiminde ortak karar öngörülüyor. Çoklu krizler çağından geçildiği süreçte biz de paradigmanın yaşamsallaşması ve Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşması, sorunların çözümü için deklarasyonda imzacıyız” dedi.
 
‘Barış haline hem doğanın hem toplumun ihtiyacı var’
 
Yıllardır bu paradigmayla birlikte mücadele yürüttüklerini belirten Derya şunları ekledi: “Mutlak tecrit kalkmadığı sürece mücadelemiz sürecek. Barış haline hem doğanın ve toplumun acilen ihtiyacı var. Savaşlardan dolayı doğa ciddi anlamda tehlikede. Bu sadece bir Kürt meselesi değil tüm dünyayı ilgilendiren bir mesele. Barışı savunan tüm yaşam savunucuları ile mücadelemizi ortaklaştırarak daha sürdürülebilir bir yaşam için mücadele edeceğiz.”