Gülhan Kaya için dayanışma çağrısı

  • 15:27 7 Kasım 2023
  • Güncel
 
İSTANBUL - Mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek 12 Haziran’da tutuklanan EHB ve ÖHD üyesi avukat Gülhan Kaya’nın 9 Kasım’da görülecek olan ilk duruşmasına ilişkin meslektaşları ile 8 ülkeden 21 baro, insan hakları ve hukuk örgütünden çok sayıda avukat, yaptıkları açıklama ile dayanışma çağrısı yaptı. 
 
Mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek 12 Haziran’da tutuklanan Ezilenlerin Hukuk Bürosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat Gülhan Kaya’nın, “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın 9 Kasım’da görülecek olan ilk duruşmasına ilişkin 8 ülkeyi temsil eden 21 baro, insan hakları ve hukuk örgütünden çok sayıda avukat, Beyoğlu’nda bulunan ÖHD İstanbul Şube binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Çok sayıda ÖHD, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatın katıldığı açıklamada, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ile çok sayıda uluslararası hukuk örgütü üyesi hukukçu da yer aldı. Açıklamanın yapıldığı dernek binasına ise “Tutsak Avukatlara Özgürlük” pankartı asıldı.
 
‘Yargılanmak istenen mesleki faaliyetlerimiz!’
 
Toplantıda ilk olarak söz alan ÇHD üyesi Çiğdem Akbulut, 21 baro, insan hakları ve hukuk örgütünden çok sayıda avukatın ÇHD üyesi tutsaklar ile Gülhan için bir dizi ziyaret gerçekleştirmek ve duruşmaya katılmak için İstanbul’a geldiğini belirtti. Heyetin Tekirdağ, Edirne ve Marmara (Silivri) Cezaevleri’ne ziyaretler gerçekleştireceğini söyleyen Çiğdem, Gülhan’ın 9 Kasım’da görüşülecek duruşmasına katılım sağlayacaklarının bilgisini verdi. Çiğdem, “Yargılanmak istenen, mesleğimiz ve avukatlık pratiğimiz. Gülhan 6 aydır mesleki faaliyetlerinden dolayı itirafçı tanık beyanlarıyla tutuklu. Bütün meslektaşlarımızı Perşembe günü Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde Gülhan’ın duruşmasına bekliyoruz” çağrısında bulundu.
 
‘Daha fazla mücadele verdiği için tutuklu’
 
Daha sonra söz alan Gülhan’ın avukatı Akçay Taşçı da, “Gülhan kumpas ve itirafçı davalarla mücadele etti. Göstermiş olduğu başarı nedeniyle tutuklu. Türkiye’de muhaliflerin, sosyalistlerin, iktidarın yanında olmayanların yanında olduğuna dair gösterdiği bir mücadeledir. Ve bu mücadeleyi daha fazla vermek için tutukludur. Gülhan’ın bırakın tutuklamayı, hakkında herhangi bir soruşturma yürütülmesini gerektirecek bir dosyası bile yoktur. İfadelerine başvurulacak insanların bizzat avukatlığını yapmıştır Gülhan. Faaliyetleri nedeniyle herhangi bir soruşturmaya dahil edilmesi bile bir insan hakları ihlalidir. Perşembe günü hepimizin mücadelesiyle serbest bırakılacaktır. Herkesi duruşmaya davet ediyoruz” dedi.
 
‘Gülhan’ı alacağız!’
 
Ardından tekrar söz alan Çiğdem, “Tekrar tekrar söylüyoruz, vazgeçmeyeceğiz. Öğrenciler, kadınlar, ezilenler, ayrımcılığa uğrayanlar, iktidarın hangi tarihte olursa olsun ezmeye çalıştığı kesimlerle birlikte mücadele etmeye çalıştığımız için bugün tutsak ediliyoruz. Gülhan da tutsak. Umuyoruz ki Perşembe günü Gülhan’ı alacağız” ifadelerini kullandı.
 
Hukuk örgütlerinden ortak açıklama
 
Konuşmaların ardından 21 baronun ortak hazırladığı metin okundu. Metinde, “Türkiye'deki avukatların taciz, keyfi gözaltı, adil olmayan yargılama, işkence ve kötü muamele ile karşı karşıya kalmaya devam etmesinden ötürü üzüntü duyuyoruz. Türkiye'de avukatlar sadece hukuki çalışmaları nedeniyle gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Bu hukuki çalışmaların kapsamına temsil ettikleri müvekkiller ve üyesi oldukları meslek kuruluşları da dahildir. Cezaevinde ziyaret ettiğimiz avukatların çoğu ÇHD üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatıdır. Bu avukatlar uzun yıllardır ceza ve insan hakları hukuku alanında çalışmakta olup, Türkiye hükümetinin, avukatları Türkiye halklarının temel insan haklarını savundukları için sistematik olarak hedef aldığını kanıtlamaktadırlar” denildi.
 
Tutsaklar tecrit altında tutuluyor!
 
Metnin devamında şunlar kaydedildi: “Dahası, bu avukatlar kendilerini tutuklu bulduklarında adil yargılanma haklarından da yoksun bırakılıyorlar. Birçoğu adil olmayan yargılamalar ve etkili olmayan hukuki mekanizmaların akabinde 2017-18’den bu yana tutuklu bulunuyorlar. Ayrıca, (tutuklu avukatlarla ilgili olarak) Birleşmiş Milletler Mahkumlara Uygulanacak Muameleye İlişkin Asgari Standartlar da dahil olmak üzere, cezaevleri için uluslararası kabul görmüş standartları ihlal eden tutukluluk koşullarından da ciddi endişe duyuyoruz. Tutuklulukları keyfi şekilde sürmekte ve çok yetersiz gerekçeler yahut açıklamalar ile uzatılmaktadır. Aile üyeleriyle görüşmeleri kısıtlanmakta ve genellikle sadece iki ya da üç tutuklu ile iletişim kurabilecekleri tecrit edici koşullarda tutulmaktadırlar. Avukatların şartlı tahliyelerini engellemek için disiplin tedbirleri uygulanmaktadır.
 
Türkiye sindirme politikalarına son vermeli
 
Keyfi gözaltılardan adil olmayan yargılamalara ve işkenceye kadar avukatlara yönelik kötü muamele, Türkiye'nin uluslararası topluma karşı yasal yükümlülüklerinin açık bir ihlalidir. Türkiye hükümetinin sindirme taktikleri, hukukun üstünlüğü ve Türkiye vatandaşlarının adalete erişimi üzerinde engelleyici bir etkiye sahiptir. Bu durum, ceza hukuku ve insan hakları savunuculuğu alanında çalışan avukatlar için korku ve güvensizlik ortamını beslemektedir. Türkiye hükümetinden, avukatları hedef alan tüm sindirme ve taciz eylemlerini durdurmasını ve BM Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler de dahil olmak üzere uluslararası hukuka uygun olarak avukatlık mesleğinin bağımsızlığına saygı göstermesini talep ediyoruz. Türkiye’deki avukatların durumunu izlemeye ve Türkiye hükümetinin uluslararası insan hakları standartlarına uymasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.”
 
Bakanlık ve baro heyetle görüşmedi!
 
Metnin ardından yeniden söz alan Çiğdem, heyetin tutsak avukatlarının durumu için Adalet Bakanlığı ve İstanbul Barosu ile görüşmek istediğini ancak başvurularına dönüş yapılmadığının bilgisini verdi.
 
Baskı politikalarına karşı dayanışma vurgusu
 
Son olarak konuşma yapan ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı İshak Demirel, “2011 yılından itibaren avukatlar üzerinde kurulmaya çalışılan baskı politikaları giderek artıyor. Bu kapsamda gözaltılar, tutuklamalar artık rutin hale gelen bir durum oldu. Biz bunun alışılagelmiş bir durum haline gelmesini kabul etmiyoruz” vurgusuyla tüm meslektaşlarını dayanışmaya çağırdı.
 
Ardından basın toplantısı sona erdi.
 
İmzacı 21 baro
 
Metnin imzacıları olan 21 baronun isimleri şöyle: Bolonya Barosu, Brüksel Barosu, İnsan Haklarının Savunulması içiin Katalan Derneği, Sınır Tanımayan Avukatlar – Avukat Dayanışması, Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi için Avrupalı Avukatlar Derneği (ELDH), Avrupalı Demokratik Avukatlar (AED), Avrupa Barolar Birliği Federasyonu (FBE), Grenoble Barosu İnsan Hakları Merkezi, Uluslararası Demokratik Avukatlar Derneği, Uluslararası Avukatları İzleme Örgütü (OIAD), Avukatlar için Avukatlar (L4L), İngiliz ve Galler Hukuk Cemiyeti, Midilli Hukuk Merkezi, Fransa Avukat Sendikası, Belçika Demokrasi için Avukatlar Sendikası, Marsilya Barosu, New York Şehir Barosu, Rotterdam Barosu, Amsterdam Adli Yardım Avukatları Derneği (VSAN), Demokrasi Araştırma ve Değerlendirme Merkezi / Uluslararası Hukuki Müdahale Grubu (CRED, GİGİ), Fransa Baro Başkanları Örgütü, Belçika'nın Fransızca ve Almanca Konuşan Baroları Birliği ve Uluslararası Avukatlar Birliği – Hukukun Üstünlüğü Merkezi (UIA-IROL).