İZMİR - Ege İnsan Hakları Okulu tarafından düzenlenen “Neoliberalizmde milliyetçilik otoriterleşme eğilimi ve mücadele yolları” konulu ile çalıştay başladı. 

 

Bu yıl 5’incisi düzenlenen Ege İnsan Hakları Okulu Sonbahar Çalıştayı, Nesin Vakfı’na ait Matematik Okulunda başladı. Çalıştayın açılış konuşmasında Demokrasi ve Dünyada İnsan Hakları için Avrupalı Hukukçular Örgütü (ELDT)  Eş Genel Sekreteri Thomas Schimidt, İzmir Dayanışma ve Bilimsel Araştırma Derneği (İDA) adına Lülüfer Körükmez, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) adına Serhat Çakmak, (Avrupalı Demokrat Hukukçular Akademisi) AED adına Julius Backer, İnsan Hakları Okulu adına Özgür Faik Erol söz aldı.

 

'Irkçılık açıkça savunmasının önü açılıyor’

 

İlk olarak söz alan Faik Erol, toplumsal kabulün medya üzerinden sağlandığını ve mobese gibi neoliberal güvenlik aygıtlarının topluma bu yolla meşrulaştırıldığını ifade etti. 2000’li yılların başında ırkçı grupların duvar yazılamaları ve Kürt nüfusunun artışının durdurulmasına karşı başlattıkları imza kampanyasını örnek veren Faik, bu gruba açılan davanın 7 yıl kadar sürdükten sonra faillerin ifade özgürlüğü kapsamında korunarak serbest bırakıldığını belirtti. Irkçılığın 1980 ve 1990’lı yıllarda devlet politikası ve toplum içinde gizli ideolojiler hor görülürken 21’inci yüzyıldan itibaren daha nobran tarzla ve açıkça kendini dışa vurduğunu, bu tarz milliyetçiliğin kendini koruyarak savunmasının önünün açıldığını paylaştı.

 

‘Muhalefetin refleksleri iktidara yaklaşıyor’

 

Ardından söz alan Serhat Çakmak ise son dönemde Rojava’ya yapılan saldırlar ile Filistin İsrail savaşına, devletlerin ve toplumların tepkilerinin neoliberalizmde milliyetçilik ve otoriterleşmenin şekliyle ilişkili olduğunu kaydederek, Avrupa’da da göç dalgalarından sonra devletlerin refleksleri ve toplumların yaklaşımlarının dünyanın sağa doru kayışını görünür kıldığına dikkat çekti. 

 

‘Kendi kaderini tayin hakkını destekliyoruz’

 

Oturuma katılamayan Thomas Schimidt, açılış için not gönderdi. Notunda Bask Katalonya, İrlanda Kürdistan, Batı Sahra’da ilericilerin milliyetçiliğin biçimleri ile karşı karşıya kaldığını ifade ederek ELDT’nin özellikle kendi kaderini tayin hakkını desteklediğini ifade etti. Julius Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal gibi davranan ama gerici olan gruplar ile karşı karşıya olduklarını aktardı. 

 

Son olarak konuşan Julius Backer de, Türkiye ve Kurdistan’daki durum her zaman kolay olmadığını dile getirerek, mücadeleyi sürdürdükleri ve hukukçuların bağımsızlığı ve özgürlüğü için verilen mücadeleyi desteklediğini kaydetti.

 

Açılış konuşmalarının ardından ilk oturum, “Neoliberal milliyetçilik, otoriterleşme eğilimi” başlığı ile devam etti.