‘Barışa Çağrı’ imzacısı: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü çözüm olacak!

  • 09:03 3 Kasım 2023
  • Güncel
 
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - “Barışa Çağrı” deklarasyonu attıkları imza ile “Kürt halkının mücadelesini omuzluyoruz” mesajını verdiklerini söyleyen Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sorunların çözümü olacağını belirterek, herkesi “sömürgeci iktidara” karşı ortak mücadele yürütmeye çağırdı.
 
Kurdistan ve Türkiye’de her geçen gün derinleşen AKP-MHP iktidarının savaş ve saldırı politikaları, İmralı Adası’nda 25 yıldır tecrit altında tutulan ve 33 aydır da hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit ile Kürt sorununun çözümüne dair 28 Ekim günü, “Barışa Çağrı” ismiyle Taksim’de bulunan Elite Word Otel’de basın açıklaması gerçekleştirildi. 78 kişinin imzacı olduğu deklerasyonda çok sayıda siyasetçi, akademisyen, sanatçı, yazar, gazeteci, oyuncu ve aydın yer aldı.
 
“Barışa Çağrı” deklarasyonu imzacılarından Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı, çağrıya ilişkin JINNEWS’e konuştu.
 
‘Kürt halkının mücadelesini omuzluyoruz’ mesajı
 
Her kesimden onlarca kişi ile birlikte “Barışa Çağrı” deklarasyonunun imzacısı olduklarını ifade eden Gamze, “Temel anlamı, Kürt halkının onlarca yıldır vermiş olduğu mücadele ile omuzlamanın ve talepleri etrafında buluşmanın bir parçasıydı” sözleriyle ortak mücadele amaçlarını paylaştı. Gamze, özellikle son süreçlerde savaşın yoğunlaştığı Rojava, Güney ve Kuzey Kurdistan’da Kürt halkına yönelik tüm saldırılarda nasıl demokratik ve özgürlükçü bir  cephenin oluşturulması gerektiğine ilişkin bir mesaj verdiklerini de sözlerine ekledi. Gamze, “Gezi isyanı ve Kurdistan’da halk ayaklanmasından bu yana Türkiye egemenleri, AKP- MHP faşizmi Kürt halkına yönelik saldırganlığını arttırmış durumda.  Kürt halkının devrimci ve özgürlük mücadelesini imha etmeye yemin etmiş durumda. Hem de Türkiye’de halkların, işçi, emekçi, kadınlar ve gençlerin mücadelesi ile Kürtlerle yan yana gelebilecek bütün dinamiklerini bitirmeyi yemin etmiş durumda” yorumunu yaptı.
 
‘İktidar Kürt Halk Önderi üzerinden halka mesaj veriyor’
 
2014 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) verdiği kararı anımsatan Gamze, “MGK’nin çöktürme planı kararıyla start verilmişti. Ve o günden bugüne özellikle Rojava bölgesinde IŞİD gibi cani çetelerle çeşitli katliamlar gerçekleştirildi. Aynı zamanda HDP’nin barış mitinglerine, Suruç’ta arkadaşlarımıza yönelik saldırılar oldu. Ve aslında devlet, AKP-MHP faşizmi eliyle bir saldırı konseptini de yoğunlaştırılmış oldu. Aynı zamanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi de derinleştirerek Kürt halkına bir mesaj vermeye çalışıyor. Bütün direngen gücü ortadan kaldırmak gibi bir çabayla hareket ediyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Özgürlük mücadelelerinde yer alacağız’
 
“Bizler Türkiye sosyalistleri ve deklarasyon imzacıları olarak Kürt halkının vermiş olduğu meşru mücadeleyle temas kurma yolu olarak bu deklarasyonda da buluştuk” vurgusunu yapan Gamze, “Kürt halkı ve onun özgürlük mücadelesi on yıllardır barış talebi ile bir mücadeledir.  Bizler de şunu söylüyoruz, ezilen halklar ve emekçiler hangi talep etrafında, nasıl bir özgürlük mücadelesi talep ediyorsa onun yanında ve hizasında yer alacağız. Kürt siyasetçilerin Kurdistan ve Türkiye hapishanelerinde nasıl hapsedildiğini, rehin tutulduğunu biliyoruz.  Böylesi bir siyasi iktidar var. Biz HEDEP kongresinde de nasıl mücadele edeceğimiz, bunu sürdüreceğimiz, iktidar karşısında diz çökmeyeceğimiz ve geri adım atmayacağımızın mesajını verdik” şeklinde konuştu.
 
İmralı tecridine karşı birlikte yanıt verecekler
 
Deklarasyona imza atarak Kürt halkı ve İmralı tecridi dahil olmak üzere Rojava’ya yönelik saldırılar,  yaşanan sorunlar ile tüm bu süreçlere birlikte cevap vereceklerinin altını çizen Gamze, “Ve iktidarın Kürt halkına ilişkin, ‘Söz kuramazsınız, politika yapamazsınız. Kürt halkı ile yana yana gelemezsiniz’ söylemini de kırmış olacağız. Çünkü şu an iktidarın Kürt halkına yöneltmiş olduğu bu saldırganlığa karşı özgürlük mücadelesi hem meşru hem de gerekli bir mücadeledir” dedi. 
 
‘Kürt halkı Önderi’nin durduğu noktada!’
 
Gamze, “İmzacısı olduğumuz deklarasyonda net bir ifade yer alıyordu. Daha önceki çözüm süreçlerinde de bugünkü tecride dair yapılan mücadele açısından da Kürt halkı bunu söylüyor. ‘Biz AKP- MHP faşizmine bir barış talebiyle geliyoruz, barış mücadelesi veriyoruz. Bunun muhatabı Önderimiz Sayın Abdullah Öcalan’dır’ diyor. Ve onun mutlak tecrit ile karşı karşıya kalıyor oluşu, AKP- MHP iktidarının cevabının ret olduğuna bir yanıttır Kürt halkının verdiği mücadele açısından. Çünkü Kürt halkı verdiği mücadelede, Önderi olarak gördüğü Abdullah Öcalan’ın vermiş olduğu çözüm yaklaşımıyla ilişkili Kürt halkının durmuş olduğu noktadadır. Türkiye egemenleri açısından sadece bir şahıs olarak değil, onun yaklaşımları, paradigması olarak da bir tehdit unsuru olduğunu ifade ediyor.  Bizim açımızdan Kürt halkının bu noktada fiziki özgürlüğünün sağlanmasında yaratmış olduğu taleple, etrafında ördüğü mücadele meşru bir mücadeledir” değerlendirmesini yaparak, PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünün sorunların çözümü olacağını dile getirdi.
 
‘Sömürgeci iktidara’ karşı ortak mücadele vurgusu!
 
“Kürt halkının vermiş olduğu mücadelenin ‘terör kisvesi’ ile yansıtılmasının bizim sosyalizm bakış açımızda hiçbir karşılığı yoktur” vurgusunu yapan Gamze, “Kürt halkına yöneltilen bu egemen yaklaşımın fark edilmesi, buna ilişkin tutumlar alınması ve Kürt halkının vermiş olduğu özgürlük mücadelesinde daha çok yer alınması gerekiyor” çağrısını yaptı. Deklarasyonun bir adım olduğunu belirten Gamze, ilerleyen süreçlerde de yapılan çağrı, etkinlik ve eylemlerde Kürt halkı ile yine yana yana geleceklerini dile getirdi. Öte yandan emekçi ve işçi sınıfını sömüren iktidar ile Kürt halkına ‘sömürgecilik ve Türkleştirme’ dayatan iktidarın aynı gelenekten geldiğinin altını çizen Gamze, “Ona karşı mücadelede birleşip bir zemin yaratma ve büyütmek zorundayız” diyerek her kesime ortak mücadele çağrısı yaptı.