Öğrenciler: Taleplerimiz karşılanana dek alanlardayız

  • 09:05 2 Kasım 2023
  • Güncel
 
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR - KYK yurtlarında yaşanan sorunların gün geçtikçe artmasıyla birlikte öğrencilerin tepkisi de büyüyor. “Mücadelemizi büyütmek zorundayız” diyen öğrenciler, talepleri karşılanana dek alanlarda olacaklarını vurguladı.
 
Aydın’ın Efeler ilçesinde bulunan Güzelhisar Işıklar Kız Öğrenci Yurdu'nda asansörün düşmesi sonucu Zeren Ertaş isimli öğrencinin yaşamını yitirmesinin ardından öğrencilerin tepkileri devam ediyor. Aydın’da yaşananlardan sonra Ordu’nun Fatsa ilçesinde bulunan yurtta da asansörün halatları koptu. Asansörde olan öğrencileri ise arkadaşları kurtardı. Ardından asansörün zemin kata çakıldığı belirtildi. Öğrencilerin uzun zamandır yaşadığı barınma, beslenme, geçinme sorunları yaşanan olaylar ardından gözler önüne serildi. Zeren’in yaşamını yitirmesinin ardından çoğu yerde öğrenciler Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarının niteliksizliği ve güvensizliğini teşhir ederek yaşanan ihmalleri protesto etti.  
 
İzmir’de okuyan öğrenciler, yaşadıkları sorunlar karşısında devletin, KYK’nın ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sorumsuzluğunu işaret ederek, “Sorunları çözmeye niyetleri yok” dedi. Öğrenciler örgütlü mücadelenin önemini vurgulayarak talepleri karşılanana dek mücadele edeceklerini ifade etti.  
 
Sorunlar topluma yansıdı
 
Zeren Ertaş’ın katledilmesinin ardından barınma sorununun ve KYK yurtlarının niteliksizliğinin gözler önünde serildiğini ve öğrencilerin tepkisinin daha da büyüdüğünü dile getiren üniversite öğrencisi Zehra Akbıyık, “Bir gün kalktığımızda gerçekten kabul etmek istemediğimiz bir habere uyandık. Bir üniversiteli arkadaşımız Aydın’da asansör bakımı ihmali sonrası katledildi. Bunun öfkesi her yerden büyüdü. Başta Aydın’da sonra memleketin her yerini sardı. O gece ve sonraki geceler bütün yurtlar eylem yerine dönüştü. Bütün herkes dışarıdaydı, sesini birleştirdi. Yıllardır bahsettiğimiz nitelikli, güvenli ve yeterli barınma hakkımıza erişemiyoruz zaten. Bizler KYK yurtları çıktığı için şanslı sayılanlarız aynı zamanda. Ama şanslı sayılmak bundan ibaret değil. Hepimiz kendi aramızda konuşuyorduk ama şu an daha toplumsal bir biçimde öğrenilmiş oldu bu durum” dedi.
 
‘Ölmeye değil okumaya geldik’
 
Yaşanan olayın ardından birçok yurtta beslenmeden temizliğe kadar ve kadınlar açısından da güvenli alanın olmamasına kadar birçok sorunun ortaya çıktığını vurgulayan Zehra, “Bugün bu öfke memleketin her yerini saran bir öfke oldu. Beraber bu öfkeyi yürütüp büyütmek, aynı zamanda yaşam için bir araya gelmek gerektiğini düşünüyoruz. İlk defa Aydın’da gördüğümüz bir döviz vardı. Zeren’in katledilmesi sonrasın aynı kentte bir üniversiteli ‘Ölmeye değil, okumaya geldik’ diyordu. Bu, bunun ne kadar yaşamsal bir talep olduğunu çok daha net gözler önünde serdi bizler için. Önceden nitelikli, yeterli KYK yurdu talebi, bugün buna ek olarak daha güvenli yurtlar isteyen bir talebe dönüştü. Ortak mücadele etmenin, forumlarda buluşmanın önemi ve kıymeti bizce çok büyük. Bununla birlikte üniversitelilerin bir araya geldiği, yurdundan çıkarak, kampüsünden çıkarak sokaklarda buluştuğu gerçekliği yaşıyoruz günlerdir. Bu gerçeklikle beraber bu öfkeyi büyütmenin günüdür” diye belirtti.
 
Devlet, KYK, Bakanlık çözüm üretmiyor
 
Öğrencilerin KYK yurtlarında uzun zamandır sorun yaşadığını hatırlatan üniversite öğrencisi Rozana Urkun, devletin, KYK’nın ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın buna dair ürettiği bir çözümün olmadığının altını çizerek, “Çözüm üretmeye niyetleri de yok. Bizleri altı kişilik odaların olduğu yurtlara mahkûm etmeye çalışıyorlar. Yemekhanelerde, yemeklerin içinden garip cisimler çıkıyor. Solucanlar çıkıyor. Bir çeyrek ekmeği bile 1 lirayla satmaya çalışıyorlar. Şu an gençlere layık gördükleri düzen ve yaşam bu. Bir halatı kopabilir, ölebilirsiniz. Hiçbir yetkiliye işlem yapılmaz. Ertesi gün olur, bir hafta geçer başka KYK yurdunda asansörler düşer. Bunlar yaşanıyor. Zeren’in ölümünden bir hafta bile geçmedi ama Ordu’da başka bir KYK yurdunda bu sefer asansör düştü. Hiçbir önlem alınmıyor, göz göre göre hayatlarımız ihmal ediliyor” şeklinde konuştu.
 
Giriş çıkışa denetleme var asansör bakımına yok 
 
Kadın yurtlarında giriş çıkış saatlerini çok fazla denetleyen KYK’nın bir asansör bakımını bile yaptırmadığına dikkat çeken Rozana, “Tek istedikleri gençler bu sefil yaşam boyun eğsin. Gece kaçta istiyorlarsa o zaman içeri girsinler. Kendilerine bir yaşam yaratamıyorlarsa, paraları yoksa, kalacak yer bulamıyorlarsa o zaman da cemaat yurtlarına mahkum olsunlar. Bize reva gördükleri bu yaşam karşısında tek çaremiz örgütlenmek, bir araya gelmek. Taleplerimizi kabul ettirmek onlara. Zeren’i kaybettiğimizden beri Türkiye’nin birçok yerinde, kadın yurtlarında eylemler sürüyor. Hepimizin öfkesi çok büyük, yası çok büyük. Ama biliyoruz ki biz sesimizi çıkartmadan, birleşmeden kimse bize rahat bir yaşam sunmayacak. Bu rezil koşulları bize müstahak görmeye devam edecekler. Çok bir şey istemiyoruz aslında. Altı kişilik odalarda barınmak değil, insani sayılı kişinin kaldığı odalarda barınmak istiyoruz. Yemeklerimiz nitelikli olsun, ulaşılabilir olsun, içerisinden garip cisimler çıkmasın. Arkadaşlarımız zehirlenerek toplu bir şekilde hastaneye kaldırılıyor. Bu koşulları değiştirmek zorundayız ve yapabileceğimiz tek şey seslerimizi birleştirmek” diye ifade etti.
 
‘Mücadelemizi büyütmek zorundayız’
 
Üç yıldır üniversite öğrencisi olduğunu paylaşan ve benzer sorunları yaşadıklarını söyleyen Fatma Nur Güçlü, iki yıl önce de öğrencilerin “Barınamıyoruz” diyerek sokaklara çıktığını hatırlattı. Fatma Nur, “O zamandan beri nitelikli barınma, nitelikli yemek hakkımız için mücadele ediyoruz. Aynı zamanda özgür ve bilimsel bir eğitim için de mücadele ediyoruz. Çünkü aldığımız eğitimler hiçbir işe yaramıyor. Üniversiteler nitelikli değil. Sağlıklı yemeğe de ulaşamıyoruz. Zeren’in ölümüyle birlikte biz biliyorduk zaten ama daha da göz önüne çıkmış oldu. Çok basit bir konudan, onların ihmalleri yüzünden bir arkadaşımızı kaybettik. Öğrenci intiharlarının ardı arkası kesilmiyor. Bunun üzerine şaka gibi KYK bursunu 2 bin lira yaptılar. Biz bunlarla geçinemiyoruz, barınamıyoruz diyoruz. Çok basit şeyler istiyoruz ve bunlar için de mücadele ediyoruz. Bizi intihara sürükleyenlere karşı, bizim okumamıza engel olmaya çalışanlara karşı mücadelemizi büyütmek zorundayız. Sokaklara çıkmak ve bunları talep etmek bizim en meşru haklarımızdan biri ve bunu da yapacağız. Biz taleplerimiz yerine gelene kadar sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Buluşabileceğimiz her alanda birlikte olacağız ve mücadelemizi büyüteceğiz” diye konuştu.