3 Kasım’da görülecek Esra Y. davası için dayanışma çağrısı

  • 09:20 1 Kasım 2023
  • Güncel
 
 
Rabia Önver
 
COLEMÊRG - Şemzînan’da Esra Y.'ye tecavüz ederek intihara sürüklenmesine neden olan faillerin yargılandığı davanın 10’uncu duruşması 3 Kasım günü görülecek HEDEP Milletvekili Öznur Bartın, “Çocuk ve kadın hakları konusunda mücadele veren, adalet arayışında olan ve vicdan sahibi olan herkesi 3 Kasım’da dayanışmaya çağırıyorum” dedi. 
 
Colemêrg'in Şemzînan ilçesine bağlı bir köyde 27 Mayıs 2016 tarihinde Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz' isimli 3 erkek, 11 yaşındaki Esra Y.’ye tecavüz etti. Çocuğun yaşananları yakınlarına anlatmasıyla beraber başlatılan hukuki süreç içerisinde 3 fail tutuklanırken, dava Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 3 faile ayrı ayrı “cinsel istismar” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 42’şer yıl hapis cezası verildi. Faillerin Bölge İstinaf Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz başvurusu sonrası verilen ceza "usulden" bozularak failler hakkında tekrar yargılanma kararı verildi. Ancak failler, tutuklandıktan 8 ay sonra  “delil yetersizliği” iddiasıyla tahliye edildi. Faillerin tahliye edildiği tarihten 11 gün sonra Esra, intihara sürüklenerek yaşamını yitirdi.  Yeniden yargılamanın yapıldığı davanın 9’uncu duruşması ise 17 Temmuz’da Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada mahkeme heyeti,  faillerin katılımını öne sürerek, tutuklama taleplerini reddederken, duruşmayı 3 Kasım’a erteledi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Milletvekili Öznur Bartın davaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Çocuğa yönelik istismar suçları arttı
 
Ülkede her geçen gün derinleşen çoklu krizin sonuçlarından birinin de çocuğa yönelik cinsel suçlardaki artış olduğunu belirten Öznur Bartın, "Çocuğa yönelik istismar ülkenin en can alıcı gündemlerinden biridir. Ne yazık ki çocuğa yönelik istismar, cinsel saldırı ülkenin en can alıcı gündemlerinden biri haline gelmiş durumda. AKP-MHP ve iktidarının diğer ortakları tarafından yapılan her beyanda, açıklamada, imza atılan her düzenlemede, icraatta kadınlara, çocuklara yönelik tehdidin, tehlikenin arttığını görüyoruz. Her geçen gün yeni bir olayla uyanıyoruz. Çünkü mekanizmalar işlenmiyor, önlemler alınmıyor, ihmaller artarak devam ediyor, yargı kararları kişiye göre veriliyor ve tüm bunların sonucunda da kadınlara, çocuklara yönelik şiddetin her türlüsü, istismar, cinsel saldırı, taciz, tecavüz hatta cinayet suçlarının arttığını görüyoruz" dedi.
 
Failler tutuksuz yargılanıyor
 
Esra’ya yönelik işlenen suçunun, “cinayet” suçundan bağımsız bir durum olmadığını paylaşan Öznur, “7 yıl önce Şemdinli'de Nihat, Veysi ve Zahir Yılmaz ismindeki üç kişi, Esra’ya cinsel saldırıda bulunmuş, sanıklar tutuklanmış ancak 8 ay sonra tahliye edilmiş ve Esra intihara sürüklenerek yaşamını yitirmiştir. Devam eden davanın görülen son duruşmasında savcı, mütalaasında sanıkların ‘nitelikli cinsel istismar’, ‘hürriyeti tehdit etme’ ve ‘kaçma şüphesi’ oldukları gerekçesiyle tutuklanmalarına yönelik talepte bulundu ancak sanıklar Veysi Yılmaz, Zahir Yılmaz ve Nihat Yılmaz'ın 42’şer yıl hapis cezası almalarına rağmen, mahkeme heyeti, faillerin tutuksuz yargılanması kararı verdi" sözleriyle faillerin serbest kaldığına dikkat çekti.
 
'Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli'
 
Son görülen duruşmada Esra’ya yönelik ilk müdahalede bulunan hemşirenin tanık olarak dilenmesi talebinin reddedildiğini kaydeden Öznur, ailenin ve dosya avukatının tehdit edildiği gerçeğinin ortada olmasına rağmen faillerin tutuklanmaması  yönünde karar verdiğini söyledi. Öznur şunları dile getirdi: “Verilen karar, ayrıştırıcı ve hukuksuz olmakla birlikte mağdur aileye yönelik tehditlerin gerçekleşme ihtimalini daha da arttırdığını belirtmek istiyoruz. Esra’nın davasında yargının vicdanları sızlatan bu tutumu, adaletten yoksun kararları, iktidarın kadınlara, çocuklara yönelik tutumundan, yaklaşımından bağımsız değil. Çok iyi bilinmelidir ki, 3 Kasım’da Esra’nın davasında çıkacak karar bundan sonra tüm çocukların hayatını doğrudan etkileyecektir. Bu hassasiyetin gözden kaçırılmaması ve adaletin yerini bulması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor."
 
'Esra'nın ölümünü intihar olarak görmüyoruz'
 
Faillerin tutuksuz olmasını, 7 yıldır adaletin yerini bulmadığı anlamına geldiğini belirten Öznur, “Buna karşı sessiz kalmamız ve bir anlamda da benzer olayların önünün açılması isteniyor. Oysa çocukları toplumsal özneler olarak görmeyen ve kendini çocuklara karşı sorumlu hissetmeyen iktidar hariç vicdan sahibi herkes 3 kişinin cinsel saldırısına maruz kalan ve intihara sürüklenen 11 yaşındaki Esra’ın mağduriyetini biliyor. Çok iyi bilinmelidir ki Esra’nın uğradığı cinsel saldırıya münferit bir olay olarak bakmadığımız gibi ölümünü de intihar olarak görmüyoruz ve çocuklara karşı işlenen hiçbir suçun meşrulaştırılmasını kabul etmiyoruz" dedi.
 
'Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz'
 
Dava sürecinde gerekli adımlar atılmış olsaydı faillerin ve yakınlarının, kimseyi tehdit edemeyeceğini dile getiren Öznur, ancak bunun olmadığına işaret etti. Öznur şöyle devam etti: “Yargı failleri koruyan bir tutum içinde olmamış olsaydı bugün Esra’nın ailesi ne failler ve yakınları ne de bir başkaları tarafından tehdit edilmezdi. Bu tehditler elbette sadece Esra’nın ailesine yönelik değildir, adalet mücadelesi veren her birimizedir. Bu tehditler haksızlık karşısında sesini çıkaran, itiraz eden, bu yanlış gidişata dur diyen herkesedir. Elbette geri adım atacak değiliz, Esra için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”
 
‘Davanın seyrini etkiledi’
 
AKP  Hakkari İl Başkanı Zeydin Kaya’nın avukat kimliğiyle faillerin avukatlığını yaptığını anımsatan Öznur, “İktidar partisi olan AKP’nin Hakkâri İl Başkanı’nın avukat kimliğiyle veya başka bir sıfatla Esra’nın davasına failler lehine herhangi bir şekilde dahil olmuş olması, bu davanın seyrini etkilemeye başlı başına yeterli olduğu gibi iktidarın da çocuklara, istismara, mağdura yönelik yaklaşımını ortaya koyuyor. AKP il başkanının daha sonra dosyadan çekilmiş olması bu gerçeği hiçbir şekilde değiştiremez. Çok iyi biliyoruz ki yargıyı da toplumu da etkileyen iktidarın çocuk düşmanı ve failleri korumaya dönük söylem ve politikalarının kendisidir" sözlerine yer verdi. 
 
'Adaleti bu duruşmada getireceğiz'
 
Öznur son olarak şöyle konuştu: "3 Kasım’da Yüksekova 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Esra’nın davasının duruşmasında çıkacak karar istismara, cinsel saldırıya veya başka bir hak ihlaline uğramış tüm çocukların davalarını etkileyecektir.  Bu davada adalet ve hukuk adına bir kararın çıkması durumunda Esra’ya karşı sorumluluğun yerine getirilmiş olması gibi diğer tüm çocukların maruz kaldıkları olayların aydınlatılmasına da ışık tutulmasını sağlayacak. Bunun için öncelikle çocuk ve kadın hakları konusunda mücadele veren, adalet arayışında olan ve vicdan sahibi olan herkesi 3 Kasım’da dayanışmaya çağırıyorum. İnanıyorum ki mücadelemizle 7 yıldır beklenen adaleti bu duruşmada getireceğiz."