'Erkekçe düşünme biçimlerinin dışına çıkmalıyız'

  • 09:11 1 Kasım 2023
  • Güncel
 
 
Melike Aydın 
 
İZMİR - İzmir’de TJA’nın kampanyası kapsamında düzenlenen özgün ve karma atölyelerle bilinçli, örgütlü bir kadın iradesinin açığa çıkarılması hedeflenirken, atölyeye katılanlardan biri olan Özgürlükçü Mühendisler üyesi Utku Tutar şöyle dedi: "Sistem içinden çıkıp, erkek zihniyetiyle düşünmemek için bu tür çalışmalara ve jineoloji atölyelerine katılmamız, erkekçe düşünme biçimlerinin dışına çıkmamız gerekiyor." 
 
Tevgera Jinen Azad (TJA), “Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve” (Jin Jiyan Azadî ile Özgürlüğe Doğru) şiarıyla başlattığı ve 8 Mart 2024’e kadar devam edecek kampanyanın İzmir ayağını 28-29 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdi. Önümüzdeki süreçte atölyelerin sadece kadınların katılımıyla değil, erkeklerin de katılımıyla gerçekleştirileceği belirtilirken, atölyelerin mahallelere taşınacağı bilgisi paylaşıldı.  
 
‘Tüm boyutlarıyla tecrit ve kadına yansıması ele alındı’
 
İlk gün düzenlenen özgün atölyede, “Tecrit ve özel savaş politikaları” ile “Cinsiyetçilik ve cins bilinci” konuları tartışılırken, ikinci gün karma olarak düzenlenen atölyede aynı konu başlıklarından sadece cins bilinci yerine “erkeklik” konuşuldu.  
 
Kampanya kapsamında kentte yaptıkları çalışmalara dair TJA aktivisti ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İzmir İl Yöneticisi Funda Akbulut, değerlendirmelerde bulunurken, atölyeye katılanlar da ele alınan konulara dair görüşlerini dile getirdi. 
 
Orta Doğu’da savaşın, Kurdistan ve metropol kentlerinde ise yoğun bir şekilde kadın kırımının devam ettiğini, ayrıca 6 Şubat Mereş merkezli depremin yaralarının hala sarılmadığını söyleyen Funda,  tüm bu sorunlarla beraber asıl konunun tecrit olduğuna dikkat çekti. Funda, “Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan bir de tecrit söz konusu. Tecrit, tüm bu yaşadığımız çerçeveyi ele aldığımızda bütün topluma sirayet eden bir politika. Kadının siyasetten uzaklaştırılması bir tecrittir, kadının kendi dili, kültürü üzerinde yoğunlaşamaması tecrittir. Kadının eve hapsedilmesi yalnızca doğuran bir insan olarak ele alınması tecrittir. Tüm gün bunların ele alındığı bir eğitim çalışması oldu” sözlerini kullandı. 
 
‘Özel savaş politikalarına karşı iradesiyle var olan kadın’
 
Atölyede özel savaş politikalarının da konuşulduğunu ifade eden Funda, “Özel savaş politikaları Mezopotamya’da, Orta Doğu’da, Lozan Antlaşması sonrasında sınırların cetvelle çizildiği ayrışmayla başlayan ulus devletlerin paylaşımıyla ortaya çıkan süreç. Bu zamana kadar da uygulamalarını görüyoruz. Gençler, kadınlar uyuşturucuya alıştırılıyor, bir şekilde fuhuşa sevk ediliyor. Bu çalışmada kadınların kendi bilinçleriyle ayakta durmasını, var olmasını hedefliyoruz. Kampanya ile bilinçli, örgütlü bir iradeyi açığa çıkaracağını ve heyecan yaratmasını umuyoruz” dedi.
 
‘Karma atölyelerde erkeklik ve cinsiyetçilik konuşuldu’
 
Kampanya kapsamında başlatılan atölyelerin mahallelere taşınacağını, çalışmalarla örgütlü, bilinçli ve özgür kadını ortaya çıkarabilmenin amaçlandığını kaydeden Funda, karma atölyelere dair ise şunları ekledi: “Karma atölyeler de yapıldı. Erkeklik cinsiyetçilik konuları işlendi. Bizler ne kadar erkekliği öldürdük diyen arkadaşlarımızla çalışsak da mücadele içinde bunun her zaman gerçekleşmediğini de görüyoruz. Bu çalışma erkek arkadaşlarımıza bir ayna tutmak aynı zamanda. Yani kendilerinin de eksikliğe düştükleri konularda farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirilmiş bir eğitim.”
 
8 Mart’a kadar sürecek
 
Çalışmalarının 8 Mart 2024’e kadar devam edeceği bilgisini paylaşan Funda, “8 Mart’ta da tamamlanacak bir süreç değil, her an her gelecek döneme mücadele biçimlerine hazırlıklı olmamız gerekiyor. Sürekliliği olacak bir çalışma” diye belirtti. 
 
‘Özgür eş yaşam için erkeklik öldürülmeli’
 
Atölyelere katılanlardan Özgürlükçü Mühendisler üyesi Utku Tutar, kadın özgürlüğü üzerine erkeklerin de düşünmesi gerektiğini söyledi. Özgür eş yaşamın sağlanması için erkeklerin erkekliklerini öldürmesi ve kadınların kendini gerçekleştirmesinin gerekliliğine dikkat çeken Utku, “Erkekliğini öldürmek bir yolculuk. Sistem içinden çıkıp, erkek zihniyetiyle düşünmemek için bu tür çalışmalara ve jineoloji atölyelerine katılmamız, erkekçe düşünme biçimlerinin dışına çıkmamız gerekiyor. Aslında kadın özgürlüğü, özgür eş yaşam böyle gerçekleşecek. Bu nedenle bu tür atölyelere katılmak gerekiyor” ifadelerine yer verdi. 
 
‘Öğrenilenler içselleştirilmeli’
 
HEDEP Karabağlar İlçe Eşbaşkanı İsmail Başçı ise, atölyede öğrenilenlerin hayata geçirilmesi ve içselleştirilmesini umduğunu dile getirdi. İsmail, “Burada aldığım bu perspektifleri, hayatıma yansıtmaya çalışacağım. Ataerkil dönemden kalan 5 bin yıllık bir kalıntı bu. Kürt kadının ulusal kimlik sorunu, sınıf sorunu var. Toplum içinde iki kez eziliyor. Biz bu ezilmişliğin Beritan, Zilan çizgisiyle aşılacağı inancındayız. Kürt erkekleri, partimizin zihniyetine sahip olursa değişim olur. Kürt kadını değiştiğinde Kürt erkeğini de toplumu da tamamen dönüştürecek. Biz bu mücadelede, kadın arkadaşlarımızın arkasında duralım. Onlara ket vurmazsak, mücadele çok daha ileriye gidecek. Bu ataerkil toplumdan kırılmanın yolu parti perspektifinden yanayım. Değişimin öncüsü kadın olursa kadınla yan yana mücadele vermek gerekir” sözlerine yer verdi. 
 
‘Bir araya gelmenin sıcaklığını yaşadık’
 
Karma atölyelerde erkeklerin çok da ilerleme kaydedemediğini gördüklerini paylaşan HEDEP üyesi Hüsniye Dağ, alınan her eğitimin, unutulan bilgileri tazelediği gibi, üzerine yenilerini eklediğini dile getirdi. Bir arada olmanın sıcaklığının da kıymetli olduğunu kaydeden Hüsniye, “Gerek devletin yaptığı birbirinden koparma, gerek pandemi gibi kapitalizmin bize yapmak istediği de bir savaş bir nevi. Bir araya gelemiyorduk, paylaşamıyorduk. Bir arada olmanın sıcaklığını yaşadık. Bizim için çok verimli oldu. Umarım geleceğe taşınır” dedi. 
 
‘Mahallelerden de talep var’
 
Erkeklerin söylem ve pratikte uyumsuz olduğunu ifade eden Hüsniye, “Erkekliğimizi yenelim, kadınların önünü açalım gibi söylemlerle sanki kadınlara bir şeyler bahşediyorlar. İlçe örgütlerinin mahallelerdeki çalışmalarına bağlı olarak burada öğrenilenlerin taşınması sağlanabilir. Bu ilçe örgütlerine bağlı, artık gerçekten istek var. Üzerimize düşen olursa yaparız. Bunun taşıyıcısı bizleri. Umudu kadınlar olarak kendimizde görüyoruz. Umudun büyümesi için katkıda bulunuruz” diye konuştu.