Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı: Kürtlerin birliği, Kürtlerin özgürlüğüdür

  • 12:26 3 Nisan 2023
  • Siyaset
 
AMED - Kurdistani ittifak partilerinin oluşturduğu “Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı”, seçim tutum ve deklarasyonunu açıkladı. İttifak deklarasyonunda, “Seçimdeki başarımız Kürt halkının ulusal ittifak çabaları için de önemli bir temel oluşturacaktır. Özgürlüğü kazanmak bizim elimizde. Birlikte mücadele edeceğiz; birlikte kazanacağız. Kürtlerin birliği, Kürtlerin özgürlüğüdür” çağrısı yaptı.
 
Kürt siyasi parti ve hareketlerin oluşturduğu “Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı”, Amed’de Ayaz Elegance Düğün Salonu’nda seçim tutum ve deklarasyonunu açıklıyor. Yapılan açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Keskin Bayındır, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sincar ve Kürt parti temsilcileri katılırken, açıklamanın yapıldığı salona Yeşil Sol Parti’nin yeşil, sarı ve mor bayrakları asıldı.
 
Deklarasyonun Türkçesini DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürtçesini de PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel paylaştı.
 
‘Büyük bir dayanışma örneği sergilendi’
 
Saliha, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde halkın iradesini güçlü bir biçimde ortaya koymak ve bu konudaki ortak mücadele kararlılıklarını vurgulamak amacıyla “Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı”nın deklarasyonu kamuoyuna açıklamayı tarihi bir görev olarak kabul ettiğini belirtti. Saliha, yaşanan depremde yaşamını yitirenleri anarken, “Devlet, hükümet kurumlarıyla en kritik ilk günlerde deprem bölgesinde yoktu, geldiğinde de donanımsızdı. Devletin söz konusu ihmaller zinciri, depremdeki can ve mal kayıplarını artırarak katliama dönüştürdü. Öte yandan deprem felaketinde sergiledikleri büyük dayanışma seferberliği nedeniyle halkımıza, ilgili sivil ve siyasi kurumlara teşekkür ediyoruz. Benzer şekilde Kürdistan Bölgesel Hükümeti’ne, dar zamanda halkımızın yardımına koşan ülkelere ve sivil kurumlara sundukları destek ve dayanışma için teşekkürlerimizi sunuyor ve söz konusu desteği sürdürmeye çağırıyoruz” dedi.
 
‘Mevcut ittifaklar çözüm vadetmiyor’
 
Büyük acı ve matem koşullarında Türkiye’nin kritik bir seçime girdiğini kaydeden Saliha, Kürt halkı ve Kürdistan’ın hem fırsatların hem de risklerin olduğu tarihi bir eşikte bulunduğunu belirtti. Kürt halkına karşı sürdürülen yüzyıllık inkâr, asimilasyon ve şiddet politikasının son yıllarda arttığını vurgulayan Saliha, “Türkiye’de ve Ortadoğu genelinde izlenen Kürt karşıtı siyaset sadece Kürt halkının demokratik kazanımlarını ortadan kaldırmayı hedeflemekle kalmamış, aynı zamanda Türkiye’de siyasal sistemin otoriterleşmesine, demokratik kazanımların ortadan kalkmasına, ekonomik, siyasal, toplumsal çok yönlü bir çöküşe yol açmıştır. Türkiye, Kürt karşıtı siyasetin yol açtığı söz konusu çok boyutlu kriz koşullarında parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimine gitmektedir. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimler, hem Türkiye’de demokrasinin yeniden inşa edilmesi hem de Kürt meselesinin çözüm yoluna girmesi bakımından tarihi bir fırsat oluşturmaktadır. Öte yandan Türkiye’de mevcut ittifakların Kürt meselesinin çözümü ile Türkiye’nin temel sorunlarına ilişkin kalıcı bir çözüm önerisi bulunmamaktadır” sözlerine yer verdi.
 
‘Cumhur İttifakı halkın kazanımları yok etmek üzerine kurulu’
 
Saliha, Cumhur ve Millet İttifaklarının, Lozan’ın 100’üncü yılında devletin "ulusal güvenlik konseptini” esas alarak strateji belirledikleri için devleti dönüştürüp demokratikleşmeyi değil, Kürt korkusu nedeniyle mevcut statükonun korunmasına yönelik politikaları esas aldıklarına dikkat çekti. Saliha, “Cumhur İttifakı, esas stratejisini içeride ve dışarıda halkımızın kazanımlarının yok edilmesi üzerine kurmuş bulunuyor. Bir yandan Kürt ulusal demokratik dinamikleri ile Türkiye demokrasi güçlerine açık fiziki saldırılarda bulunurken, diğer yandan halklar ve inançlar arası nefret söylemi ile kutuplaştırmayı derinleştiren bir siyaset izliyor. Millet İttifakı ise seçimi kazanmak için Kürt halkının desteğini istiyor, ancak Kürt halkının haklı taleplerini karşılayacak somut bir çözüm ortaya koymuyor. Yüzyıllık deneyimler, Kürt meselesi çözülmeden Türkiye’nin demokrasi yolunda yol kat edemeyeceğini göstermektedir. Açıktır ki Ankara’nın demokratikleşmesinin ön şartı Diyarbakır’ın özgürleşmesinden geçmektedir. Kürdistan toplumunun çoğulcu yapısını yansıtan Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde, Kürt halkının temel haklarının elde dilmesi ve evrensel standartlarda bir demokrasinin inşası için net bir program ve kararlı bir duruşa sahiptir. İttifakımız, Kürt halkının millet olmaktan kaynaklanan ulusal demokratik haklarının tanınmasını evrensel hukuka uygun, meşru ve insani bir talep olarak nitelendirmektedir” şeklinde konuştu.
 
Saliha, Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı’nın deklarasyon maddelerini şöyle sıraladı:
 
“*Kürt halkının varlığının ve kimliğinin tanınması, yapılacak anayasada yer alması,
 
* Kürt dilinin anaokulundan, üniversiteye kadar eğitim dili olarak kabul edilmesi ve Türkçenin yanı sıra ikinci resmi dil olarak tanınması,
 
* Kürtlerin, Kürt ve Kürdistan isimleriyle özgürce örgütlenmeleri ve kendilerini ifade etmelerinin önünü açan demokratik bir ortamın yaratılması,
 
* Kürt halkına, Kürdistan’da kendi kendilerini yönetmelerine imkan verecek bir statünün tanınması,
 
* Kürdistan’da ismi değiştirilen yerleşim birimlerinin, coğrafik ve tarihi yerlerin Kürtçe isimlerinin iade edilmesi,
 
* Mezarları yok edilen ya da gizlenen tarihi Kürt şahsiyetlerin mezar yerlerinin açıklanması,
 
* Kürt halkının diğer halklarla bir arada, eşit, özgür ve onurlu bir şekilde yaşamasını güvence altına alan demokratik, çoğulcu, ademi merkeziyetçi bir anayasanın yapılması için ortak mücadele kararı almıştır.
 
* İttifakımız, ekonomik yaratıcılığın özgürleşmesi için mücadelesini sürdürecek, başta AB Yerel Yönetimler şerhi olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ilişkin koyduğu çekincelerini kaldırması için çabalarını sürdürecektir. Kürdistan’daki irade gaspı olan kayyımlara karşı ortak mücadelemize devam edeceğiz. İttifakımız, Kürdistan kadınlarının Jina Emînî şahsında yükselttikleri mücadeleyi ve dünyaya mal ettikleri ‘Jin, Jiyan, Azadî’ şiarıyla somutlaşan direniş ruhunu selamlar.
 
* Kadınlara karşı geliştirilen her türlü ayırımcı, yasal, idari ve kültürel uygulamaların son bulması için mücadele eder. Kadınların toplumsal yaşamın her alanında eşit ve özgür bir şekilde kendilerini ifade edip örgütlenebilecekleri toplumsal bir sistemi savunur.
 
* Çocuklar, yaşlılar ve engelliler için güvenli yaşam koşullarının sağlanması için mücadele eder.
 
* Doğanın talanına karşı ekolojik temelde sürdürülebilir bir politikanın hayata geçirilmesi için kararlı duruşunu sürdürür.
 
* Devletin Kürdistan’da yaşayan Kürt, Ermeni, Asuri-Süryani, Arap, Azeri ve Türkmen halklara; Alevi-Sünni, Hristiyan, Musevi, Êzidî gibi din ve inanç kesimlerine karşı izlediği inkarcı ve baskıcı anlayışı reddeder. Kürdistan toplumundaki etnik, dini, kültürel farklılıkları ve çoğulculuğu bir zenginlik olarak kabul eder.
 
* Hasta tutsaklar başta olmak üzere tüm siyasi tutsakların ayrımsız ve koşulsuz serbest bırakılmasını savunur. İttifakımız, hükümeti Sayın Öcalan ve diğer siyasi tutsaklar üzerinde uyguladığı tecride son vermeye çağırır. Tecrit siyasetiyle toplumsal gerilime yol açan anlayışa son verilsin. Tüm tutsaklar için yasalarla güvenceye alınmış siyasi, hukuki ve insan haklarının gereği yerine getirilsin.
 
* 2023 seçimlerinde, siyasi tutsakların özgürleşmesi ve işkencehaneye dönüşen, sıkça ölümlerle gündeme gelen cezaevlerinde koşulların düzeltilmesi mücadelesini sürdüreceğiz.
 
* Kürdistan’ın dört parçasındaki halkımızın ulusal kazanımlarına sahip çıkar. Söz konusu kazanımlara karşı sürdürülen her türlü saldırı ve girişimlere karşı ortak tavır alır. Kürdistan’ın dört parçası arasında ticari, insani ve kültürel ilişkilerin serbestçe gerçekleştirilmesi için mücadele eder.
 
* Türkiye ve Kürdistan’ın bir deprem coğrafyasında bulunduğu gerçeğinden hareketle İttifakımız, depreme dayanıklı bina ve kentlerin inşa edilmesini önemli bir hedef olarak belirler.
 
* Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı, yukarıdaki haklı ve meşru taleplerin seçim kampanyası boyunca toplumsallaşması, seçim sonrasında ise yasal ve anayasal düzeyde kabul görmesi için ortak bir mücadele sürdürecektir.
 
İttifakımız yukarıda belirtilen taleplerin yasal ve anayasal düzenlemelerle güvence altına alınması için halkımızı Yeşil Sol Parti etrafında kenetlenmeye, halklarımızın umudunun yaşam bulacağı büyük başarı için herkesi 14 Mayıs’ta sandıklara giderek Yeşil Sol Parti’ye oy vermeye çağırır. Seçim sürecindeki başarımız aynı zamanda Kürt halkının uzun erimli ulusal ittifak çabaları için de önemli bir temel oluşturacaktır. Gücümüzü birleştirdiğimizde kazanacağımıza kuşku yoktur. Özgürlüğü kazanmak bizim elimizde. Birlikte mücadele edeceğiz; birlikte kazanacağız. Kürtlerin birliği, Kürtlerin özgürlüğüdür.”