Sansür yasası Genel Kurulda: Özgür basını susturamayacaksınız

  • 23:33 4 Ekim 2022
  • Siyaset
 
ANKARA -  “Dezenformasyon Yasası’na ilişkin” konuşan HDP’li Tayip Temel, “Bu topraklarda hakikatin peşinden koşanlar her türlü bedeli ödeyerek düşüncelerinden taviz vermedi, düşüncelerini ifade etmekten asla geri adım atmadı; bundan sonra da yürekli, özgülüğe sevdalı gazeteciler bu uygulamaya rağmen, bu yasalar karşısında geri adım atmayacaktır” dedi.
 
Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanun teklifi görüşmelerinde söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup başkanvekili Meral Danış Beştaş, Süleymaniye’de suikast sonucu katledilen Jineoloji dergisi editörü ve akademisyen Nagihan Akarsel’e ilişkin Diyarbakır’da kadınlar tarafından yapılan basın açıklamasında polis ablukası ve Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabirinin gözaltına alınmasına dikkat çekti.
 
Basının özgür olmadığını söylerken gazeteciler gözaltına alındı
 
HDP Milletvekili Dersim Dağ’ında aralarında olduğu kadınların polis ablukasına alındığını ifade eden Meral, “Şu anda kendileri, gazeteciler, 3 avukat Suzan Akipa, Necat Çiçek ve Ruşen Seydaoğlu'yla birlikte ablukadalar, gözaltı için bekletiliyorlar. Yani basın yasasına karşı burada söz kurarken, basının özgür olmadığını söylerken sahada şu anda Azat Taşkın, Eylem Akdağ isimli gazeteciler sadece haber takibi yaptıkları için gözaltına alınmışlar ve abluka devam ediyor. İktidar grubuna sesleniyoruz: Lütfen toplantı ve gösteri hakkını, basın açıklaması hakkını daha fazla gasbetmeyin, arkadaşlarımızı serbest bırakın demek istiyorum” dedi. 
 
‘Jin Jiyan Azadi sloganını hayata geçirilmesi için yaşadı’
 
Söz alan HDP’li Tayip Temel’de basın yayını ve basın özgürlüğünün tartışıldığı gün Gazeteci Nagihan Akarsel’in Süleymaniye’de katledildiğine değindi. Nagihan’ın kadın hakikati ve kadın haberciliğine ömrünü adadığını ifade eden Tayip, Nagihan’ın ayrıca kadın akademilerinde ders veren bir akademisyen olduğunu kaydetti. Tayip, “Kadın özgürlük mücadelesi için yıllarca çalıştı, yazdı, öğretti. Orta Doğu'da insanlık düşmanı, karanlık IŞİD ordusu gibi bir zihniyet karşısında kadınlarla ilişki geliştirdiği, ittifaklar için mücadele etti. Ortadoğu kadınlarının mücadelesiyle, bu toprakların özgürleşeceğine inandı, bu uğurda dünya kadın mücadelesinin bir parçası oldu. Bugün dünyanın her yerinde, İran'da, Avrupa'da, Latin Amerika'da, Asya'da kadınların attığı ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganının hayata geçirilmesi için yaşadı, mücadele etti. Nagihan, hakikati karartmaya çalışan zihniyetlerce katledildi; katillerini lanetliyoruz” diye belirtti. 
 
‘Kimseye yaşam hakkı tanımıyorlar’
 
“İktidar neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuyor, ona bakmak gereklidir. Bu düzenlemeyi getirirken hangi argümanları savunuyor?” diye soran Tayip, “İktidar partisi bu yasayı savunurken ya da topluma sunarken dezenformasyondan, yalandan, çarpıtmadan, hakaretten, kişilik haklarından bahsediyor; toplumu nefessiz bırakmayı amaçlayan bu düzenlemeyi böyle maskeleyip sunduğunda kimsenin itiraz etmeyeceğini sanıyor. Şimdi tüm toplumun geniş kesimleri tarafından kullanılan sosyal medya mecralarını hedef alıyorlar, bunun için mecraları düşmanlaştırıyorlar. Bu, yeni bir durum değil kuşkusuz. İktidarın dikensiz gül bahçesi yaratmak için daha önce de pek çok hamlesi oldu, özellikle muhalif seslere yönelik pek çok saldırısı gerçekleşti. Baskıcı rejimin inşası sürecinde muhalif medyaya yöneldiler, ‘darbe’ dediler, ‘şiddet’ dediler, ‘manipülasyon’ dediler, kendileri gibi düşünmeyen, kendilerine hizmet etmeyen, biat etmeyen, kendi politikalarına itiraz eden herkesi kriminalize ettiler, düşmanlaştırıldılar. Kimseye yaşam hakkı tanımıyorlar, topluma düşünme ve bu düşüncesini ifade etme özgürlüğünü çok görüyorlar. Biz sizin yerinize düşünürüz, onu açıklarız; siz de söylediklerimizi tekrarlayın’ diyorlar” dedi. 
 
‘Özgür basını susturamayacaksınız’
 
İktidar blokunun neyi suçlama konusu yapıyorsa kendi dışında herkese yaptığına dikkat çeken Tayip, şöyle devam etti: “Halk egemenliği  deyip darbeden bahsediyorsa bilin ki halk iradesini hiçe sayarak darbe pratiklerini geliştirecektir. Ne zaman şiddeti diline doluyorsa, mutlaka topluma karşı ölçüsüz ve zalim bir şiddet uygulamasının arifesindedir. Sırf bu gerekçelerle onlarca, yüzlerce muhalif basın mecrası kapatıldı, yüzlerce gazeteci tutuklandı, internet medyasına sansür getirildi, kapatılmadık muhalif tek bir yayın ve televizyon, gazete bırakılmadı. Şimdi de bunların konuşulmasını, eleştirilmesini suç hâline getirmek istiyor iktidar. Şimdi bunların konuşulmasını engellemeye çalışıyorlar ya, hakikati engelleyebileceklerine inanıyorlar. Hakikati engellemeye hiç kimsenin gücü yetmedi, bu iktidarın da gücü yetmeyecek; özgür basını susturamayacaksınız. Bu topraklarda hakikatin peşinden koşanlar her türlü bedeli ödeyerek düşüncelerinden taviz vermedi, düşüncelerini ifade etmekten asla geri adım atmadı; bundan sonra da yürekli, özgülüğe sevdalı gazeteciler bu uygulamaya rağmen, bu yasalar karşısında geri adım atmayacaktır
 
Hakikatin peşinden koşanlara ‘terörist’ diyorsunuz
 
Şimdi ‘Yalan haber’ diyerek ‘Dezenformasyon.’ ‘Manipülasyon.’ diyerek ‘ Hakaret.’ diyerek toplumun son nefes borusu olan sosyal medyayı tek taraflı ve tümüyle muhaliflere kapatmayı amaçlıyorlar. Sosyal medyada ve genel olarak medya da sorunlar var mı? Elbette dağ gibi sorunlar var. Yalan haber üretiliyor mu? Elbette üretiliyor. Dezenformasyon ve manipülasyon bir yöntem hâline gelmiş mi? Elbette gelmiş. Bütün bunlar doğru ama dezenformasyonun da yalan haberin de yalan üzerine kurulmuş siyasetin de hakaretin de tek gerçek sorumlusu ve hatta tek sahibi bu iktidarın kendisidir. Sırf bu işleri yürütmek için halkın kaynaklarından beslenen trol ordusu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve ona bağlı gruplar birer dezenformasyon merkezi gibi çalıştırılıyor. Topluma hakaret etmek için örgütlendirilen bu kesimlere halkın bütçesinden çuval çuval para aktarılıyor. Siz, gerçek gazetecileri, hakikatin peşinden koşanları, sizin yalanlarınızı ve suçlarınızı ortaya çıkaranları terörist ilan edip cezaevine dolduracaksınız, insanlara kendini ifade etme hakkı tanımayacaksınız, bu ülkede yaşamalarına kendi uygulamalarınızla izin vermeyeceksiniz, onları başka yollara ısrarla yönlendireceksiniz, sonra bunları eleştirenleri de şiddetle, terörle ilişkilendireceksiniz öyle mi? Buradan açıkça söylüyorum: Bu şiddetin tek ve gerçek sorumlusu sizlersiniz. İnsanlara bu topraklarda yaşam hakkı tanımayan sizin politikalarınızdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü engellenerek toplumu şiddete yönlendiriyorsunuz.”
 
‘Kaybedeceksiniz’
 
İran rejiminin katı kurallarına karşı kadınlar öncülüğünden devam eden direnişe değinen Tayip, “Bütün bunları anlamadıysanız, dönün bugün bel bağladığınız ama tarihin çöp sepetine giden 90'lı yılların aktörlerine bakın. O dönemin iktidarının mağduru olarak iktidara geldiğinizi sürekli iddia ettiniz, belki de uygulamalardan sizler de yer yer payınızı aldınız çünkü dünün mağdurları, bugünün zalimleri ve zorbaları olabiliyor. Ne acıdır ki o günün zalimleri ve sizin şimdiki ortaklarınız, onlara bağlı çeteler 90'lı yıllarda Kürt gazetecileri, muhalif aydınları sokak ortasında katletti. Mesela, cebinde katledilecek Kürt iş adamları listesini taşıyan ve sizin gibi Kürtlere düşmanlık politikası yürüten ve bugün hâlâ ortağınız gibi gördüğünüz Tansu Çiller'in akıbetine dönün bakın. Onun döneminde hakikati yazan onlarca gazeteci katledildi ama özgür basın geleneği hakikatin peşinden koşmaya devam etti ve o katliamları yapanlar amacına ulaşmadı. Bu saldırılar ve bu baskılarla ilelebet iktidarda kalmayı düşleyen, hayal eden Çillerlerin ve 90'ların diğer karanlık aktörlerinin esamesi okunmuyor bugün. O dönemin aktörleri özgürlüğün sesini bastıracaklardı; bu amaçla, bu yolla kendi politikalarını sürdürüyorlardı. Şimdi, en fazla ‘Hangi marinaya çökeriz? Hangi karanlık işi çeviririz?’ bunun hesabını yapan çetelere döndüler sizin sayenizde. O yüzden söylüyoruz, heveslenmeyin; o yüzden söylüyoruz, toplumu susturmaya çalışarak amacınıza ulaşamayacaksınız. Bu düzenleme, sizin tarihe, hakikate, topluma karşı açtığınız savaşın son düzenlemesi olacak. Hakikate karşı başlattığınız savaş mutlaka ve mutlaka özgürlük isteyenlerin lehine sonuçlanacak, siz kaybedeceksiniz” şeklinde konuştu.
 
‘Toplumun tamamı dijital tecride alınıyor’
 
İktidarın bütün yandaşlarını papağana dönüştürdüğünü ama toplumu asla papağana dönüştüremeyeceklerine vurgu yapan Tayip, iktidarın yapmak istediklerinin sonuçlarının acısını herkesin çektiğini dile getirdi. Tayip, “Toplumun geniş kesimlerinin de şapkasını bu yasa karşısında önüne koyması gerekiyor. Türkiye nasıl adım adım bu noktaya geldi, getirildi? Bakın, biz aylardır söylüyoruz, dilimizde tüy bitti, dedik ki: ‘Bu toplumda tek bir kişi bile özgür değilse hiç kimse özgür değildir.’ Dedik ki: ‘Bu toplumda tek bir kişinin hakkı, hukuku ayaklar altındaysa bu toplum haksız ve hukuksuz bırakılmış oluyor.’ Aylardır uyarıyoruz yasaların çiğnenmesine göz yummayın diye. ‘Tecride sessiz kalmayın, bunun bedelini bütün toplum ödeyecek.’ dedik, dinletemedik. Dedik ki: ‘Bu tecrit bütün toplumu kuşatıyor.’, yine dinletemedik. İşte, şimdi, bu düzenlemeyle toplumun tümü neredeyse dijital bir tecride alınıyor. Her birimizin, bu ülkede yaşayan her bir ferdin kendi özgürlüğüne sahip çıkmasının yegâne yolu başkasının, diğerinin özgürlüğüne sahip çıkmaktır” sözlerini kullandı.
 
Meslek kuruluşlarına çağrı: İfade özgürlüğünü savunalım
 
İktidardan bir beklentilerinin olmadığını kaydeden Tayip, düzenlemeden korkmadıklarına işaret eden Tayip, “Bu düzenlemeden korkmuyoruz, halkımız cesaretle, kararlılıkla bu düzenlemeye karşı mücadelesini sürdürüyor, sürdürecek. Biz sadece göz göre göre bu ülkeye kaybettirecek adımların atılmasına engel olmaya çalışıyoruz ama elbette biliyoruz ki iktidar can havliyle bu yöntemlerini, bu uygulamalarını sürdürecek. Bu konuda kararlılığımız tamdır, halkımıza olan inancımız sonsuzdur.Meslek kuruluşlarına, basın kuruluşlarına buradan seslenmek istiyorum: Bu yasa teklifinin Türkiye toplumuna getireceği tek şey karanlıktır, daha fazla zulümdür. Gelin, hep beraber demokrasiyi, aydınlığı, ifade özgürlüğünü savunalım. Yaşasın özgür basın” ifadelerini kullandı.