Nöbet eylemcileri sorunun kaynağını gösterdi

  • 09:02 30 Haziran 2024
  • Güncel
 
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Kayyıma karşı İstanbul’da nöbet tutan eylemciler, sorunların kaynağının tecrit olduğuna işaret ederek, kaldırılması için mücadele edeceklerini söyledi.
 
Kayyıma karşı gerçekleştirilen nöbete katılan kadınlar, mikrofonumuza konuşarak kayyım atamalarının son bulması için ilk olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması gerektiğini belirterek mücadele çağrısı yaptı.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde derinleştirilerek tüm topluma yansıyan tecridin yarattığı ihlallerden biri de 3 Haziran’da Colemêrg (Hakkari) Belediyesi’ne kayyım atanması oldu. Kayyım atanmasına karşı İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından Beyoğlu'nda bulunan Şişhane Meydanı’nda nöbet eylemi başlatıldı. “Kayyım defol” tişörtleri ile sürdürülen nöbet haftalardın sürüyor. Ortak mücadele çağrısının yapıldığı nöbette kadınlar mikrofonumuza konuştu. 
 
Çözüm: Tecridin kalkması ve tutsaklarımızın taleplerine kulak verilmesi
 
Sadece Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ni (DEM Parti) savunmak için değil, yaşanan toplumsal sorunlara da ses olmak için nöbete katıldığını dile getiren Münevver Yıldız, hak ihlallerinin ilk olarak Kürtler üzerinde uygulandığı ardından topluma yayıldığını ifade ederek herkesin yaşananlara ses çıkarması için çağrıda bulundu. Münevver, ”Yanımızda olmaz diyerek bu yaşananları görmezden gelirlerse yarın onların başına da gelecek. Bu taşın altına ellerini koymaları gerekiyor. Bu durum parti üstü bir mesele ama diğer partilerin geride kaldığını düşünüyorum. Bugün bu yaşanan sorunlara karşı Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü birçok soruna çözümdür. İnsani haklarının haklara verilmesinin bir temsili olur. Şuan ülkede korku terörü yaratmaya çalışıyorlar. Tecridin kalkması ve açlık grevindeki tutsaklarımızın taleplerine kulak verilmesi, Barış Annelerinin sesinin duyulması kendi başına önümüzde çözüm yolu olarak duruyor” dedi. 
 
‘Biz kayyum değil barış istiyoruz’
 
Mücadelelerinin her geçen gün büyüyeceğini ve başarıya ulaşacaklarını belirten Katibe Ünger, “İrademizi düşmana vermeyeceğiz” dedi. Katibe, “100 yıldır baskı altındayız bu ne zamana kadar sürecek? Yeter artık. Kayyum insanlık için yapılmış bir şey değildir insanlık dışı bir uygulamadır. Biz kayyum değil barış istiyoruz. Cezaevlerinin kapısının açılmasını istiyoruz. Kürtler bu vahşeti artık kabul etmiyor. Bir kişi kalsak dahi bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Burada nöbet tutuyoruz aynı zamanda cezaevinin önünde nöbet tutuyoruz. Cezaevinin önüne gittiğimizde bizi çembere aldılar çünkü bizden korkuyorlar. Mücadele nerede varsa biz oradayız yer fark etmiyor. Onlar çözüm istemiyor ama biz anneler ölüm istemiyoruz, barış istiyoruz. Bizi korkutmaya çalıyorlar ama biz korkmuyoruz eğer korksaydık bugün olmazdık. İnşallah biz kazanacağız onlar kaybedecek” dedi.
 
‘Kürtler olarak birleşelim birleşirsek büyürüz’
 
Kayyım gidene kadar eylemlerinin süreceğini belirten Beyhan Artar, “Devlet bütün polisi Kürdistan’a yığdı ama kazanamadı. Kazanamadığı için komplo ile belediye başkanımızı görevden aldılar. Biz de bu haksızlığa karşı alanlarda, sokaklarda direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz. Yıllardır Kürt halkına yönelik baskı, tecrit politikaları uygulanıyor bunun yanında da halkımıza gözdağı vermek için bu yöntemleri kullanıyorlar. Sindirmeye çalışıyorlar ama biz Kürt halkıyız kolay kolay sinmeyiz. Sonuna kadar direneceğiz. Kürt halkının bir kısmı kendi farkına varsın, Türkiye devletinin Kürt halkına eziyet ettiğini görsün. Kürtler olarak birleşelim birleşirsek büyürüz. Birleşe birleşe anca kazanırız”  ifadelerini kullandı.