‘Toplum saldırı altında’

  • 09:03 29 Haziran 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - İktidarın kayyım ve tecrit politikalarına dikkat çeken kadınlar, her iki politikanın da toplumu hedef aldığına işaret etti. Kadınlar, “AKP-MHP iktidarı toplumun her kesimine kayyımlaştırma pratiğini uyguluyor. Bu anlamda mücadeleyi ortaklaştırma çabasında olmalıyız. Tüm toplum bir saldırı altında” mesajını verdi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Colemêrg Belediyesi'ne 3’üncü kez kayyım atandı. Verilen kayyım kararının ardından kadınlar, gençler, sanatçılar, emek ve demokrasi güçleri olmak üzere toplumun her kesiminden tepkiyle karşılandı. İrade gaspıyla birlikte kayyım herkesin gündeminde. Yoğun tepki gösterenlerden biri de kadınlar oldu. Kayyım politikasıyla birlikte toplumsallığın hedef alındığını ve kaynağının da cezaevlerinde uygulanan tecrit olduğunu ifade eden kadınlar, “Toplum teslim alma yöntemidir” sözleriyle tanımladı. 
 
‘Kayyım politikalarına itiraz ediyoruz’
 
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) üyesi Meryem Güneş, “Osmanlı döneminden bu yana tek devlet tek din ve tek bayrak adı altında hareketlilik içerisinde en mücadeleci olan Kürtlerin sadece diline ve kültürüne değil iradesine de el koyma pratiği ile gün yüzünde. Özellikle 1980 darbesinden sonra sadece cezaevlerinde değil tüm halka sirayet eden bir işkence yöntemi uygulanıyor. Gelinen noktada bugün baktığımızda başta Kürt halkı olmak üzere genel anlamda Türkiye halklarında ezilen ve yok sayılan kesimin iradelerine el konuluyor. İktidar tahammül edemiyor. Bunun için de kayyım yöntemiyle iradeye el koyma günü olarak bakıyoruz. Bunun mücadelesini veren biri olarak da kayyım politikalarına itiraz ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Toplum saldırı altında’
 
İrade gaspının, Kürt kadın hareketi, Kürt özgürlük hareketi ve feminist kadınların verdiği mücadeleyi yıkma politikaları olduğunu vurgulayan Meryem, kadınların, işçi ve emekçilerin tüm haklarına atanan bir kayyım söz konusu olduğunu söyledi. AKP-MHP iktidarının toplumsal bir kayyımlaştırma pratiğini hayata geçirdiğini kaydeden Meryem, “Akla gelen bütün kesimler kayyımlaştırma pratiği ile karşı karşıya. Bu anlamda mücadeleyi ortaklaştırma çabasında olmalıyız. Tüm toplum bir saldırı altında” diye belirtti. 
 
‘Cezaevlerinde işkence devam ediyor’
 
“Kayyım aynı zamanda teslim alma politikasıdır”  şeklinde tanımlayan Meryem, cezaevlerinde uygulanan tecrit politikalarını dile getirdi. Meryem konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cezaevlerine tecrit uygulanırken hücre cezaları da veriliyor bu da şu demek oluyor. Ceza içinde ceza uygulaması hayata geçiriliyor. Cezaevlerinde işkenceler devam ediyor. Tecrit ve kayyım teslim alma alanları olarak ele almak lazım. Kayyım politikası toplumu ne kadar teslim alabiliyorsa, teslim alamadıklarını ise cezaevinde tutarak kayyım ve tecrit uygulayarak hayata geçiriyor.”
 
‘Kayyım kadın kazanımlarını hedef alıyor’
 
AKP-MHP iktidarının kayyım politikalarını “Kürtlerin iradesini hiçe saymaktır” sözleriyle tanımlayan yurttaş Naime Tuga, “31 Mart yerel seçimler yapıldığında belediye başkanlarının Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurduklarını ve orada hiçbir sorun olmazken seçildikten sonra olmadık suçlar önlerine atıp cezaevlerine götürüyorlar” dedi. Kurdistan halkına yapılanların hak gaspı olduğunu vurgulayan Naime, tüm halkların irade gaspına karşı ortak bir mücadele yürütmesi gerektiğini söyledi.  AKP’nin kayyım politikalarıyla kadın kazanımlarını hedef aldığına işaret eden Naime, “Bir kadın özgürleşmiyorsa bir toplum da özgürleşemez. Kayyım atandığında ise ilk yaptıkları iş kadın kazanımlarını yok etmek oluyor. Kayyım politikası kadınların tüm yaşam alanlarını giderek daraltıyor” şeklinde konuştu. 
 
‘Kürdü yok edemezler!’
 
“AKP-MHP zihniyetinde kadın katliamları ve kadına yönelik şiddet yatıyor” diyen Naime, kadın bedeni üzerine politikalar yürütüldüğünü belirtti. Kayyım politikalarının da bir tecrit olduğunun altını çizen Naime, “Kürt gençlerini Kürt özgürlük mücadelesinden uzak tutmak için uyuşturucu ve fuhuş politikalarını sürdürüyor. Bu kayyım da bir tecrit uygulamasıdır. Tecrit sadece cezaevlerinde değil dışarda da tecrit uygulanıyor. Belediyelere atanan kayyım da bir tecrittir. İktidar, bu tutumundan vazgeçmeli. Kürt halkını daha fazla ne kadar baskı altında tutabilirler ki. Kürt halkına yapılan baskılara son verilmeli. Kürt halkını bu şekilde baskılayarak ne cezaevlerine ne de mezara sığdırabilirler. Bir Kürdü yok edemezler. Ne yapabilirler ki. Bu politikalarından vazgeçmeleri gerekiyor” dedi.
 
‘Başaracağız’
 
AKP-MHP iktidarının baskıları karşısında boyun eğemeyeceklerini söyleyen Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Makbule Yılmaz ise şunları paylaştı: “Biz bu devlete hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Biz kadınlar bugüne kadar mücadele ettik. Bundan sonra da direneceğiz mücadele edeceğiz. Kürt halkına yapılan haksızlığı kabul etmiyoruz. Kayyım politikasını reddediyoruz. Hakkımız olanı alacağız. Wan halkı nasıl direndiyse bizler de aynı şekilde direneceğiz ve başaracağız.”