Yeni müfredata tepki: Bilimsel eğitim göz ardı ediliyor

  • 09:03 26 Haziran 2024
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Yeni müfredatı değerlendiren Eğitim Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Bengi Şahin, “Müfredat değişikliğinde coğrafya derslerindeki dünyanın oluşumunu çıkardılar. Laik ve bilimsel niteliklerden kopuk, Türk ve İslam senteziyle eğitimi muhafazakarlaştırmak için oluşturulmuş bir müfredat. Alanlarda olmaya devam edeceğiz” dedi.
 
İktidar 22 yıldır yürüttüğü politikalar ile sorgulamayan, tartışmayan bir nesil yaratmaya çalışıyor. iktidar bu yürüttüğü politika için eğitim alanında eğitimcileri ve öğrencileri yok sayan yeni bir adım attı. 28 Mayıs’ta Eğitim Bakanlığı tarafından “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla yeni müfredat onaylandı. Yayınlanan yeni eğitim müfredatına ilişkin Kurdistan ve Türkiye kentlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor. tepkiler devam ederken Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Bengi Şahin, müfredata dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Tartışmayan bir nesil yaratılmaya çalışılıyor
 
İktidar, 22 yıldır yürüttüğü politikalar ile sorgulamayan, tartışmayan bir nesil yaratmaya çalışıyor. Bu politika doğrultusunda, eğitim alanında eğitimcileri ve öğrencileri yok sayan yeni bir adım attı. 28 Mayıs’ta Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla yeni müfredat onaylandı. Yayınlanan yeni eğitim müfredatına ilişkin Türkiye'nin çeşitli kentlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor. Tepkiler devam ederken Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Bengi Şahin, müfredata dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Bu tablo iktidarın 20 yıldır üzerinde çalıştığı bir tablo’
 
 Yeni müfredat ile eğitimcilerin ve öğrencilerin ne ile karşı karşıya kaldığını anlatan Bengi, müfredatın yeni çağa ayak uydurmayan, gerici ve dinci bir müfredat olduğunu dile getirdi. Bengi, “Bu tablo yeni bir tablo değil. Bu tablo zaten siyasal iktidarın 20 yıldır üzerinde çalıştığı bir tablo. Müfredat değişikliği ilk defa gerçekleştirilmiyor. 2005, 2017 yıllarında birtakım değişiklikler gerçekleştirildi. 4+4+4 eğitim sistemi ile beraber din kültürü ve bu minvaldeki derslerin sayıları arttırıldı. ÇEDES ve benzeri projelerle de tarikatların, cemaatlerin eline okullar adeta peşkeş çekildi. Laik ve bilimsel niteliklerden kopuk, Türk ve İslam senteziyle eğitimi muhafazakarlaştırmak için oluşturulmuş bir müfredat. İktidarın siyasal ideolojik çizgisini dayatmak ve kurmak istedikleri kültürel hegemonyayı müfredat eliyle oluşturmak için uzun zamandır çalıştıkları bir müfredat gerçekliği söz konusu” dedi.
 
‘Bu müfredat bütün çocukları kapsıyor mu ?’
 
 MEB’in müfredatı oluştururken 10 gün içinde öğretmenlerin görüşlerini aldıklarını paylaştıklarını hatırlatan Bengi, MEB’in bunu paylaşmasındaki asıl amacın, “öğretmenlerin de görüşünü aldık” demek  olduğunu belirtti. Bengi, “Bakanlığın açıkladığı veriye göre, müfredata ilişkin 67 bin yorum vardı. Bu yorumlar nasıl değerlendirildi, biz onu bile bilmiyoruz. Bir anda müfredatın kabul edildiği ve bir sonraki seneden itibaren uygulanacağı duyuruldu. ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adı altında kabul edilmiş bir müfredat. ‘Türkiye Yüzyılı’ söylemi bir siyasal partinin önümüzdeki yüzyıllık süreçte kendi siyasi ideolojisini ifade eden bir tanımlama. Maarif kelimesi Arapçadan gelen, kullanmadığımız bir kelime. Bunlardan bile yola çıkarak müfredatın bize neler getirdiğini görüyoruz. Müfredat çok dilliği, çok kültürlülüğü yok sayan, tekçi, dinci bir yapıya sahip. Oysa içinde yaşadığımız toplumun gerçekliği bu değil. Farklı kültürlerden, dillerden, inançlardan oluşan bir toplum yapısına sahibiz. Bu müfredat bütün çocukları kapsıyor mu? Sormamız gereken bu.” 
 
‘Müfredat değişikliği ile dünyanın oluşumunu çıkardılar’
 
“Oluşturmak istedikleri öğrenci modeli, biat eden, itaat eden bir öğrenci modeli. Kendi değerlerinden uzaklaşmış, Türk-İslam sentezine bürünmüş bir toplum inşa etmeye çalışıyorlar” diyen Bengi, iktidarın kültürel hegemonyayı eğitim yoluyla oluşturmaya çalıştığını söyledi. Bengi şu ifadeleri kullandı: “26 dersten 7 tanesi din kültürü ve o minvalde dersler. Müfredattan sadeleşme diyerek bahsediyorlar ama sadeleşme dedikleri şey bilimsel olanı, çağa ayak uyduranı çıkarmak ve kendi oluşturmak istedikleri toplum için gerekli olanı eklemek. Daha önceki müfredat değişikliklerinde evrim teorisini çıkarmışlardı, bu müfredat değişikliğinde coğrafya derslerindeki dünyanın oluşumunu çıkardılar. Dünyanın oluşumunu çıkardığınız bir eğitim sisteminde çocuğun sorgulamasını bekleyebilir miyiz? Çocuklar neyi sorgulayacak?”
 
‘Müfredatta kadının adı yok’
 
“Müfredatta kadının adı yok” diyen Bengi, “Kadını evinin içinde ailesine hizmet eden, kadını kutsal aile formu ile değerlendiren ve toplumsal olarak bir konuma oturtan bir form ile şekillendiriyor. Kadına bakış açılarını müfredat üzerinden öğrencilere entegre etmek, toplumu şekillendirmek, kadını yok saymak ve var olan cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmek temel amaçlardan. Bu konular, karşı çıktıklarımızın başında geliyor” sözlerini kullandı.
 
‘Bunlar bizim çocuklarımız ve bu bizim geleceğimiz’
 
Bengi, son olarak şunları dile getirdi: “Müfredatı geri çekin platformu kuruldu. 11 Haziran’da başlattığımız boykotla beraber amacımız velilere, demokratik kitlelere, siyasal partilere ulaşmak ve onları işin içine katmak. Müfredat ülkenin geleceğidir. Geleceğimizin bu şekilde şekillenmesini istemiyoruz. Bu müfredat geri çekilene kadar bundan vazgeçmeyeceğiz. Biz bilimsel, laik, demokratik, kamusal, anadilde eğitimi, cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıran, ekolojik yıkımı sonlandıracak bir müfredatı savunuyoruz. Bu yüzden alanlarda olmaya devam edeceğiz. Bunlar bizim çocuklarımız ve bu bizim geleceğimiz.”