İşten çıkarılan Serap için kadınlara dayanışma çağrısı

  • 09:12 1 Ekim 2017
  • Emek/Ekonomi
İSTANBUL -  Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, Mata Auotomotiv fabrikasında çalışan Serap Can'ın hem işine son verilmesine hem de cinsiyetçi saldırılara maruz bırakılmasına tepki göstererek, kadınlara dayanışma çağrısında bulundu. 
 
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, Tuzla Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan ve Birleşik Metal İş Sendikası'nın örgütlü olduğu araba parçaları üreten Mata Auotomotiv fabrikasında çalışan Serap Can'ın işine son verilmesine ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, aynı zamanda derneğin üyesi olduğu belirtilen Serap'ın işten çıkarılmasına gerekçe olarak performans düşüklüğü gösterilirken, sendikanın işyeri temsilcisinin ise bu konudaki "Beni ilgilendirmez ne yaparsan yap" şeklindeki söylemi eleştirildi. 
 
Fabrikada 5 buçuk aylık bir işçi olduğu için ve hukuki açıdan yapabileceği hiçbir şey olmadığı için imza atıp işten çıkmak zorunda kaldığının kaydedildiği açıklamada, Serap’ın Evrensel Gazetesinin okur sayfasına fabrikada yaşanan haksızlıkları, kendi yaşadıklarını ve işyeri temsilcisi ile yaşadığı bu diyaloğu anlattığı bir mektup yazdığı ifade edildi. 
 
'Bu, açık bir tacizdir'
 
Mektubun daha sonra metal işçilerinin Facebook sayfasında yayınlandığının belirtildiği açıklamada, şöyle denildi: "Mektup yayınlandıktan sonra Mata’nın işyeri baş temsilcisi tarafından fabrikanın işçisi olmayan bir kadın adına sahte bir hesap açılarak yorum kısmında çeşitli hakaretlere maruz bırakıldı. Aynı işyeri temsilcisi, fabrikada 20’ye yakın erkek işçiyi de örgütleyerek aynı biçimde Serap’ın kadın kimliğine, kişiliğine yönelik hakaret içeren cinsiyetçi yorumlar yazmalarını sağladı. Ağır hakaretler, cinsiyetçi yaftalamalar ve aynı zamanda fabrika içinde yaşanmayan olayların sanki yaşanmış gibi yansıtıldığı bir karalamalara maruz kalan arkadaşımız yalnızlaştırılmaya da çalışıldı. Bu, açık bir tacizdir. Bu tacize özne olan kişinin işyeri temsilcisi olması ise vahimdir."
 
'Serap kusurlu bulundu'
 
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak sendika başkanı Adnan Serdaroğlu ile bir görüşme gerçekleştirildiğinin belirtildiği açıklamada, görüşmede, Serap'a yönelik cinsiyetçi saldırılar konusunda sendikanın müdahale etmesinin istendiği ifade edildi. Açıklamanın devamında şu sözlere yer verildi: "Bir kez daha soruşturma ile ilgili olarak Adnan Serdaoğlu’nu arayarak bilgi almak istedik. Adnan Serdaroğlu ile yaptığımız görüşmede hem erkek hem de kadın temsilciler ile bir soruşturma yürüttüklerini, kusurlu olanın Serap Can olduğuna karar verdikleri tarafımıza iletildi. Neden kusurlu bulunduğu sorusunu yönelttiğimizde, Serap’ın fabrikada siyasi bir partinin çalışmasını yürüttüğünü ve bu sebeple işten patron tarafından çıkartıldığı söylendi." 
 
'Kadın işçilere dönük bir gözdağı'
 
Serap'ın kadın kimliği ve yaşam tarzı üzerinden yapılan hakaretlerde ve tacizlerde bizzat baş temsilcinin sahte hesaplar kullanarak attığı mesajlara karşılık sendikanın tutumunun eleştirildiği açıklamada kadın örgütlerine çağrıda bulunuldu. 
 
Serap ile dayanışma içerisinde olmaya devam edileceğinin belirtildiği açıklamada, "Bir fabrikada bir kadın işçinin işten çıkarılması sürecinin bir tacize ve hakaretlerle dolu bir sürece dönüşmesinde bizzat işyeri temsilcisinin bu biçimde rol almasını kabul etmiyoruz. Bunun büyük zorluklarla çalışan ve mücadele eden kadın işçilere dönük de bir gözdağı olduğunu düşünüyoruz. Birleşik Metal İş Sendikasını bütün bu süreç boyunca aldığı yanlış tutumundan ötürü de kınıyoruz" sözlerine yer verildi.
 
'Kadının beyanı esastır'
 
Sendika'nın tek taraflı soruşturma yürüttüğünün ifade edildiği açıklamada, "
sendikaya şu sorular yöneltildi: 
 
*Kadın arkadaşımızın haksız işten atılma sürecinde haksızlığı gidermek adına verdiği mücadeleyi 'işyerinde siyaset yapmak' olarak ele alan bir sendikacılık kadın işçilere dost bir sendikacılık olabilir mi? 
 
*Kadın arkadaşımıza dönük cinsiyetçi saldırıların bizzat muhatabı iş yeri temsilcisi olmuşken 'kadın dostu bir sendikacılık' yapmak mümkün olabilir mi? 
 
*Sürecin doğru yönetilemediğini düşünüp, konuyla ilgili adım atılması beklentisiyle sendikaya yaptığımız girişimler neticesinde kadının beyanını esas alan ve adil bir soruşturma süreci işleteceğini düşündüğümüz sendikanın konunun muhatabı olan kadın arkadaşımızla bir kez bile görüşmemiş olması kabul edilebilir mi? 
 
*'İş ahlakı' kimin ahlakıdır; iş yerinde siyaset tartışmaları yapmak hangi 'ahlaka' aykırıdır? Patronun ahlakı mı? Sendika bu 'ahlakı' savunuyor mu?"
 
Kadın örgütlerine çağrı
 
Birleşik Metal İş Sendikasından bu konuların açıklığa kavuşturulmasını ve Serap'ın maruz bırakıldığı duruma ilişkin yeni bir soruşturma yürütülmesini talep edildiği açıklamada son olarak, "Kadın örgütlerinden bu konunun takip edilmesini, gündem edilmesini, kadın arkadaşımızın yanında yer almasını rica ediyoruz" diye belirtildi.