Zeynep Murad: İşgalci zihniyeti ulusal birlik ruhuyla püskürtebiliriz

  • 09:01 27 Temmuz 2024
  • Güncel
 
Dilan Babat
 
HABER MERKEZİ - KNK Eşbaşkanı Zeynep Murad, Türkiye’nin Güney Kurdistan’a yönelik saldırısının Misak-i Milli sınırlarını genişletmek amaçlı olduğunu söyledi. Zeynep Murad, “Bu işgalci zihniyeti ulusal birlik ruhuyla geri püskürtebiliriz” dedi.  
 
Türkiye, 3 Haziran’da KDP’nin de yardımıyla Güney Kurdistan topraklarına dönük yeni bir saldırı hazırlığına girdi. Saldırmak istediği birçok alana DAİŞ’lileri yerleştiren AKP iktidarı, saldırı noktalarında bulunan köyleri de zorla göç ettiriyor. Türkiye’nin KDP ile birlikte gerçekleştirdiği saldırılara tepkiler de sürüyor. 
 
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Zeynep Murad, Güney Kurdistan’a dönük saldırıları değerlendirdi.  
 
‘Misak-i Milli sınırlarına ulaşmak istiyorlar’
 
Güney Kurdistan’da yürütülen saldırının bir işgal saldırısı olduğunu söyleyen Zeynep, Türkiye’nin bir strateji planı çerçevesinde bu savaşı yürütüldüğünü kaydetti. Zeynep, “Bunu sadece biz değil tüm dünya böyle bir savaşın olduğunu biliyor. Türkiye, kendi hayallerini Orta Doğu’da gerçekleştirmek için bu işgali kendine bir yol olarak görüyor. Bu imkanla Misak-i Milli sınırlarını genişletmek istiyor. Erdoğan başta olmak üzere tüm devlet yetkilileri ‘Misak-i Milli sınırlarına ulaşmak istiyoruz’ demişti. Bunun anlamı nedir? Suriye topraklarından tutalım Türkiye, Güney Kurdistan ve Kerkük’e kadar sınırlarını genişletmek istediklerini dile getiriyorlar. Sürdürülen bu savaş bu stratejinin bir parçasıdır” dedi. 
 
‘Kerkük’teki siyaset bu planın bir parçası’
 
Türkiye’nin uzun zamandır bu saldırılara dönük hazırlıkları olduğuna dikkat çeken Zeynep, “Türkiye büyük bir lojistik cephaneyi Güney Kurdistan topraklarına getirmiş. Gün be gün bu işgal genişliyor. 40 kilometre kadar Güney Kurdistan topraklarına girmiş durumda. Duhok’un yüzde 80’i Türkiye’nin eline geçmiş. Amacına ulaşmak için DAİŞ çetelerini eğitip getirdi. Kendine bağlı askeri güçleri eğiterek, Musul ve Kerkük’e yerleştirdi. Şuan baktığımızda Kerkük’te nasıl bir siyaset yürüttüğünü görebiliyoruz ve buda bu planın bir parçası” diye belirtti. 
 
‘Sadece Kürtler değil Irak da tehlike altında’
 
Stratejik planın uzun bir zamandır yürütüldüğüne dikkat çeken Zeynep, Türkiye’nin bu planın cesaretini uzun zamandır bölgelerde başlattığı operasyonlarda aldığını dile getirdi. Zeynep, “Bu  operasyonlara karşı yeterince bir tepki verilmediği için bu saldırıyı genişletiyor. Bu işgale karşı siyaset ve toplumsal alanda tepkiler var. Bu siyasi bir karar değil ki Türkiye buna son versin, bu işgal Güney Kurdistan’da yardım eliyle yapılıyor.  Federe hükümet de bu saldırıların önünü açıyor bu bir gerçek. Sadece Kürt halkı üzerinde yürütülen bir işgal değil, tüm Irak toprakları bir tehlike altında. Hiç kimse bu gerçekliği saklayamaz. KDP ve Irak’taki bazı güçlerin desteğiyle bu saldırılar sürdürülüyor. Türkiye’ye içeriden yardım ediliyor. Bu sessizlikten kaynaklı da Türkiye elinden geleni yapıyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Geniş ve kapsamlı bir plan’
 
DAİŞ eliyle Güney ve Kuzey Kurdistan’da neler yaşatıldığını, kadınlara neler yaptıklarını herkesin gördüğünü anımsatan Zeynep, “Aynı zihniyet yine kadınlara karşı aynı şeyi yapıyor. Bu saldırılara karşı duran yine kadınlar. Kürt kadınlar, kültürünü ve toprağını koruyor. Bundan kaynaklı Kürt kadınlara karşı özel bir siyaset yürütüyorlar. Bu saldırılarla kadınları alanlardan uzaklaştırmak ve parçalamak istiyorlar. Bu çok geniş ve kapsamlı bir plan. Bu saldırılardan en çok etkilenen elbette kadınlar. Bu işgale karşı kadınların büyük bir ses çıkarması gerekiyor. Nasıl ki Rojava’da Kürt kadınlar askeri güçle DAİŞ’i geri püskürttü, bu saldırılara karşı Rojava yeniden umut olmalıdır. Güney Kurdistan’da aynı ruhla bu saldırılara cevap olunması gerekiyor” şeklinde konuştu. 
 
‘Tepkiler örgütsel bir düzeye ulaşmadı’
 
Uzun süredir KNK Kadın Komisyonu olarak birçok eylemselikler gerçekleştirdiklerini en son Lozan Antlaşması’nın yıl dönümüne ilişkin Güney Kurdistan’da büyük bir toplantı gerçekleştirdiklerini dile getiren Zeynep, şöyle dedi: “Amacımız,  kadınların işgale karşı tepkilerini ortaya çıkarmaktı. Topraklarımızda birçok katliam gerçekleşti bu katliamlar kadınlara da yapılıyor. Evet tepkiler var ama çok etkili değil. Tüm kadın kurumlarının rollerini oynaması gerekiyor. Tepkiler örgütsel bir düzeye ulaşmış değil. Güney Kurdistan’da Kürt siyasetinin parçalanması kadın kurumlarını da etkiledi. Bu parçalanma kadınların girişimlerini de zayıflatıyor. KNK ve diğer kurumlar olarak bu işgale karşı tepkilerin yükseltmesi gerekiyor. Bu kapsamda geniş bir çalışmamız var.” 
 
Ulusal konferansın gerçekleştirilmesi kararı 
 
Zeynep, devamında şunları söyledi: “Haziran ayı itibariyle Türkiye lojistik cephanesini Güney Kurdistan’a getirdikten sonra KNK olarak geniş kapsamlı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu işgal aynı zamanda tüm kazanımlara dönüktür. KNK olağan toplantısını gerçekleştirerek, birçok kurum, sivil toplum örgütleriyle işgale ilişkin bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda herkes düşüncelerini dile getirdi ve herkes ulusal birlik ruhuyla bu saldırılara cevap olunabileceğini söyledi. KNK’nin diplomasi kurumunda dört parçadan kişiler yer alıyor. Bu işgale karşı da toplantılar gerçekleştirdik. Açıklamalarda yapıldı, Kurdistan dağlarında yürütülen bu saldırılara karşı bir direnişin olması gerektiğini vurguladık. Yine aynı zamanda toplumu ayaklandırmamız da gerekiyor. Bu sessizlik sıradan bir durum değil, stratejik bir şekilde yürütülüyor. Kamuoyunda bu işgal ‘normal’ görünüyor. Herkes bu saldırıdan haberdar amacımız toplum içerisinde bir hareketlik oluşturmak, normalize edilen bu durumu kırmamız gerekiyor. Ciddi bir şekilde bu konu üzerinde duruyoruz. Bu saldırının önünü kapatılması tek kişinin elinde ama bu kişi Türkiye’nin işgalini işgal olarak görmüyor. Kurdistan’da bulunan partilerin liderleriyle de görüşmelerimiz oluyor. Güney Kurdistan’da ve diğer bölgeler de KNK olarak görüşmelerimiz devam ediyor. Görüşmelerimiz bu atmosfere cevap olmak. Lozan antlaşmasının yıl dönümü öncesi büyük bir toplantı gerçekleştirildik ve bu toplantıda ulusal konferansın gerçekleştirmesi kararı çıktı.”
 
‘Kürt siyasetçilerin önünde tarihi bir fırsat var’
 
“Herkesin ayaklanması için tek sese ihtiyacı var” diyen Zeynep, bu saldırılara karşı siyasi partilere büyük bir sorumluluk düştüğünü, ulusal birlik ruhuyla saldırılara karşı büyük bir cevap olunması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Zeynep, “Bugün işgal ve tehditlerden söz ediyoruz ama tüm sivil toplum örgütlerinin büyük bir direniş ile bu saldırılar karşısında durabilme gücüde var. Aynı zamanda Kürt halkına ve Kürt siyasetçilerinin önünde de büyük bir fırsat var oda direnişin en ön yerinde yer almaktır. Bu zihniyeti kırmak gerekiyor, tarihi kazanımlarımız var. Bu kazanımlarımızı işgalcilere bırakmayacağız. Buda tarihi bir sorumluluktur bu sorumluluğumuzu da yerine getireceğiz. Bu sorumluluk kadınların omuzlarına da düşüyor. Kürt kadınların toprağını ve insanlık onurunu nasıl koruduğunu biliyoruz. DAİŞ çetelerini nasıl geri püskürttüğünü gördük. Kürt kadınlar aynı ruh ile bu işgalci zihniyeti geri püskürtebilir, bunu da ulusal birlik ruhuyla gerçekleştirebiliriz” şeklinde konuştu.  
 
‘An serkeftin an serkeftin’
 
Sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerle yapılan görüşmelerde, tehlikenin sadece Kürt halkına dönük olmadığını Kurdistan’ın geneli üzerinde bir tehlikenin olduğu noktasında hem fikir olunduğunu belirten Zeynep, "Şuan yaşadığımız süreç tarihi bir süreç. Kürt halkı yüzyıl önceki halk değil bugün askeri bir güce sahip.  Jin jiyan azadî direnişine sahip. Bir siyasete sahip, dünya diplomasisinde yerini alıyor. Kazanımlarımız çok büyük. Bundan kaynaklı bu imkanlarla, ulusal birlik ruhuyla Kurdistan topraklarını koruyabiliriz. Kürt halkı ve kadınlarının direnişiyle bu süreçte büyük bir ruhla kazanacağız. Düşmanlarımız zayıf bundan kaynaklı bu planları yürütüyorlar, kazanan halkımız olacak. An serkeftin an serkeftin” dedi.