Yayladan sofralara: Berivanların zorlu ve bereketli mesaisi

  • 09:01 10 Ağustos 2024
  • Yaşam
WAN - Havaların ısınmasıyla beraber yayla yollarında geçen ve sonbahara kadar devam eden emek dolu günler bu sene de devam ediyor.
 
Serhat’ta uzun ve zorlu geçen kışın ardından, bereketli topraklar halka nimetlerini ve güzelliklerini sunmaya başladı. Wan’ın (Van) Elbak (Başkale) ilçesine bağlı Xokan (Köprüağzı) köyünde kadınlar dağların yüksek kesimlerine çıkarak, binbir emekle sofralara gelen lezzetleri hazırlamaya başladı. Biz de kameralarımızla beraber, Bêrîvan’ların bir gününe eşlik ediyoruz.
 
Gündoğumu ile mesai başlıyor
 
Havaların tamamen ısınmasıyla her yerin yeşillenmesi, ağaçların meyve vermesi, çiçeklerin açmasıyla da doğa ana tüm bereketini sunuyor. Bu topraklarda yaşayan Bêrîvan’ların mesaisi sabahın erken saatlerinde başlıyor. Çoğu kez güneşin doğmasıyla kalkan kadınlar, ilk olarak ineklerini sağmak ve otlatmaya göndermek üzere işe koyuluyor. Sabahın erken saatlerinde ineklerini sağıp otlatmaya gönderen Bêrîvan’lar çoğu haftada en az bir gün ekmek pişiriyor. Ekmek pişirmek için özellikle sabah erken saatleri seçen kadınların amacı, güneş yükselmeden ve yakıcı bir hal almadan işlerini bitirmek. Sabah erkenden ev işlerini de halleden kadınlar, doğanın renkleriyle harmanlanmış şalvarlarını üstlerine giyerek, koyunların otlandığı alana doğru yola koyuluyor. Yanlarına aldıkları bidonları da sağlam seçen Bêrîvan’lar, yaylaya gitmek için tuttukları kamyoneti beklerken, bir yandan da komünal bir yaşamı temsil ediyorlar. Kamyonetin gelmesiyle beraber araca binen Bêrîvan’ların yolculuğu başlıyor.
 
 
 
Yaylaya doğru yoldalar
 
Sıra sıra dizilmiş ağaçlar ve gökyüzünün maviliği ile harmanlanan doğayla başlanan yolculuk, Bêrîvan’lara eşlik eden derenin hem sesi hem görüntüsü deyim yerindeyse insanı büyülüyor. Manzaranın güzelliğine kapılmışken, arabanın sarsılmasıyla gözümü manzaradan ayırıyorum ve bir an “Bu manzaralar hâlâ Bêrîvan’lara güzel görünüyor mu ya da onları da böyle müthiş etkiliyor mu?” sorusu düşüyor aklıma. Çünkü yol oldukça zorlu ve tozlu. Köyden uzaklaştıkça yol daha da zorlaşmaya başlıyor; bazen keskin virajlardan bazen uçurumların kenarından geçen yol bir süre sonra daha düz bir hal alıyor. Bütün yol boyunca bize eşlik eden ve sakin sakin akan dere hâlâ sol tarafımızda akarken, uzaktan koyunların otlandığı alanlar beliriveriyor.
 
 
Bêrîvanların uyumu 
 
Yaylaya varan kadınlar arabadan iniyor. Her biri sütlerini doldurmak için getirdiği bidonunu ve dere kenarından süt sağdıkları kovaları alıp koyunları sağacakları yere doğru yürüyor. Kovasını kapan her Bêrîvan, tel örgünün içinde toplanan keçilerin arasında kendi keçilerini buluyor ve keçilerini sağıyor. Keçilerini sağan kadınlar önce sütleri süzüyor, sonrasında ise bidonlara boşaltıyor. Bêrîvan’lar, koyunları sağdıkça süt kovaları doluyor. Her dolan kova, daha önce de yapıldığı gibi önce süzülüyor, sonrasında bidonlara boşaltılıyor ve sonra yine koyun sağmaya devam ediliyor. Kendi aralarında müthiş bir yardımlaşma ve uyum içerisinde olan Bêrîvan’lar, koyunlarını sağmayı bitirdikten sonra başka birine yardım ediyor ve sağma işlemi bitirene kadar kimse yerinden kalkmıyor.
 
Yardımlaşmanın en yalın hali
 
Komünal bir şekilde yapılan koyun sağma işinin bitiminde, sağılan sütler gelinen araca koyuluyor. Sütler arabaya bindirildikten sonra süt sağmak için kullanılan kovalar, sütü süzdükleri süzgeçler, koyun sağmak için çoraptan yapılan eldivenler dere kenarında yıkanıp, tellerin sabitlendiği direklere asılıyor. İşini bitiren arabadaki yerini alıyor. Yayladan köye doğru yapılan üçüncü yolculukta, kadınlar bazen yaylada piknik yaptıklarından bahsediyor. Yaptıkları pikniklerden, çektikleri halaylardan söz ederken yüzlerindeki yorgunluk bir an yok oluyor. Kısa kısa sohbetlerin bitiminde çocukların hoş sohbeti başlıyor; konuşmaları ve gülüşleri yaşamla bütünleşirken, evlerine doğru yaklaşan her kadın yaylada güneşin altında binbir emek ile sağdığı sütünü sırtlayıp araçtan iniyor.
 
 
 
Peynirin yapılışı 
 
Yaylalardan evlerine gelen Bêrîvan’ların işleri burada da bitmiyor. Evlerin önüne getirilen kazanlara sütler bir kez daha süzülüyor. Sütün süzülmesinin ardından bir kısmı bir makineye boşaltılıyor. Makinada da işlemden geçen süt, dinlenmesi için yarına bırakılıyor. Peynir yapılacak süt ayrılarak içerisine maya ekleniyor ve yaklaşık yarım saat mayalanması için bırakılıyor. Mayalanan süte ilkbaharda toplanan otlar ekleniyor ve bezden bir süzgecin içine konulup üstüne ağırlıklar bırakılıyor.