KBG’den kitlesel yürüyüş ve eylem: Narin nerede?

  • 17:15 7 Eylül 2024
  • Güncel
İSTANBUL - KBG, 17 gündür kayıp olan Narin Güran için gerçekleştirdiği yürüyüş ve açıklamada, olayın üstünün kapatılmasına izin vermeyeceklerini, Narin için mücadele edeceklerini vurguladı.  
 
Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG), Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çulî Mahallesi’nde, 21 Ağustos tarihinde kaybolan Narin Güran’a için eylem gerçekleştirdi. Eminönü İskelesi’nden Karaköy iskelesine kadar yapılan yürüyüşte, “Narin Güran nerede”, “Narin’e ne oldu” dev pankartı taşınırken sık sık “Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Aileyi değil kadını koru”, “Aileyi değil çocuğu koru”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. 
 
Engellemeye rağmen sloganlarla yürüyüş gerçekleştirildi 
 
Yürüyüş öncesi polislerin pankartların açılmasına engel olmaya çalışmasına karşı kadınlar, “Pankartın neyinden rahatsız oldunuz?”, “Bizi değil failleri engelleyin” diyerek tepki gösterdi. Kadınlar, polislerin engellemesine karşı geri adım atmayarak Karaköy köprüsü üzerinde sloganlarla, pankartlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Eylemde ayrıca sık sık kaybettirilen ve akıbeti yıllardır bilinmeyen kadınlara ne olduğu soruldu. Yürüyüşün ardından Karaköy İskelesi’nde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı KBG adına Serenay Vermedi okudu. 
 
‘Erkek şiddet görünmez kılınmaya çalışılıyor’ 
 
Susmayacaklarını ve olayın üstünün kapatılmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Serenay, Narin’in kaybolmasının ardından yayın yasağı getirilmesinin bir çocuğun kaybedilmesinin, insanları gerçeklikten koparıp dizi izletirmişçesine sansasyonel başlıklar ile servis edilmesinin erkek şiddetini görünmez kıldığını belirtti. Serenay, “Narin’in kaybolmasının üzerinden tam 17 gün geçti. Narin’in amcası ve aynı zamanda Tavşantepe Mahallesi’nin muhtarı olan Salim Güran geçtiğimiz hafta ‘kasten öldürme’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ şüpheleri ile tutuklandı. Bu esnada soruşturma için gizlilik kararı alındı. Adalet Bakanı konu ile ilgili yaptığı açıklamada ‘tutuklama kararının eldeki deliller sonucu alınan bir tedbir olduğunu’ söyledi ancak konuya ilişkin detaylı bir bilgilendirme yapmadı. Bir kişi tepkileri dindirmek için tutuklanırken, Narin’e ne olduğu sorusu hala ortada ve bulunamaması durumunda zaten bu kişi de serbest bırakılacak. AKP’nin sürekli dayattığı ve iktidarının çekirdeğini oluşturan kutsal aile, Narin’in kaybolmasında çelişkili ifadeleri ve sürecin bir an önce kapanmasına dönük yaklaşımı ile baş şüpheli” dedi.
 
‘Bu suçun ortakları kim?’
 
Dört bir yanı mobbese kameraları ile izlenen, araç giriş çıkışlarının denetlendiği Kurdistan’da Narin’in kaybolduğunun altını çizen Serenay, “Tüm köy neden sessiz? Bu suçun ortakları kim? Köydeki erkek ittifakının arkasında hangi iktidar, cemaat ilişkileri var araştırılıyor mu? Maalesef Narin ilk değil, Türkiye kayıp çocuk vakalarında dünyada ilk sıralarda. Devlet kurumları 2016 yılından beri verileri açıklamıyor. İktidar aileyi güçlendirme politikaları izlerken çocuğun üstün yararını gözetmiyor, hane içindeki kadınların çocukların canı pahasına koruyor aileyi. Oysa biz, kadın ve çocuklara yönelik şiddetin en fazla yaşandığı yerin allanıp pullanan, yaşamak için tek seçeneğimizmiş gibi sunulan kutsal aile olduğunu çok iyi biliyoruz. Aile içinde şüpheli kadın ölümleri, çocuk istismarı, erkek şiddeti, kadın emeği sömürüsü var. İstanbul Sözleşmesi ile birlikte imzalanan, Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Lanzarote Sözleşmesi etkin uygulanmıyor. İktidar ve iktidarın politik ittifakları 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanununa saldırırken, Lanzarote Sözleşmesi’nin etkin uygulanmaması bir ihmalden ibaret olabilir mi? Erkek şiddetine, çocuk istismarına dönük cezasızlık politikası sürdüğü sürece, kadın ve çocuklar için önleyici-koruyucu tedbirler alınmadığı sürece hiçbirimiz güvende değiliz” diye vurguladı. 
 
‘Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok’
 
Serenay, devamında şunları dile getirdi: “Şiddet ve istismar dolu ailelere sıkışmayı değil, eşit-özgür yaşamlarımızı kurabilmeyi; çocukların kaybolmadığı-kaybedilmediği, kadınların öldürülmediği-şiddet görmediği bir toplumda yaşamayı istiyoruz. Mücadelemiz bunun içindir. Narin Güran’ın kayıp olması Gülistan Doku’nun yıllardır bulunamaması ile benzerdir, benzer bir zihniyetle kaybedilmeye çalışılmaktadır; ya da Rabia Naz dosyası nasıl kapatılmaya çalışmışsa benzer şekilde bu dosya oldu bittiyegetirilmeye çalışılmaktadır. İzin vermeyeceğiz. Bugün ve her gün sormaya devam edeceğiz: Narin Güran’a ne oldu? Suç ortakları kim? Her daim istihbaratı ile övünen, teknolojik gelişmeleri vatandaşını sürekli gözetlemek için kullanan devlet küçücük bir köyde kaybedildiği söylenen bir çocuğu bulamıyor mu bulmak istemiyor mu? 8 yaşındaki Narin Güran’ın bulunması, suçun ve suçluların tespit edilip cezalandırılması için etkin bir soruşturma yürütülmesi, kamuoyunun konu hakkında bilgilendirilmesi elzemdir. Bizler, Kadınlar Birlikte Güçlü olarak sürecin takipçisi olacağımızı ilan ediyor, erkek şiddetine, çocuk istismarına dönük mücadelemizi sürdüreceğimizi yineliyoruz. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok.”
 
Açıklama sloganlar ile son buldu.