İzmir'de ezberleri bozmaya aday!

  • 09:28 7 Mart 2024
  • Güncel
 
 
Nazlıcan Nujin Yıldız 
 
İZMİR - Yerel seçimlere ilişkin DEM Parti’nin İzmir’de önüne koyduğu hedefleri anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Türkan Aslan Ağaç, İzmir için bir alternatif sunduklarını vurguladı. İzmir’in tüm ezberleri bozması gerektiğini kaydeden Türkan, “Bu iki kutuplu kadere mahkûm olmadıklarını göstermek istiyoruz” diyerek üçüncü yola işaret etti. 
 
31 Mart seçimlerine yaklaşırken partiler çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ediyor. Seçim çalışmalarına devam eden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Kurdistan ve Türkiye’de il, ilçe, mahalle, köy ve sokaklarda halklarla buluşuyor. 2024 yerel seçimlerinde Türkiye kentlerinde de aday çıkarmaya karar veren DEM Parti, Üçüncü Yol iddiasıyla çalışmalarını sürdürüyor. İzmir’in sorunlarına karşı çözüm alternatiflerini anlatan DEM Parti İzmir Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Türkan Aslan Ağaç, toplumu sıkışmışlıktan kurtararak üçüncü yolun olduğunu göstermek istediklerini söyledi. Özellikle İzmir’i kadınlar için daha güvenli bir şehir haline getirmeyi hedeflediklerini paylaşan Türkan,  İstanbul Sözleşmesi’nin belediyelere yüklediği sorumlulukları yerine getireceklerini vurguladı.
 
İki kutuplu bir Türkiye değil, aksine üçüncü bir yol var
 
Türkiye’nin sıkıştırılmış bir politikanın içerisinde olduğu belirten Türkan, iki kutuplu bir Türkiye yaratıldığını söyledi. Bu duruma özellikle başkanlık sisteminin neden olduğuna dikkat çeken Türkan, bir tarafta toplumu yoksullaştıran, komşu ülkeleriyle savaş halinde olan ve nefret söylemleriyle toplumu ötekileştiren bir AKP-MHP’nin yaklaşım tarzı olduğunu diğer tarafta ise CHP ve diğer muhalefet partilerinin de sıkışmış olduğu, sorunların sadece restorasyon ile çözülebileceğini düşünen statükocu bir anlayışın olduğunu dile getirdi. Türkan, “Bu da haliyle Türkiye’deki soruların çözümü konusunda ön açıcı bir perspektif, bir paradigma sunmuyor. DEM Parti olarak Üçüncü Yol’u önermemizin sebebi bu. DEM Parti, topluma şunu söylüyor; iki kutuplu bir Türkiye değil, aksine üçüncü bir yolun olduğunu ve çok renkli bir yol olduğunu söylüyoruz. Biz toplumu bu sıkışmışlıktan kurtararak Türkiye’nin tüm sorunlarını çözebileceğimiz alternatif çözümlerin mümkün olduğunu göstermek istiyoruz” dedi.
 
‘Topluma bir alternatif sunuyoruz’
 
DEM Parti’nin İzmir’de kendi adaylarını çıkarmasıyla birlikte toplumdan bu konuda olumlu dönüş aldıklarını ve toplumun iki cepheye sıkışmaktan kurtuldukları için DEM Parti’ye oy vereceğini ifade eden Türkan, topluma seçenek sundukları için DEM Parti’ye teşekkür eden çok sayıda yurttaş olduğunu paylaştı. DEM Parti’nin İzmir’de yaşanan sorunları sıkıştırılmış anlayıştan kurtaracağını belirten Türkan, “Üçüncü Yol paradigmasıyla birlikte toplum bu yola teveccüh gösterirse Türkiye’deki hem genel sorunların çözümünde kısa süre içerisinde çok başarılı olacağımıza inanıyorum hem de yerel seçimlerde İzmir’i daha çağdaş daha modern, sorunlarını çözmüş, kendi kaynaklarını kendi halkı için kullanan bir kent yaratabileceğimizi düşünüyorum. Biz topluma bir alternatif sunuyoruz. Bu iki kutuplu kadere mahkûm olmadıklarını göstermek istiyoruz. Böyle bir üçüncü yolumuz var” şeklinde konuştu.
 
Üç meclis üyeliği, kadınları eşbaşkanlık sistemine kadar getirdi
 
Kürt kadın hareketinin ve Türkiye kadın hareketinin çok önemli bir mücadelesi olduğunun altını çizen Türkan, bu mücadele sonucunda kazanılmış birçok hakkın olduğunu kaydetti. Türkan, kadınların kazanımlarındaki en üst noktanın eşbaşkanlık sistemi ve fermuar sistemi olduğunu söyleyerek, “DEM Parti gelenekleri açısından düşünürseniz üç meclis üyeliği ile başlayan bir süreç. Sonuçta bizi eşbaşkanlık sistemine kadar getirdi. Kadınların muazzam bir mücadelesinin sonucunda oldu bu. Hem Türkiye’deki diğer partilerden ve kurumlardan ayrışıyoruz bu noktada hem de dünyada örneği az rastlanır bir sistem öneriyoruz topluma. Eşbaşkanlık sistemi, kadınların kazanımlarının korunması ve geldiği nokta açısından çok büyük önem atfediyoruz. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir bakış açısına sahibiz. Bunu hem genel yönetimler açısından hem de yerel siyaset açısından paradigma olarak önümüze koymuş durumdayız” diye ifade etti.
 
‘Eşbaşkanlık sistemini mor çizgi olarak kabul ediyoruz’
 
Kurdistan’da yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sisteminin uygulandığını ve devletin yoğun saldırısına maruz kaldığını hatırlatan Türkan, bu saldırıların aslında kadın mücadelesinin yarattığı değerlere yönelik bir saldırı olduğunu vurguladı. 2024 yerel seçimlerinde eşbaşkanlık sistemini Türkiye illerinde de uygulayacaklarını söyleyen Türkan, “İzmir’in 28 ilçesinde de eşbaşkan adaylarımızla birlikte çıktık yola. Kadın enerjisinin, aklının, gücünün, mücadelesinin yarattığı birikimiyle yaşamın içerisinde artık var, karar alma süreçlerinde de söz sahibi olması gerektiğini, kamusal alanda nesne halinden çıkıp öznesi olması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple de eşbaşkanlık sistemini mor çizgi olarak kabul ediyoruz. Her alanda da bunun hayata geçmesi için çalışma yürütüyoruz” diye belirtti.
 
Şiddete ve kadın katliamlarına karşı önlemler alınacak
 
Belediyelerde hazırlanan bütçelerin eril bir bakış açısıyla hazırlandığına dikkat çeken Türkan, bu sebeple “mor bütçe” hazırlamayı planladıklarını paylaştı. Türkan, büyükşehir belediyesi bünyesinde kadın politikaları ve stratejilerini belirleyen bir daire başkanlığı oluşturmayı hedeflediklerini dile getirdi. Türkan, “Biz kadın kazanımlarının artık somutlaştırılması, karar süreçlerinin tamamında görünür olmasını istiyoruz. 22 yıldır kadınları evlere hapsetmeye çalışan bir zihniyetle mücadele ediyor kadın hareketleri. Bu zihniyetin ortadan kaldırılması açısından da bizim de öncelikli hedeflerimizden biri bu zihniyetle mücadele etmek. Aynı zamanda kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Günde sekiz kadının öldürüldüğü bir Türkiye oldu burası. İzmir’in kadın kenti haline getirilebilmesi açısından da önlemlerimizi alacağız” diye konuştu.
 
İstanbul Sözleşmesi’nin belediyelere yüklediği sorumlulukları yerine getirmekte kararlı
 
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini fakat İstanbul Sözleşmesi’nin belediyelere yüklediği sorumlulukları yerel belediyecilik anlamında yerine getirme konusunda kararlı oldukları vurgulayan Türkan, “Aynı zamanda, Avrupa yerel yaşamda kadın-erkek eşitliği şartının gereklerini yerine getirme konusunda bir eylem planı yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yanı sıra belediyede taciz ve tecavüze karşı ILO 190 Sayılı Sözleşme’nin de uygulanması gerektiği noktasında bir görüşe sahibiz. Biz tamamıyla İzmir kentini özüne uygun olarak, yani Amazonlu kadınlar tarafından kurulmuş bir şehirdir burası, efsanesi böyledir, milattan önce üç binlere dayanır. Burayı gerçek anlamda bir kadın şehri yapmak istiyoruz. Kadının bakışındaki estetiği, vicdanı, ahlakı ve barış özleminin tamamını İzmir kentine yaymak, hâkim bir anlayış haline getirmek istiyoruz. İzmir’i kadınlar açısından da güvenilir bir şehir haline getirmek istiyoruz” dedi.
 
‘Projelerimizi kadın örgütleriyle birlikte oluşturacağız’
 
Kadına yönelik şiddete karşı 7/24 saat görev yapacak “ALO Şiddet” hatları oluşturmak istediklerini ve İzmir şehrinin bütün sokaklarını aydınlatacaklarını paylaşan Türkan, projelerini kadın örgütleriyle birlikte oluşturacaklarını belirtti. Bütün örgütlü yapılarla birlikte İzmir kentinde nasıl yaşanabileceği noktasında planlama yapacaklarını ifade eden Türkan, “Bizim oluşturmuş olduğumuz ve kamuoyuna da açıkladığımız bir seçim bildirgemiz de var. Burada da çözüm önerilerimizin ana teması açık ve net olarak yazılıyor. Sadece belediye eşbaşkanları olarak değil, bütün İzmirliler olarak buna karar verilmesi gerektiğine inandığımız için her kesimle ortaklaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Jinkart uygulamasını hayata geçirmek istiyoruz’
 
Kadınlara istihdam alanları yaratmak istediklerini paylaşan Türkan, kadınların evden çıkmasının en önemli noktasının bu olacağını kaydetti. Türkan, gençler için de bir istihdam alanı yaratmak istediklerini ifade ederek her kesimle birlikte İzmir’i yaşanabilir bir kent haline getirilmesi için var olduklarını belirtti. Türkan, kadınların günlük yaşama dâhil olabilmesi için mahallelerde çok dilli kreşler açmayı hedeflediklerini dile getirdi. Türkan şöyle devam etti: “Ev emekçisi kadınlar çok ağır bir iş yüküne sahip olmalarına rağmen güvencesiz bir şekilde çalışıyorlar. Biz o emeğin görünür hale getirilip sigortalı kılınması ve emeklilik hakkını kazanabilmeleri için mekanizmalar oluşturmak durumundayız. Bir de ‘Jinkart’ uygulamasını hayata geçirmek istiyoruz. Jinkart uygulamasında da en azından asgari ücret tutarında bir meblağın, o karta yüklenerek özellikle kadınlara ve gençlere verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylelikle anayasanın ikinci maddesindeki sosyal devlet olma gerekliliğini, yerel yönetimlerin de yapması gerektiğini, yerel yönetimlerin de asıl işinin bu olduğuna inanıyorum.”
 
‘Her kesimin kendi kültürünü yaşayabileceği mekânlar oluşturmak istiyoruz’
 
Barınmanın en temel hak olduğunu söyleyen Türkan, ucuz ve afete dayanıklı konutlar inşa etmenin gerekli olduğuna dikkat çekti. Bunun sosyal konutlar projesiyle hayata geçirileceğini kaydeden Türkan, kentsel dönüşümün de bu çerçevede ele alınması gerektiğini dile getirdi. Türkan, “İzmir’in dokusuna uygun olarak ekolojik sistemine uygun olarak kültürel dokusunu da bozmadan refah seviyesi yüksek, ekolojisini koruyan bir noktadan politikalar üreterek yapılması gerektiğine inanıyorum. İzmir çok kültürlü bir kent. Bu öze uygun olarak da kendi anadillerinde yerel hizmetlerden yararlanabilecekleri bir mekanizma oluşturacağız. Her kesimin kendi kültürünü yaşayabileceği mekânlar oluşturmak istiyoruz” diye belirtti.
 
‘İzmir ezberleri bozmalı’
 
İzmir’e dair çok fazla projelerinin olduğunu kaydeden Türkan, projelerini hayata geçirmek adına İzmirlilerden bir talepleri olduklarını dile getirdi. Türkan, “Kendilerine ilişkin ezberleri bozmaları gerekir. O ezberlerden kurtulur ve İzmir’in yeni bir bakış açısıyla, demokratik, özgürlükçü, ekolojik bir bakış açısıyla hizmet sunacak bir anlayışa şans vermeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden hepimiz açısından güvenilir, refah seviyesi yüksek bir İzmir yaratmak isteriz” dedi.
 
8 Mart’a çağrı
 
8 Mart haftası olması sebebiyle son olarak kadınlara çağrıda bulunan Türkan, şu ifadeleri kullandı: “Cuma günü bütün kadınlar, İzmir’de bütün kadın renkleriyle birlikte meydanlarda olacak, alanlarda olacak. Hep birlikte 8 Mart’ı kutlamak üzere de kadın arkadaşlarımı meydanlara davet ediyorum”