‘Şimdi Kadın Zamanı’ şiarıyla Feminist Gece Yürüyüşü’ne…

  • 09:26 7 Mart 2024
  • Güncel
 
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL- Kürt kadınların şiddete karşı kendilerini korumak için anadillerinde ulaşabilecekleri mekanizmaların olmamasına ilişkin yaptıkları saha çalışmalarının raporunu 8 Mart’ta düzenleyecekleri lansman ile açıklayacaklarını söyleyen Kadın Zamanı Derneği üyesi Derya Aslan, tüm kadınları “Çok Zamanımızı Çaldınız Şimdi Kadın Zamanı” Feminist Gece Yürüyüşü’ne çağırdı.
 
Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına ve toplumun her alanında kadınların güçlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla 2020 yılının Temmuz ayında kurulan Kadın Zamanı Derneği, beş kadın platformunun da bileşeni olarak kadın mücadelesi yürütüyor. Dernek, Kürt kadınların, anadilleri önündeki resmi ya da fiili engellemeler nedeniyle kamusal alanın dışında kalmaları, sağlık hizmeti dahil en temel insan haklarına erişimde dahi zorluk yaşamaları, özel ve kamusal alanda ataerkilliğin sonucu olarak hem kadın olmalarından hem de etnik kimliklerinden dolayı çifte ayrımcılığa maruz kalmaları sorunsalı nedeniyle çalışmalarını Kürtçe ve Türkçe olarak sürdürmeye odaklandı. İstanbul’da yaşayan ve kendilerini anadilinde ifade etmek isteyen milyonlarca Kürt kadının bu ihtiyacını görerek yola çıkan dernek, çift dilli destek sunarak Kürtçe destek ihtiyacı olan kadınların da başvuru merkezi haline geldi.
 
Şimdi kadın zamanı
 
Dernek kurulduktan bir yıl sonra ise Kadın Danışma Merkezi faaliyete geçti. Danışma merkezi, saha çalışmaları ve savunuculuk olmak üzere üç temel ayağı bulunan çalışma ile kadınların şiddetle mücadele etme sürecinde ücretsiz sosyal, hukuki ve psikolojik desteğe ulaşabilecekleri, yaşadıklarını yargılanmadan paylaşabilecekleri, kadına yönelik şiddetle mücadele yolları ve yasal haklarına dair bilgi alabilecekleri Kürtçe ve Türkçe ilk başvuru noktası oldu. Dernek, Danışma Merkezi’ne ilişkin altı ay aralıkla rapor yayınlıyor. 2023 yılında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında da birçok çalışma ve etkinlik gerçekleştiren dernek, “İstanbul’da Yaşayan Kürt Kadınların Kendi Anadillerinde Şiddetle Mücadele Mekanizmalarına Erişimi” başlıklı saha çalışmasının da startını verdi. Dernek, saha çalışmasının raporunu 8 Mart’ta düzenleyeceği bir lansman ile paylaşacak. Öte yandan bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında da pek çok etkinlik gerçekleştiren dernek, “Çok Zamanımızı Çaldınız Şimdi Kadın Zamanı” şiarıyla yarın Beyoğlu’da bulunan Taksim Meydanı’nda saat 19.30’da düzenlenecek olan Feminist Gece Yürüyüşü’ne de katılacak.
 
Dernek üyelerinden Derya Aslan, saha çalışmaları ve 8 Mart çağrılarına ilişkin JINNEWS’e konuştu.
 
‘Kadın kırımı had safhada!’
 
Kadın örgütlerinin uzun zamandır alanlarda erkek-devlet şiddetine karşı mücadele ettiğini ifade eden Derya, “Türkiye’de 2 gün içerisinde 7 tane kadın katledildi. Ve bu katliamların sebebini hepimiz biliyoruz. Yükselen faşizm söz konusu. Erkek-devlet şiddetinin kullandığı dil çok eril. O dilin mahkemelere, yargıya yansıması çok farklı oluyor. En çok da medyayı çok ciddi bir araç olarak kullanıyor. Böyle olunca kadın katliamları, kadın kırımı had safhada yükselen bir durumda. Bunun yanı sıra sadece kadın değil, toplumun tamamını bir şiddet sarmalı içerisinde dönüştüren bir yerde. Toplumun tamamında bir şiddet dili, nefret suçu, nefret söylemi ve kutuplaştıran bir dil hakim şu an. Bu da kadın katliamlarına, çocuk istismarına, kadın şiddetine, şiddetin farklı ve çeşitli boyutu ile biçimlerine kadar gidiyor. Erkek-devlet şiddetinin bu katliamcıları nasıl koruduğunu çok iyi biliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
 
Katliamların altında yatan faktörler
 
Ülkedeki katliamların politik ve sosyolojik olduğunu dile getiren Derya, “Kadın cinayetlerinin birçoğunun altında yatan nedenler arasında psikolojik, biyolojik ve sosyolojik durumlar söz konusu. Özellikle yakın bir tarihte Gülistan Doku’nun arkadaşı olan Rojwelat Kızmaz’ın ölüm şeklini sosyolojik olarak yorumluyorum. Çünkü Rojwelat’ın ailesi, kaybolduktan sonra 2 gün boyunca bütün mekanizmalara gidip durumu izah etmesine rağmen hiçbir şekilde etkin bir soruşturma başlatılmadı. Daha sonra da Rojwelat’ın ölüm haberini aldık. Rojwelat’ın ölümü çok sıradan yaklaşabileceğimiz bir ölüm değil. Acaba kendisi ile ne götürdü?” sözleriyle şüpheli ölümlerin de artış gösterdiğine dikkat çekti.
 
Özel savaş politikalarına karşı bitmeyen mücadele
 
Tüm bu politikalara karşı Kürt kadın hareketinin yıllardan beridir alanlar ve sahalarda yılmadan ve süreklilik halinde mücadele ettiğini vurgulayan Derya, “Erkek-devlet şiddetinin yıldıramadığı Kürt kadınlara cezaevlerinde, alanda her gün bir baskı ve şiddet mekanizması işletiliyor. Ama bütün bu politikalara karşı Kürt kadınların mücadelesi de söz konusu. Bu mücadele sonucunda başka bir araç geliştirildi son yıllarda. Kurdistan’da yaşayan genç kadınlar üzerinde yürüttüğü özel savaş politikasıyla beraber yıldırmaya, hiçleştirmeye, kimliksizleştirmeye varan bir durum açığa çıkıyor. Kadınlar her gün yoksullukla, emek sömürüsü ile mücadele ediyor. Kadın emeğinin yok sayıldığı bir ülke gerçekliğinden bahsediyoruz. Bütün bunlar devletin ve iktidarın söylemlerinden bağımsız değildir” dedi.
 
Kadınlar Kürtçe şiddet mekanizmalarına ulaşamıyor!
 
Öte yandan dernek olarak yürüttükleri saha çalışmasının hem izleme hem de raporlama çalışması olduğunu aktaran Derya, “Hedef kitlemiz ise Kürt kadınlardı. Kürt kadınların şiddet mekanizmalarına kendi anadillerinde erişip erişemediği üzerineydi. Burası, 1990’lı yıllarda çok fazla göç alan bir metropol. Özellikle Kürt nüfusunun çok fazla olduğu 90’lı yıllarda yerinden edilmiş kadınların en çok burada her türlü şiddete, ayrımcılığa, baskıya maruz kaldığı bir alan. Fatma Altınmakas buna bir örnek. Biz bu yüzden çok önemli buluyoruz bu çalışmayı. En çok Kürt nüfusunun yaşadığı Bağcılar, Sultanbeyli ve Beyoğlu’nda feminist bir metodoloji ile yürüttük bu çalışmayı. Fark ettik ki kadınların bu alanlardan, mekanizmalardan hiçbir haberi yok. Bu mekanizmaları işleten belediyelerin de buna ilişkin bir çalışması yok. Raporu 8 Mart’a bir lansman şeklinde yayınlayacağız” ifadeleriyle çalışmalarına dair bilgi verdi.
 
‘Coşkumuzla Feminist Gece Yürüyüşü’nde olacağız’
 
8 Mart’a dair söyleşi, eylem, 8 Mart Kadın Platformu ile birlikte yaptıkları kadın buluşması ve tekstil işçisi kadınlara gerçekleştirdikleri ziyaret gibi bir dizi etkinlik düzenlediklerini söyleyen Derya, “Feminist Gece Yürüyüşü, her sene olduğu gibi bu yıl da Taksim’de kutlanacak. Binlerce kadının, binlerce farklılığın, LGBTI+ bireylerin ve kitlesel olarak kadınların akın ettiği bir yer. Biz Feminist Gece Yürüyüşü’nün örgütlenmesinde yer alıyoruz ve bütün startımızı bu yürüyüşte vermeyi planlıyoruz. Dernek olarak bu seneki şiarımızı yaratıcı bir şey yapmak istedik. Çünkü emek, şiddet konusunda çok zamanımızı çaldılar. Mücadele alanımızı o kadar çok genişlettiler ki bizden çok zamanımızı çaldılar. Bu yüzden, ‘Çok Zamanımızı Çaldınız Şimdi Kadın Zamanı’ şiarıyla 8 Mart’ın heyecanı, coşkusuyla alanda olacağız. Bütün kadınları bu coşku ile alana davet ediyoruz. Bu coşku ile kadınların hepsini kucaklayarak 8 Mart’ımızı kutlayacağız. Herkesin 8 Mart’ını kutluyorum” diyerek tüm kadınları yarın Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılmaya çağırdı.