Amed’de deprem raporu paylaşıldı

  • 16:22 6 Şubat 2024
  • Güncel
 
AMED - Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremin yıldönümü dolayısıyla düzenlenen basın açıklamasında, deprem sürecinde yerel yönetimlerin eksik ve yanlış çalıştığına vurgu yapıldı. 
 
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve on binlerce insanın yaşamını yitirdiği depremler dolayısıyla deprem kentlerinde birçok etkinlik düzenlendi. Bu etkinlikler içerisinde Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası’nda (DTSO) basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya birçok kurum katıldı.
 
‘Depremde yerel yönetimler iyi çalışmadı’
 
Açıklama öncesinde konuşan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Başkanı Mert Eren, “Birçok kurum ve kuruluş bir araya gelerek bir platform oluşturduk. Bu platform aslında acil durumlarda hemen yardım ve müdahale edebilmek için oluşturuldu. Biz yerel yönetimlerin kenti yönetmesindeki işleyişinden dolayı böyle bir platform oluşturma ihtiyacı duyduk. Bu depremde de gördük ki yerel yönetimler üstüne düşen görevi yerine getirmedi” diyerek depremde yerel yönetimlerin görevlerini yerine getirmediğinin altını çizdi. Ardından Mert, Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun depremden bu yana hazırladığı raporu paylaştı.
 
Çoğunlukla kadınlar etkilendi
 
Mert, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) açıklamasına göre, 6 Şubat depremlerinden Türkiye ve Suriye’de 26 milyon kişinin etkilendiğini, 2022 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sitemi verilerine göre depremden etkilenen 11 ilin nüfusunun 14.013,196 kişi olduğunu ifade etti. Mert, bu nüfusun yarısını kadınların oluşturduğunu belirterek deprem bölgesinde 15–49 yaş arasındaki kadın ve kız çocuklarının sayısının ise 4,1 milyon civarında olduğunu söyledi.
 
Kadına yönelik şiddet vurgusu
 
Mert, depremin yaşandığı ilk andan itibaren kadınların, çocuklarını ve bakmakla yükümlü olduğu yaşlı veya engelli bireyleri kendi can güvenliğini sağlamadan korumaya çalıştığını ifade ettiği ederek “Arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarında daha çok çocuk odalarında ya da diğer bireylerin yatak odalarında bulunmuştur. Cinsiyetçi iş bölümü deprem sonrasında da kadınların hayatlarını zorlaştırmayı sürdürmüştür. Kadınlar depremin ardından dağıtılan yardımlar için kuyruğa girme konusunda yalnız kalmışlardır. Su sıkıntısının olduğu koşullarda çadırın, eldeki kıyafetlerin temizliğini sağlayabilmekte de zorlanmışlardır. Kadınların ve kız çocuklarının temiz su taşıma sorumluluğunu da yüklenmesi, çeşme vb. alanlara ulaşmak için uzun yol kat etmeleri fiziksel zorlanma dışında özellikle geceleri taciz veya saldırıya maruz kalma risklerinin artmasına yol açmaktadır. İş yükleri önemli bir şekilde artan kadın bireyler yoksulluğun da kendisini gösterdiği durumlarda beslenme ve sağlık ihtiyaçlarından da ödün vermeye başlamaktadır” şeklinde belirtti.
 
Rapordaki başlıklar da şu şekilde paylaşıldı:
 
“* Deprem sonrası acil müdahale süreçleri
 
* Acil ve geçici barınma yerleri
 
* Enkaz kaldırma ve hasar tespit çalışmaları
 
* Deprem ve yapılaşma
 
* Deprem sonrası Diyarbakır
 
* Kentin deprem açısından durumu
 
* Diyarbakır'daki riskli bölgelerin tespiti
 
* Barınma hakkı ve konuta erişim
 
* İmar affı düzenlenmesi
 
* Kültür varlıkları, kentsel ve kırsal miras
 
* Göç, toplumsal yaşam ve ekonomik faaliyetler
 
* Deprem ve kadın
 
* Depremin kadınlara etkisine dair gözlemler
 
* Deprem ve çocuk
 
* Deprem ve eğitim
 
* Diyarbakır'da eğitime dair genel sorunlar
 
* Kentin sağlık alt yapısı
 
* Deprem bölgesinde deprem öncesi tarım durumu
 
* Deprem sonrası mevcut durum
 
* Yaşam hakkı ve deprem."
 
Açıklama soru- cevapla son buldu.