18 yıldır katledilen ve yakılan babası için Galatasaray’da

  • 09:02 21 Ocak 2024
  • Güncel
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Basa’da 1996 yılında katledilen ve yakılan, 10 yıl sonra da un torbasında cenazesini bulduğu babası için 18 yıldır Galatasaray Meydanı’nda oturan Cumartesi Annesi ve İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi Emine Erbek, “Her yerde katliam, ölüm, kaybettirme. Artık yeter. Benim babam yakıldı, kimsenin babasının yakılmasını, katledilmesini istemiyorum. Kanımın son damlasına kadar Galatasaray’a geleceğim. Babamın akıbetini soracağım ve adalet isteyeceğim” diyor.
 
Kurdistan’da 1995’te ev ve köy yakmalarının, “faili meçhul” katliamların, saldırıların, zorunlu göçlerin ve koruculuk dayatmalarının yoğun yaşandığı süreçte devlet, Kürt halkına dönük “yok etme” politikalarını farklı bir boyuta taşıdı. Bu politikalar karşısında beyaz tülbentli anneler de direniş hattını örmeye başladı. 1996’da ise Kürt kadınlar, dönemin savaş koşullarının yarattığı ihtiyaç üzerine Barış Anneleri İnisiyatifi’ni kurdu. Anneler, Kurdistan ve Türkiye’nin dört bir yanında, PKK’li ve asker cenazeleriyle deneyimlenen acı ile savaşı bitirmek için barışı inşa etmeye çalıştı. Tüm annelere barış taleplerinde birlikte mücadele etme çağrısında bulunan Barış Anneleri, kuruldukları günden bu yana sayısız girişim, eylem ve çalışmalar yürüttü. Birçok yargılama, gözaltı ve tutuklamalara rağmen Barış Anneleri hala mücadelelerini kesintisiz bir şekilde sürdürmeye devam ediyor.
 
Cumartesi Anneleri’nin 29 yıllık adalet mücadelesi
 
Çeyrek asrı aşkın süredir sesini duyurmaya çalışan kayıp yakınlarından kimisi çocuğunu, kimisi kardeşini, kimisi de hala büyük bir kararlılık ve umutla eşini arıyor. Bu ısrarlı mücadelede yer alan isimlerden Cumartesi Anneleri de, 29 yıl önce gözaltında, işkencede veya çeşitli devlet yöntemleriyle hak ihlallerine maruz bırakılarak kaybettirilen yakınlarının acılarını paylaşmak ve adalet arayışlarını sürdürmek amacıyla İstanbul İstiklal Caddesi’nde bulunan Galatasaray Meydanı’nda oturmaya başladı. İlk eylemlerinden itibaren tüm baskı, işkence politikaları ve gözaltılara rağmen Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri’nin talepleri arasında, “gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması, failler ve sorumluların yargılanması, cezasızlığın son bulması ve Türkiye’nin BM Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme'yi imzalanması” yer alıyor.
 
Kemiklerini aramaktan vazgeçmiyorlar
 
“Çocuklarımız, yakınlarımız öldüyse kemiklerini verin, yalnızca bir mezarımız olsun. Yaşıyorlarsa da evlatlarımızı bize verin” diyen Cumartesi Anneleri, eylemleri boyunca defalarca polis şiddetine maruz kalıp gözaltına alınsa da adalet arayışlarından bir gün olsun vazgeçmedi. Anayasa Mahkemesi (AYM), “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme” hakkının ihlal edildiğine hükmederek, iki kez manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Bu kararların ardından takvimler 8 Nisan 2023’ü gösterdiğinde Cumartesi Anneleri / İnsanları, 5 yılın ardından yeniden Galatasaray Meydanı’na çıkma kararı aldı. Her Cumartesi, kayıpları için adalet arayan ve faillerin yargılanması talebini sürdüren Cumartesi Anneleri, mücadelelerindeki kararlılığını sürdürmeye devam ediyor.
 
Şirnex’ten İstanbul’a varan mücadele
 
Henüz küçük yaşlardayken meydana çıkan isimlerden biri de babası ve amcası katledilip yakılan Emine Erbek. Emine, Şirnex’in (Şırnak) Basa (Güçlükonak) ilçesinde 28 yıl önce gözaltına alındıktan sonra bir minibüs içerisinde yakılarak katledilen 11 kişiden babası Ahmet Kaya ve amcası Halit Kaya’nın faillerinin yargılanması için yıllardan beridir Galatasaray Meydanı’nda eylemlerde yer alıyor.
 
Hem Cumartesi Annesi hem de İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi olan Emine, yıllardır sürdürdüğü mücadelesini JINNEWS’e anlattı.
 
Katledilen babasının cenazesi verilmedi
 
Barış Annesi ve Cumartesi Annesi olarak Galatasaray Meydanı’nda oturduğunu söyleyen Emine, “28 yıldır meydanda babam için oturuyorum. Adalet için oturuyorum ancak adalet yok. Kimsenin katledilmesini istemiyorum. İnsanlar daha ne kadar ölecek? Biz kardeşlik diyoruz, onlar ölüm diyor. Biz birliktelik diyoruz onlar ise kaybetme diyor. Yeter artık. Katletmek çözüm değil. Biz adalet, barış istiyoruz” dedi. 1996 yılında babası Ahmet Kaya’nın Basa’da katledildiğini belirten Emine, “Babam ve amcamla birlikte 6 kişinin cenazesi, 4-5 gün yerde kalmış. Korucular da onlarla birlikte infaz edildi. ‘PKK yaptı’ denildi. Ama ateşkes ilan edilmişti, öyle değildi. Cenazesi dahi verilmedi” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
 
Yakılan 6 cenaze un torbasına konuldu!
 
10 yıl boyunca tüm mercilere babasının cenazesi için başvurduğunu paylaşan Emine, “Cenazemizi infaz etmişler, yakmışlar. 2006 yılında cenazeleri çıkarttık. 10 yıl sonra bana, ‘sessiz sedasız gömün’ dediler. Cenazeler un torbasında ve askerlerin battaniyelerine sarılıydı. Kendi ellerimle kazıp çıkarttım ve kefen diktirdim. 6 kişinin cenazesini bir un torbasına doldurmuşlardı. Güçlükonak’ta bulduk cenazeleri. Kimse cenazeyi kabul etmedi, ben kendi köyüme getirdim. Yatağankaya’da defnettim. Öldürdünüz, neden torbalara koydunuz? Bu hak mı, adalet mi? Türk devletinin adaleti yok. Biz adaletin olmasını istiyoruz. Hem insanlar öldürülmesin, hem de çocuklar öldürülüp kaybedilmesin. Yeter” şeklinde konuştu.
 
‘Her yer katliam, ölüm, kaybettirme…’
 
Kürt oldukları için işkenceye maruz kaldıklarını dile getiren Emine, “Adalet neden gelmiyor? Bu devlette herkese adalet var, bir tek Kürtlere yok. Her yerde katliam, her yerde ölüm, her yerde kaybettirme. Nereye kadar ölüm ve kayıp olacak, artık yeter. Bizim yaşadığımız acıyı kimse görmedi” dedi. Her röportaj verdiğinde gözaltına alındığını aktaran Emine, 9 Ocak’ta bir duruşmasının görüldüğünü ve ifade verdiğinin bilgisini verdi. Emine, “Belki tutuklanırım, belki beraat ederim. Ben, hak yerini bulsun, insanlar ölmesin dedim. Benim babam yakıldı, kimsenin babasının yakılmasını, katledilmesini istemiyorum. Cezaevlerindeki tutsakların aileleri de bizim gibi. Onlar da çocuklarını, yakınlarını göremiyor” diyerek Kürt halkına dönük işkence politikalarının son bulması yönünde çağrı yaptı.
 
18 yıldır Galatasaray’da oturuyor
 
18 yıldır Galatasaray Meydanı’nda eylemde olduğunu söyleyen Emine, “Biz adalet arıyoruz ancak bulamıyoruz. Türkiye devletinde adalet yok. Adalet çok zor bir şey. Barış ve adalet zordur. Çünkü barış ve adaleti konuşmuyorlar. Biz yaz, kış, bahar Galatasaray’da oturuyoruz. Küçükken babamı görmek ümidiyle Galatasaray’a gidiyordum. Epey zorluk ve zahmet çektik, çekiyoruz. Kimsenin başına gelmesini istemiyorum. Biz adalet, barış ve birliktelik istiyoruz. Cezaevlerindeki tutsaklar için de aynı şeyleri istiyorum. Çünkü cezaevlerinde de katliamlar yaşanıyor. Kimse cezaevlerinde ölmesin, açlık grevleri olmasın. Ölüm çözüm değil, barış çözümdür. Barış, çözüm, birliktelik olsun. Biz Kürt’üz, dilimiz de Kürtçe. Tüm suçumuz budur. Kürtler katlediliyor” sözleriyle mücadeleden vazgeçmeyeceğini vurguladı.
 
Babası için adalet aramaktan vazgeçmiyor
 
Emine, “Kanımın son damlasına kadar Galatasaray’a geleceğim. Babamın akıbetini soracağım ve adalet isteyeceğim” mesajını verdi.