Siyasetçi Martina Anderson: Tecrit küresel bir sorun

  • 09:05 19 Ocak 2024
  • Güncel
 
Gülistan Gülmüş
 
AMED - Kürt siyasi tutsaklar ile kendi tutsaklık deneyimini karşılaştıran, aynı zamanda tecride dair görüşlerini aktaran siyasetçi Martina Anderson, “Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit küresel bir sorun” dedi.
 
Tevgera Jinên Azad’ın (TJA), “Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasal Mahpusların Etrafındaki Duvarları Yıkmak” başlığıyla 13-14 Ocak tarihlerinde Amed’de gerçekleştirdiği konferansa birçok ülkeden de katılım gerçekleşti. Konferansa katılanlardan biri olan İrlandalı siyasetçi Martina Anderson, hem İngiltere ve Türkiye cezaevleri arasındaki benzerliklere hem de PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride ve buna karşı verilen mücadeleye dair konuştu.
 
‘Katkıda bulunulması gerekiyor'
 
Cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklar konusunda farkındalık kazanılması gerektiğine vurgu yapan Martina, toplumun duyduğu hukuksuzluklar karşısında sesini yükseltmesi gerektiğini, “Bu tür bir konunun hapishaneden dışarı çıkmasının önemli olduğunu düşünüyorum, böylece Kürt siyasi tutsaklar ve dünya çapındaki diğer kişiler hakkında derin endişeleri olan bizler bu bilgilere ulaşabiliriz. Dünyada o kadar çok şey oluyor ki; Gazze'de neler olduğunu, Ortadoğu'da neler olduğunu, farklı yerlerde neler olduğunu biliyoruz. Yani ben ve diğerleri gibi insanların bunu duyması ve bu konuda bir şeyler yapabilmesi, farkındalığı arttırması ve biraz da olsa katkıda bulunması gerekiyor “ sözleriyle ifade etti.
 
‘Türk yetkililer endişeleri görmezden geliyor’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı “güçlü bir aktör” olarak nitelendiren Martina, Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin küresel bir sorun olduğuna işaret etti. Martina, “Daha önce dünya çapında böyle bir şey görüldü mü? Belfast'a Abdullah Öcalan davası çok iyi biliniyor. İrlanda'nın kuzeyinde uluslararası bir yasa var ve İrlanda'da burada olup bitenler hakkında farkındalık yaratmak için duvara onun büyük boy bir fotoğrafı asıldı. Yani uluslararası ilgi var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Komisyonu ve diğerleri onun davasıyla ilgili görüş bildirdi. Ne yazık ki, cezaevinde tecride ve korkunç muameleye maruz kalan Abdullah Öcalan ve diğer pek çok kişinin başına gelenler kınanmasına rağmen, Türk yetkililer dile getirilen tüm endişeleri görmezden geliyor” şeklinde konuştu.
 
‘Abdullah Öcalan ilham kaynağı’
 
Abdullah Öcalan’ın uzun zamandır tecrit altında olmasına ilişkin görüşlerini dile getiren Martina, “Abdullah Öcalan'a uygulanan ağırlaştırılmış tecritle bağlantılı pek çok yasa dışı uygulama var. Abdullah Öcalan’ın yaşadığı gibi yıllar süren tecridi ve deneyimi yaşamanın herhangi bir birey için çok zor olduğunu düşünüyorum. Birçoğumuz siyasi tutsaklar olarak cezaevlerinde tecrit deneyimi yaşadık. Hiç kimse uzun süreli deneyime sahip olmamış gibi görünüyor. Abdullah Öcalan'ın tecrit altında geçirdiği yılların tecrübesi var. Zihinsel olarak güçlü görünmesi, tutulduğu her an katkıda bulunabilmesi onun takdiridir. O, dünya çapında siyasi tutsak olarak görülen, yaptığı katkı ve sahip olduğu rolden kaynaklı dikkat çekici ve ilham kaynağı. Eminim ailesi için de yürek burkucudur. Avukatlarının ona ulaşamayacağını biliyorum. Kürt halkının onun başına geleceklerden endişe duyduğunu biliyorum. Onun hakkında bildiklerime bakınca onun halkını bir arada tutacağına, zorluklara göğüs gereceğine inanıyorum. Bu durum Türk hükümetiyle karşı karşıya olduğu sorunun bir parçası. Onu kıramayacaklar, yapmayacaklar” sözlerine yer verdi.
 
‘Vicdani seçimler yaptık’
 
Her dönemde, dünyanın her yerinde siyasi tutsakların, taleplerinin karşılanması adına açlık grevi eylemlerine başvurduğunu ve bu uğurda yaşamlarını kaybettiğini kaydeden Martina, kendi tusak olduğu dönemde açlık grevi eyleminde 10 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Cezaevi direnişinin ne demek olduğunu bildiğinin altını çizen Martina, “Tutsaklar olarak bazılarımız adına hapishaneyle sonuçlanacak kadar vicdani seçimler yaptığımızı düşünüyorum. Ailem bunu yapmadı ama en karanlık günlerimde yanımda olan ve benim için ayağa kalkan onlardı. Burada da aynı durum var. Biliyorsunuz, vitamin ya da çözeltiler ve maddeler alıyoruz. İrlanda'da ölüme kadar açlık grevi ve dolayısıyla, aramızda bir deneyim alışverişi var ve bu da ortak dayanışma bağını oluşturan şey” dedi.
 
‘Dayanışmayı sağlayan, ortak deneyimleri paylaşmamızdır’
 
Martina, cezaevi deneyiminden bahsederken, şunları aktardı: “Özellikle İngiltere'de hapiste olan bizler için benzerlikler var. Ailelerimizden çok uzakta cezaevlerindeydik. Ailelerimiz bizi ziyaret etmek için İrlanda'dan İngiltere'ye kadar başka bir ülkeye gitmek zorunda kaldı. Burada da durum aynı. Bazı tutsaklar, onları görme imkanına sahip olan ailelerinden saatlerce uzaktaki hapishanelerde tutuluyor, bu da son derece önemli, zor ve mücadele gerektiren bir durum. Kürtlerin cezaevlerinde yaşadıklarını dinlerken tutsakların hissettiği ve deneyimlediği tecridi düşünüyorum; örneğin eski bir tutsak olarak benim kendi siyasi deneyimim ve Brixton hapishanesinde tutulduğumuzda yoldaşım O'Dwyer ile bana ne olduğu. Ardından Durham Hapishanesi ve kadınların maruz kaldığı cinsel saldırıyı, kadınların siyasi durumunu düşünüyorum. Tutsaklar nerede tutulursa tutulsunlar, bu ortak bir konu ve hepimizin anladığı bir şey. Yani nerede cezaevinde olursak olalım durum benzer olabilir. Elbette ortaya çıkabilecek farklılıklar var ama bence bu odadaki eski tutsaklar arasındaki dayanışmayı sağlayan şey, ortak bir deneyimi paylaşmamızdır. Dayanışma içinde, cezaevindeki bu hukuksuz muameleye son verin. İnsani açıdan, kendi deneyimlerimize dayanarak, hız kazanan ve hapishanelerde olup bitenlere dikkat ve farkındalık kazandıran başka bir şey daha var. Mücadelemizi ve eylemlerimizi destekleyebilecek grup ve örgütleri öne çıkaranlar da tutsaklar, aileler ve arkadaşlardı.”
 
‘Farkındalık yaratmak gerekiyor’
 
Son olarak tutsakların yaşadığı hukuksuzluklara nasıl bir çözüm oluşturulabileceğine dair fikirlerini paylaşan Martina, “Bu tür bir faaliyetin, bilgilerin hapishaneden dışarı çıkmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Böylece Kürt siyasi tutsaklar ve dünya genelindeki diğer kişiler hakkında derin endişeleri olan bizler bu bilgilere ulaşabilir ve hangi platforma sahip olursak olalım yükseltebiliriz. Dünyada o kadar çok şey oluyor ki; Gazze'de neler olduğunu, Orta Doğu'da neler olduğunu, farklı yerlerde neler olduğunu biliyoruz. Ayrıca bu bilgiyi dışarı çıkarmak zordur. Dolayısıyla benim ve diğerlerinin bunu duyması ve farkındalık yaratmaya yönelik bir şeyler yapabilmesi gerekiyor” dedi.