Kobanê’nin mirası Efrîn’e taşındı

  • 09:06 18 Ocak 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Türkiye'nin Efrin’de düzenlediği saldırılara karşı gerçekleştirilen Çağın Direnişi'nin üzerinden 6 yıl geçti. Kobanê’nin direngen ruhunun Efrîn’e miras kaldığı bu süreçte tüm saldırılara rağmen büyük bir direniş sergilendi.
 
Türkiye'nin uluslararası güçlerin desteğiyle Efrîn'e yönelik 20 Ocak 2018 tarihinde başlattığı saldırıların üzerinden 6 yıl geçti. Efrîn ismi saldırı ve soykırımlarla duyulsa da hem kültürel hem de mücadele tarihi çok eskilere dayanıyor. "Kürt Dağı" olarak anılan Efrîn yüzde 90 oranla Kürt nüfusa sahipti. 360 civarında köyü olan Efrîn'in toplam nüfusu 2004 sayımında 172 bin idi. 26 Ezidi köyünün de bulunduğu Efrîn’de az sayıda Türkmen ve Arap bulunuyordu. Halep ve civarındaki Efrinlilerin 2011 sonrası Efrîn’e dönmesi sonrası başka bölgelerden de göç almıştı. Ancak kent, saldırılardan sonra taciz, tecavüz, gasp, hırsızlık, insan kaçakçılığı, doğa talanı ve demografinin değiştirilmesiyle gündeme geldi.
 
Yeni yaşam inşası
 
Rojava Devrimi’nin yaşandığı 2012 sonrası Efrîn'de yönetim, halkın kontrolüne geçti. Kent sakinleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tecrit koşullarında geliştirdiği özyönetim paradigmasını esas alarak meclis, savunma birlikleri kurdu. Öz gücüyle kentlerini koruyan Efrînliler, Kürtler öncülüğünde inşa ettikleri modeli hayata geçirdi. İşgal saldırısının temelleri ise Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Şehba’da Türkiye ve DAİŞ’in işgalindeki köylere düzenlediği, Minbic’de ise DAİŞ’e karşı gerçekleştirdiği hamle sürecinde atıldı. Minbic ve Şehba hamleleri sürecinde Türkiye her iki alanda QSD güçlerini ve Efrîn’i hedef aldı.
 
Saldırılar için destek istendi
 
Türkiye söz konusu hamleye girişirken ABD ve Rusya ile hem tehdit hem de ilişki politikasını izledi. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri, saldırılar öncesi sık sık Efrîn'i "milli bekamız tehdit altında" diyerek hedef aldı. Dış İlişkiler Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, saldırılar öncesi Efrîn’den Türkiye’ye 700 saldırı yapıldığını iddia etti. Tayyip Erdoğan da Ocak ayı başlarında Efrîn tarafından saldırıların düzenlendiğini iddia ederek, uluslararası güçlerden sık sık saldırılar için destek istedi.
 
72 savaş uçağı ile saldırı
 
Tarihte barış ile anılan ve bu anlamda simgesel bir anlamı olan zeytin dalının saldırı hareketine isminin verilmesiyle saldırılar başladı. Bu kapsamda bölgedeki Rus güçleri geri çekildi. Saldırıların ilk gününde 3 bin 850 kilometrelik küçük bir kent olan Efrin 72 savaş uçağıyla bombalandı. Efrîn merkez, Cindirês, Raco, Şera, Şêrawa ve Mabeta ilçelerinde bulunan 180 sivil ve askeri bina bombalandı. Hava saldırılarıyla eş zamanlı olarak Şehba'ya top atışları gerçekleştirildi.
 
25 bin paramiliter güç
 
Türkiye, saldırıların ikinci gününde ise Efrîn’in doğusundaki Ezaz, kuzeyindeki Kilis, batısındaki Hatay ve güney batısındaki Atmê Mülteci Kampı'ndan eş zamanlı olarak 7 noktadan Efrîn’e kara saldırısı başlattı. Türkiye, en fazla Cindires’in Hamam köyünü, Raco’nun Kêvirê Ker Tepesi'ni, Efrin-Ezaz-Kilis sınırındaki stratejik Kastel Cindo Tepesi'ni hedef aldı.
 
Semerkant Tugayları, Liwa El Şemal, Liwa El Munteser Billah, Ceyş El Ehfad, Ehrar El Şerqiye, Fatih Sultan Mehmet Tugayları, Sultan Osman Tugayı, Quwet El Mexewir, Firqet El Sefwe, Sultan Murad Fırkası, Firqet El Hemze, Siwar El Cezira, Fewc El Xamês, Firqa 23, Liwa El Muttesim, Feyleq-2, Firqa El Şemaliye, Fewc El Mistefa, Ceyş El İslam, Tecemuh Festakim Kema Umêrt, Cebhet El Şamiye, Liwa 51, Suqur El Şam, Harekat Ehrar El Şam, Firqa 9, Ceyş El Nûxbe, Feyleq El Şam, Lîwa El Sultan Süleyman Şah, Liwa Suqur El Şemal, Nuredîn Zenkî ve Cebhet Tehrîr örgütlerinden toplam 25 bin paramiliter güç de bu saldırılarda yerini aldı.  
 
Çağın Direnişi’ne enternasyonal dayanışma
 
Saldırıların ilk günlerinde hükümete yakın basın yayın organları tarafından Efrîn'in bir haftada düşürüleceğinin propagandası yapıldı. Türkiye, YPG, YPJ, Cephet El Ekrad, Seyşel Siwar, Asayiş, Öz Savunma Gücü (HPC) ve Erkê Xwe Parastin güçlerinin direnişiyle karşılaştı.  Ayrıca YPG bünyesinde yer alan Enternasyonal Tabur’a mensup savaşçılar 25 Ocak 2018 tarihinde yaptıkları basın açıklamasıyla “seferberlik” ilan ettiklerini duyurdu ve Kobanê’de olduğu gibi Efrîn’de de barbarlığa karşı savaşacaklarını deklare edip, Çağın Direnişi’nde yerlerini almak için harekete geçti. Yüzlerce Efrînli, HPC bünyesinde silahlanarak, Efrîn savunmasında yerini aldı. Efrîn savunmasını gerçekleştiren savaşçılar, 58 gün boyunca aralıksız saldırılara karşı kesintisiz bir mücadele verdi. Efrîn'i savunanlar, direnişlerini ise "Çağın Direnişi" olarak adlandırdı.  
 
İlerleme kaydedilemeyince siviller hedef alındı
 
Saldırıların ilk 45 gününde ilerleme kaydedilmeyince, siviller hedefe alındı. Saldırıların sürdüğü 58 günde, Efrîn ve ilçelerinde 31 okul hava ve karadan hedef alındı. Saldırılarda 13 öğrenci hayatını kaybetti.
 
Tarihi yerler de saldırıların hedefi oldu. Eyn Dara, Nebî Hûrî, Girê Îska, Dêr Belût ve Girê Cindirês gibi tarihi yerleri hem havadan hem karadan yoğun bir şekilde bombalandı.Sağlık merkezleri ve fırınlar savaş uçakları tarafından bombalandı. 16 Mart günü ise, Efrîn'in en büyük hastanesi olan Avrin Hastanesi savaş uçaklarınca vuruldu. Aynı gün Mahmudiye Mahallesinde savaş uçaklarıyla 35 sivil katledildi.
 
498 sivil katledildi
 
Efrîn Kantonu Sağlık Konseyi'nin verilerine göre, saldırıların ilk ayında 27'si çocuk, 21'i kadın 176 sivil öldürüldü; 60'ı çocuk, 71'i kadın 484 sivil ise yaralandı. Efrîn İnsan Hakları örgütü ise, Aralık 2020'de Türkiye’nin saldırılarında 498 sivilin katledildiğini açıkladı.  
 
Özerk yönetimin kararı
 
Efrîn Yönetimi, sivillerin hedef alınması üzerine 16 Mart 2018’de halkın kentten tahliyesine karar verdi. 16-18 Mart tarihleri arasında 300 bin civarında sivil Şehba’ya göç etmek zorunda kaldı. Efrîn Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi, 18 Mart günü Şehba’da düzenlediği basın açıklamasında, “20 Ocak’ta Rusya ile yapılan ittifak ve bölgesel güçlerin sessiz kalarak onay vermesiyle Efrin’e yönelik saldırılar başlamıştır. Rusya, düşmanca bir tutumla Türk devletinin tüm silahlarıyla halkımıza soykırım yapması için hava sahasını açmış ve Efrîn’deki sivil halkı kendi çıkarlarına feda etmiştir. 58 gün boyunca halkımız ve savaşçılarımız NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı büyük bir direniş yürütmüştür. Ancak işgalci Türk devleti yoğun olarak sivilleri hedef almış ve Efrîn kentinin alt yapısını hedef alan saldırılarla bir yıkım gerçekleştirmeye başlamıştır. Bu sebepledir ki; büyük bir insani felaket yaşanmasının önüne geçmek için sivillerin kentten çıkarılması kararını almış bulunmaktayız" açıklaması yaptı.  
 
Efrîn direnişinin sembolü kadınlar oldu
 
Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) savaşçı olan Avesta Xabûr, 27 Ocak 2018 tarihinde Efrîn Kantonu’nun Cindirêsê ilçesine bağlı Heman köyünde Türkiye ordusuna yönelik fedai bir eylem gerçekleştirdi. Fedai savaşçı Arîn Mîrkan, Kobanê’de DAİŞ çetelerine karşı mücadelenin akışını nasıl değiştirip, eylemiyle DAİŞ’e büyük bir darbe vurduysa, Avesta Xabûr da Çağın Direnişi’ni yeni bir aşamaya taşıdı. Efrîn’in birçok bölgesinde de kadınlar direnişin öznesi olarak yer alırken büyük mücadele ve bedeller ödediler. Öte yandan Kurdistan ve Avrupa’nın dört bir yanından kadınlar Efrin’deki direnişe sokaklara dökülerek destek  verdi.  
 
Saldırının bilançosu
 
YPG, Ocak 2019’da yaptığı açıklamayla, 58 günün bilançosunu kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada, Türkiye'nin bin 98 hava saldırısı, 3 bin 577-4 bin arasında ağır silahlarla saldırı geliştirdiği; Efrîn’in savunmasını gerçekleştiren savaşçılarında Türkiye güçlerine yönelik en az 900 eylem gerçekleştirdiği belirtildi. 2 helikopter ve 2 insansız hava aracının düşürüldüğü, 122 askeri araç ile 2 bombalı aracın imha edildiği açıklandı. Ayrıca 2 bin 422 Türkiye askeri gücünün öldürüldüğü ifade edildi.
 
Rojava Şehit Aileleri Kurumu ise, 20 Ocak 2018’den bugüne kadar 987 savaşçının yaşamını yitirdiğini açıkladı.