‘10 Ekim hamlesinin tek hedefi Sayın Öcalan’ın özgürlüğüdür’

  • 09:02 16 Ocak 2024
  • Güncel
Melek Avcı 
 
ANKARA - KCDK-E Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt, hamle kapsamında milyonların katılımıyla 17 Şubat’ta küresel çaplı bir miting düzenleyeceklerini söyleyerek, Avrupa’dan İmralı’ya gitmek üzere hukukçular ve parlamenterlerden oluşan bir heyet için hazırlıkların yapıldığını belirtti. Zübeyde, “10 Ekim hamlesinin tek hedefi Önderliğin özgürlüğüdür” dedi.
 
İşkenceyi aşan bir boyuta varmış olan İmralı tecrit sisteminde PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan bin güne aşkındır tek bir haber dahi alınamıyor. Türkiye ve Avrupa’dan yapılan binlerce başvuruya rağmen kırılamayan tecrit için tek hedef PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünü sağlamak oldu. Bu kapsamda 10 Ekim’de Avrupa’da ”PKK Lideri Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyası başlatıldı. Avrupa’da startı verilen hamle bölgeyi aşarak küresel çaplı bir genişleme yaşadı. Bu kapsamda ülkelerde komiteler kuruldu, bir dizi eylem ve etkinlik yapıldı ve hala da yapılıyor. Komplonun yıldönümü yaklaşırken Avrupa 17 Şubat’ta geniş çaplı bir mitinge hazırlanıyor. Bununla birlikte Türkiye’ye gelip İmralı Adası’nı ziyaret etmek üzere bir heyetin hazırlıkları ise sürüyor. Hamle sürecine ve önümüzdeki sürece ilişkin Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt değerlendirmelerde bulundu.
 
“Bizler ve dostlar tarafından planlanan Önderliğin 74 yaşına vurgu ve umut hakkı süresinin dolması nedeniyle 74 noktada hamlenin start verilmesiydi ama hamle 100’den fazla ülkeye ulaştı. Bu da Önderliğin oluşturduğu Kürt özgürlük mücadelesinin temellerinin güçlülüğünden besleniyor, çok güçlü temeller oluşturuldu.”
 
*”Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyası 10 Ekim’den bu yana sürüyor. Kampanya süreci nasıl ilerliyor, ilgi nasıl?
 
Bu hamle 10 Ekim’de başlatıldı ama 10 Ekim öncesinde de yıllardır tecride ve Önderliğin özgürlüğüne dair yürütülen kampanyalar vardı. Fakat artık sonuç alınabilecek bir hamlenin başlatılması gerekliydi, bu bir hamledir. Önceki kampanyalardan farkı hamle olması ve bunun Avrupa’da başlatılmasıdır. Bunun öncülüğünü yapan Önderliğin geliştirdiği Kürt dostluğudur. Bu dostların bir araya gelmesinin temel nedenini bir kez daha gördük; Önderliğin kitaplarını okumuşlar, felsefesini ve paradigmasını takip etmişler, mücadelesini ve 25 yıllık İmralı Adası’ndaki yoğunlaşmasını Orta Doğu sorununun nasıl çözüleceğini yakinen biliyorlar. 10 Ekim komplosunun yıl dönümü olması itibariyle tarihsel bir gündü. Bizler ve dostlar tarafından planlanan Önderliğin 74 yaşına vurgu ve umut hakkı süresinin dolması nedeniyle 74 noktada hamlenin start verilmesiydi ama hamle 100’den fazla ülkeye ulaştı. Uluslararası karanlık güçlerin Önderliği Türkiye’ye teslim etmesinden bu yana birçok isyan gerçekleşti, iktidarlar bastırmaya çalıştı ama şu anda PKK’nin çıkışıyla birlikte 50 yıllık direniş mücadelesi Kürt Özgürlük Hareketinin mücadelesini hiçbir güç bastıramadı. Bu da Önderliğin oluşturduğu Kürt Özgürlük Mücadelesinin temellerinin güçlülüğünden besleniyor, çok güçlü temeller oluşturuldu. Önderliği teslim alıp Kürt hareketini dağıtmak gibi bir zihniyet vardı ama bu tutmadı. 99’da bu zihniyetin planladıkları tutmayınca, o dönem biliyorsunuz idam gündemdeydi ama bu ters düz edildi, nasıl; yüzlerce genç kendi bedeninin ateşi ile bu komployu aydınlattı, boşa çıkardı. Diğer bir taraftan da bu uluslararası güçlerin planları tutmadı. Kürtlerin mücadelesi bunu boşa çıkardı. Önderliğin İmralı’da 25 yıldır yürüttüğü ve ürettiği direnişi tüm uluslararası komplo güçlerinin aldığı kararları boşa düşürdü.
 
“Halihazırda Orta Doğu’da yaşanan kaosu, krizi ve savaşı tek çözebilecek adres Sayın Öcalan’dır, birçok kesim buna kanaat getirdi. Bu tarihi rol ve misyon biz Kürtlere düşüyor.”
 
*Bu tarihi kampanyanın Kürtler ve tüm Orta Doğu için önemi nedir?
 
Milyonların iradesinin İmralı’da rehin tutulduğunu bu güçler de artık biliyor ve bu milyonların iradesinin rehin tutulması sadece Türkiye’deki karanlık güçlerin tek başına aldığı bir karar değildir. Uluslararası güçler Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözülmemesi noktasında da Önderliği 25 yıldır rehin tutturuyor. Tabi sadece bir cezaevi olarak bakamayız, koşullar başlı başına bir işkencedir ve özel bir uygulama yeridir. Burada gittikçe tecrit derinleşiyor, 3’üncü yılına girecek haber alamama durumu, aile ve avukat görüşünün olmaması, orada ne oluyor ne bitiyor, Önderliğin sağlığı ve fiziki koşullarına dair hiçbir haber yok. Eskiden görüşülmeyen aylarda bir haber uçabiliyordu ama bu aşamada bir bilgi yok. O nedenle bu hamle çok önemli ve tarihidir. Toplumsal dinamiklerin kendi rolünü oynaması gerekiyor. Elbette dostlar, Önderliğin felsefesi ve paradigmasını benimseyenler bir Kürt sorunun olduğunun farkında ama bunun çözümü noktasında adresin İmralı olduğunu herkes biliyor. Bunu hayata geçirme ve Kürtlerin statüsünü tanıma konusunda sıkıntı var. Şu an da sorun tespit edilmiş, çözüm için yol yöntem biliniyor, bir an önce harekete geçilmeli. Halihazırda Orta Doğu’da yaşanan kaosu krizi ve savaşı tek çözebilecek adres Sayın Öcalan’dır, birçok kesim buna kanaat getirdi. Bu tarihi rol ve misyon biz Kürtlere düşüyor, dostlar var ve bu çeper gittikçe genişliyor fakat bu hamleyi Kürtlerin daha da büyütmesi gerekiyor. 7’den 70’e herkes bu hamleye odaklanmalı ve buna odaklanırken de hedef bir an önce tecridi kırarak Önderliğin sesini duymak, fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Kürtler ve Kürt dinamiklerinin tek yoğunlaşması bu olmalıdır.
 
“CPT’nin gidişatı şu anda siyasetin denetimine giren bir kurum haline gelmiş olmasıdır. Bağımsız rolünü oynaması gerekir yani, kendi asıl görev ve sorumluluğuna dönmesi gerekiyor. Bizim ve dostların bu noktada başlattığı hamlenin talebi bu kurumların ve uluslararası güçlerin harekete geçmesidir.”
 
*Biliyoruz ki uluslararası güçlerin sessizliği sürüyor ve tecride dair henüz bir söylem ve eylem geliştirmiş değiller, Avrupa’da bu kurumların gözü önünde küresel çaplı bu hamle sürerken herhangi bir geri dönüş var mı kurumlardan? Bunu takip ediyorlar mı? 
 
Henüz resmi bir geri dönüş yok ama bizi izliyorlar bu kesin. Birçok dönem nasıl izlendiğimizi biliyoruz ve bu hamleyi de takip ediyorlar. Kürtlerin gücüne bakıyorlar, içinde yer alan dostlara. CPT’nin bağımsız bir kurum olduğu herkesçe biliniyor ve bu bağımsız kurumun İmralı sistemini gidip incelemesi, Önderlikten haber alma ve bu raporları kamuoyuyla paylaşma gibi bir görev ve sorumluluğu var. Bu bir anlamda CPT’yi görev ve sorumluluğuna davet etmedir. Fakat CPT’den herhangi bir tepki yok. Bir ara İmralı Adası’na gidildiği basına sızdı, görüşme yapıldı mı yapılmadı mı noktasında bir açıklama gelmişti. Kamuoyuyla aleni ve açık bir şey paylaşılmadı. CPT’nin gidişatı şu anda siyasetin denetimine giren bir kurum haline gelmiş olmasıdır. Bağımsız rolünü oynaması gerekir yani, kendi asıl görev ve sorumluluğuna dönmesi gerekiyor. İmralı bir işkence sistemidir ve işkenceyi önleme noktasında CPT’nin sorumluluğu vardır. Diğer bir konu, elbette Avrupa’nın rolü önemlidir. Bu komplo kararı Avrupa merkezlidir, Türkiye tek değil çünkü böyle bir gücü yok. Bu işin içinde NATO vardır, uluslararası güçler vardır dolayısıyla bunun kararını verebilecek ve tecridin kırılmasına, önderliğin özgürlüğüne karar verecek yetki mercii Avrupa’dır. O nedenle bu hamle burada başladı ve tarihi önemini belirtmemizin bir nedeni de budur. Karar alan kurumlar, CPT, AİHM, Avrupa Parlamentosu ve birçok kurum burada. Bizim ve dostların bu noktada başlattığı hamlenin talebi bu kurumların ve uluslararası güçlerin harekete geçip, derhal tecridin kaldırılarak önderliğin toplumla buluşmasını, yaşadığımız kaygının giderilmesi için derhal harekete geçilmesini sağlamaktır. Avrupa rolünü oynamalıdır.
 
“Birçok eylem ve etkinlik sürüyor. Kartpostal gönderimi için ise Avrupa’da 100 bin hedef koyduk. Bu kartpostalları gönderme amacımız, İmralı sistemini çökertmektir; herkes bir kartpostal göndererek bu sistemi çökertmelidir. Oraya giden en ufak bir notu devlet görüyor.”
 
*Kampanya sürüyor, bu kapsamda bugüne kadar neler yapıldı ve tecrit kaldırılıp PKK Lideri Abdullah Öcalan özgürleşinceye kadar ne tür bir yol izlenecek?
 
Biz 74 nokta olarak eylem alanlarını belirlemiştik fakat 100’ü aştı. Strasburg nöbeti yapıldı, birçok çadır eylemi üzerinden tanıtım ve broşürlerle Önderliği duyurduk. Tecridin kırılması için yürüyüş ve mitingler gerçekleştirildi. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi için birçok eylem, etkinlik dizileri yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Bu süreçte yaptığımız tüm planlamalar hamle ve önderliğin özgürlüğü eksenlidir. Bütün örgütlü yapıların; kadın, gençlik, parçalar, inançlar herkesin tek gündemi hamle çerçevesindedir. Bütün yapılan etkinliklerin hedefi bunu tartıştırma, kamuoyunda gündem oluşturma amaçlıdır ve ciddi bir etkisi var. Okuma günlerinde küresel çapta Önderliğin savunmaları ve kitapları okundu. Bu hamle küresel çaplı bir hamle sadece Avrupa ve bir bölge ile sınırlı değil.  Bu çapta önderliğin kitaplarını okuma günleri belirlenmişti. 150 noktadan fazla dostla yapıldı ve büyük ilgi vardı, önderliğin düşüncelerini okurken kendileriyle sınırlı bırakmadılar, kendi kitleleri ve tabanlarıyla paylaştılar; kimi akademisyenler üniversiteye taşıdı, birçok hukukçu ve filozof üniversitelerde ve birçok yerde ders konusu yapma çalışıyor. Kartpostal gönderimi için ise Avrupa’da 100 bin hedef koyduk. Bu kartpostalları gönderme amacımız, İmralı sistemini çökertmektir; herkes bir kartpostal göndererek bu sistemi çökertmelidir. Oraya giden en ufak bir notu, kartpostalı devlet görüyor ve devlet şunu bilmeli ki Kürtler, Kürt dostları mektuplarla, kartpostallarla önderliğin nasıl yaşadığını, nasıl hissettiğini gösteriyor. Sisteme verilecek bir mesajdır, hedef 100 binin 15 Şubat’a kadar tüketilmesi gerekiyor.
 
17 Şubat mitingi ve İmralı’ya heyet gönderme hazırlıkları sürüyor
 
Her alan kendi önüne hedef koydu ve bu seferberlik ruhuyla kartpostalları gönderme, bugüne kadar yapılan eylem ve etkinlikleri değerlendirip nerede eksik kaldık daha fazla ne yapılabiliri konuşuyoruz. Önümüzdeki dönem bir dizi eylem, etkinlik ve planlamalar var. Türkiye’ye heyet gönderme hazırlıkları sürüyor. Bu heyetin içinde hukukçular, parlamenterler yer alacak ve Avrupa’dan İmralı Adası’na gidilmesinin alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Diğer bir konu 15 Şubat geliyor, komplonun kara günü ve Kürtler bu kara günü direnişle aydınlattı ama ne yazık ki biz önderliği özgürleştiremedik o nedenle ayın 17’sinde Avrupa çapında genel bir miting yapacağız. Milyonlara ulaşacağız ve ulaşırken önderliği anlatarak bu mitinge davet edeceğiz. Bir taraftan seferberlik ruhu ilan edilmiş durumda diğer yandan olağan üstü bir süreç yaşıyoruz. Bu olağanüstü sürece göre olağanüstü bir performans ve tempo oluşturmamız gerekiyor. Milyonlar sokaklara dökülmeli, Almanya Köln’de bir milyon Kürt bir araya gelebilecek potansiyelde, bir araya getirmek zor değil ve milyonlar olarak önderliğin özgürlüğünü Avrupa’da haykırmak tüm dünyaya duyurmak bizim tarihi görevimiz ve sorumluluğumuzdur.
 
*Bitirirken halklara bu hamle için çağrınız nedir, paylaşır mısınız?
 
Bütün herkesin kendini bu hamleden sorumlu görmesi ve halkın inisiyatif alması gerekir. Halk inisiyatif aldığı süreçte sonuç alınır. Sonuç alınması için bizlerde toplumun bize verdiği görev ve sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Toplum halk ve halklar da devreye girmelidir. Toplum devreye girdiğinde devlet o zaman gidip Önderlik ile masada oturur, tekrar Kürt sorunun çözümü için önderliği muhattap alma konusunda harekete geçer. Halklar bu nedenle bizim hamle kapsamında başlattığımız eylem ve etkinliklere katılmalıdır. 17 Şubat’ta da elbette Avrupa’da kitleyi taşıyacağız ama şunu hepimiz biliyoruz ki imkanı ve koşulu olan kendi komşusunu ve çevresini örgütleyerek yurtseverlik göreve kapsamında bu mitinge taşımalıdır. Örgütlü yapı bir planlama yapmış evet ama benim de bulunduğum sokağı örgütleyerek, araç temin ederek Köln’e gidip orada olmam gerekiyor, ben olmasam biz olmasak olmaz diyeceğiz. Birlikte olacağız ki hep birlikte önderliği özgürleştireceğiz.