12 cezaevine ilişkin rapor: Tutsaklar birçok hak ihlaline uğruyor

  • 14:09 9 Ocak 2024
  • Güncel
WAN - Wan’daki kurumların oluşturduğu Açlık Grevi İzleme ve Takip Koordinasyonu, açlık grevlerine ilişkin 12 cezaevine dair hazırladığı raporda, tecridin derhal kaldırılmasını isterken, açlık grevinde olan tutsakların birçok hak ihlaline uğradığına dikkat çekti. 
 
Wan Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi, Wan Tutuklu Aileleri ile Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (Tuhay-Der), Wan-Colemêrg Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Wan Şubesi’nin içerisinde yer aldığı “Açlık Grevi İzleme ve Takip Koordinasyonu” cezaevleri raporunu açıkladı.  Van F Tipi, Van Yüksek Güvenlikli, Patnos L Tipi, Ahlat T Tipi, Erzurum Oltu T Tipi, Erzurum Dumlu 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli, Samsun Bafra T Tipi, Samsun Kavak S Tipi, Giresun Espiye L Tipi, Trabzon Beşikdüzü T Tipi ve Rize Kalkandere L Tipi cezaevleri ile ilgili hazırlanan rapor, Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda kamuoyuna açıklandı. Koordinasyon adına açıklamayı okuyan Avukat Mustafa Özoral, açlık grevine giren tutsakların sağlık kontrollerinin yapılmadığı ve birçok hak ihlaline uğradıklarını kayıt altına aldıklarını söyledi.
 
‘Tutsaklar sağlık hakkına erişemiyor’
 
Bazı cezaevlerinde açlık grevinde olan tutsakların günlük sağlık kontrollerinin hiç yapılmadığı, sağlık kontrolü yapılan cezaevlerinde ise revir hekimi tarafından yapılmadığı, bazen sağlık memuru ve bazen de görevli infaz koruma memurlarınca yapıldığını dile getiren Mustafa, yine bazı  cezaevlerinde yoğurt, meyve suyu gibi iaşelerin verilmediğini paylaştı. 
 
Özellikle Van F Tipi Cezaevi’nde grevde olan tutsaklara iaşeler verilmediği gibi grevde olan tutsakların kendi paraları ile kantinden alışveriş yapmalarına da izin verilmediğini aktaran Mustafa, “Dolayısıyla hapishane idaresinin bu kısıtlamalarından ötürü açlık grevi adeta ölüm orucuna dönüşmüş olduğu, açlık grevine giren mahpuslar için B1 vitamini hayati önem taşırken, ziyaret edilen hapishanelerin bir kısmında B1 vitaminin muadillerinin verildiği ve bazı hapishanelerde ise B1 veya B12 komplex vitaminin hiç verilmediği tarafımıza aktarılmıştır” diye konuştu.  
 
‘Disiplin cezaları veriliyor’
 
Açlık grevleri nedeniyle birçok cezaevinde tutsaklara “kültürel ve spor etkinliklerinden alıkoyma”, bazı cezaevlerinde, “haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama” şeklinde disiplin cezalarının verildiği kaydeden Mustafa, bazı cezaevlerinde de, greve giren tutsakların diğer tutsaklardan özellikle uzaklaştırıldığı ve ayrı bir koğuşa gönderildiklerine dikkat çekti. Mustafa, “Açlık grevine giren mahpuslara her hapishanenin yaklaşımının farklı olduğu, greve uygun sağlık kontrollerinin yapılmadığı, greve uygun iaşelerin verilmediği ve greve giren her mahpusun derhal disiplin soruşturmaları ile karşılaştığı hususları mahpusların aktarımları ile tespit edilmiştir” dedi.   
 
‘Talepler karşılanmalı’
 
Türkiye cezaevlerinin açlık grevi karnelerinin oldukça kötü olduğunu vurgulayan Mustafa, “Açlık grevlerinden kaynaklı hapishanelerde başkaca kötü haberlerin gelmemesi amacıyla açlık grevcilerinin taleplerinin incelenmesi, ulusal ve uluslararası mevzuata uygun taleplerinin karşılanması, İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslarla bir an önce aile ve avukat görüşmesinin yapılması yönünde Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlara sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Tecrit uygulaması açık bir yaşam hakkı ihlalidir. İmralı Kapalı Ada Hapishanesinde bulunan mahpuslar da Türkiye'nin diğer hapishanelerinde bulunan mahpuslarla aynı haklara sahip oldukları, kişiye özel uygulamaların olamayacağı ve dolayısıyla talep edilen hususun yasal mevzuata açıkça aykırı olan tecrit uygulamasının kaldırılması olduğu açıktır. Hukuk devleti olmanın birincil gereği idarenin ve yürütmeyi elinde bulunduran iktidarın yasalara uymasıdır” dedi. 
 
‘Öcalan üzerindeki tecrit derhal sonlandırılmalı’
 
Tecridin mutlak suretle kaldırılması gerektiğinin altını çizen Mustafa şöyle devam etti: “Türkiye’deki cezaevlerinde Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması ve hapishanelerdeki baskılardan vazgeçilmesi talebinin uluslararası sözleşmelere uyulması yönünde bir çağrı olduğu ve dolayısıyla hukuken meşru, yasal ve karşılanabilir bir talep olduğunu vurgulamak gerekir. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi, demokratik siyasal alanın yaşam bulması, başta Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin mevcut yasal mevzuata uygun olarak kaldırılmasına, özgür ve adil insan haklarına dayalı bir hukuk sisteminin var olmasına bağlıdır.  Türkiye'nin geleceğinin ancak demokratik ve evrensel hukuk değerlerinin bir devlet aklı olarak benimsenmesi ile sağlanacağı açıktır. İnsan hakları alanında çalışma yürüten sivil toplum örgütleri olarak; başta açlık grevinde olan mahpusların taleplerinin kabulü ile tecridin kaldırılmasına, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin son bulması amacıyla Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası kamuoyu ve kurumları derhal harekete geçmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz.”  
 
Talepler sıralandı
 
Cezaevi idarelerine çağrıda bulunan Mustafa, talepleri şöyle sıraladı:
 
“*Hapishane hekimince açlık grevine giren her bir mahpus için sağlık dosyası oluşturulmalı ve günlük sağlık kontrolleri yapılarak dosyalarına işlenmelidir.
 
*Açlık grevine giren mahpusların talebi doğrultusunda grev süresince tüketilecek iaşelerin ‘tuz, şeker, karbonat, meyve suyu, ayran ve yoğurt vb’ günlük yeteri kadar verilmelidir. Yine günlük 2 tablet şeklinde toplam 500 mg B1 vitamini mutlaka verilmelidir.
 
*Açlık grevine giren mahpusların açlık grevleri ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaları amacıyla sağlık ‘hakları bağlamında Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanmış Açlık Grevi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Konular’ adlı bilgi notunun her mahpusa verilmelidir.
 
*Açılan disiplin soruşturmalarının derhal geri çekilmesi gerekmektedir.”