Direniş hem içeride hem de dışarıda

  • 09:08 17 Aralık 2023
  • Güncel
 
Zelal Tunç - Rojda Aydın
 
WAN - Wan’da başlatılan Adalet Nöbeti’nde yer alan annelerden Eyne Atabay, kızı Leyla Atabay’ın cezaevi’nde kendisinin de Adalet Nöbeti’nde direndiğini söyledi. Eyne, hem kendisinin hem de kızının talebinin, tecridin sonlandırılması olduğunu vurguladı. 
 
“Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” şiarıyla Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde tutsakların başlattıkları dönüşümlü açlık grevleri 21’inci gününü geride bırakırken, dışarda tutsak yakınları da Çukurova, Amed, Wan’ın ardından dün itibariyle de İstanbul da Adalet Nöbeti eylemlerine başladı. Adalet nöbetleri, sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve yurttaşların dayanışma ziyaretleriyle sürüyor. Nöbet eylemine katılan tutsak yakınları, direnişi ve mücadele kararlılığını,  söyledikleri stranlar ve sloganlarıyla dile getirmeye devam ediyor. 
 
Nöbete katılanların birçoğu ise 90’lı yıllarda devletin politikalarıyla yerlerinden göçertilmiş, Kürt sorununun demokratik yollar ve yöntemlerle çözülmemesinden kaynaklı çocuklarını kaybetmiş ya da çocuğu cezaevinde olan annelerden oluşuyor. Bu annelerden biri de Eyne Atabay. 
Sürgünlerle geçen 27 yıl
 
Eyne, Wan’ın Ebex (Çaldıran) ilçesine bağlı Kelê köyünden 1976 yılında meydana gelen depremin ardından göç ederek, kent merkezine taşınır. Devletin baskı politikalarının etkisinin ağır olarak sürdürüldüğü 1978 yılında kızı Leyla Atabay’ı dünyaya getiren Eyne, kızını “çok meraklı ve çok kitap okuyan” biri olarak tanımlıyor. 1995 yılında lise öğrencisiyken Leyla’nın, okulda “oldukça başarılı” olduğunu dile getiren Eyne, “Leyla sürekli bir arayış içindeydi. Leyla bir gün evden çıkar ve arkasında ‘binlerce anlamsız hayat yaşamak yerine bir günü anlamlı yaşayacağım’” notuyla dağ yolunu tutar. Leyla’nın 1997 yılında bir operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklandığını kaydeden Eyne, “Tutuklandıktan sonra ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Leyla, 15 yılını Muş Kadın Cezaevi'nde geçirdi. Leyla, 2011 yılında Erzurum E Tipi Kadın Cezaevi'ne gönderildi. 2 yıl sonra Bayburt'a sürgün edilen Leyla, buradan da Elbistan'daki E Tipi Cezaevi'ne gönderilir. Leyla şu anda Antalya'daki Alanya Cezaevi'nde” sözleriyle kızını anlatıyor. 
 
Pek çok eser yazdı
 
Kızı Leyla’nın 1978 Wan doğumlu olduğunu belirten Eyne, yaklaşık 27 yıldır bulunduğu cezaevinde “Hayatının yarısından fazlasını hapishanede geçirdi” diyor. Eyne kızının tutsak bulunduğu yıllar arasında pek çok sürgün-sevk ile Leyla’nın; Muş, Erzurum ve Bayburt, Elbistan E Tipi Kapalı cezaevinden en son Antalya Alanya cezaevinde bulunduğunu belirtiyor. Tutsak bulunduğu yıllar arasında birçok kitabı da yayınlanan Leyla’nın "Konjonktürel Kimlik" adlı Said-i Nursi ve sol-ilahiyat konusunda yayımlanan geniş kapsamlı bir kitabı yanı sıra, “Kendini Unutan İnsan” ,“Şikefta Fîlozofîyê”, “ Ben Kendim Öteki” adlı romanı okuyucuyla buluştu. 
 
‘Davamızdan vazgeçmeyeceğiz’
 
 
Kendisinin de çocuklarının mücadelesi ile şiir yazmaya başladığını belirten Eyne, sürgün ve uzak olması nedeniyle Leyla’yı yaklaşık 5 yıldır göremediğini kaydetti. Eynê, “Gerçekten çok zor. Çocuklarımız bizlerden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Bununla çocuklarımıza davadan vazgeçsinler, tövbe etsinler diye işkence yapıyorlar. Ama yine de davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Kızım 27 yıldır tutuklu ve tahliyesine 3 yıl daha var. Sonunda onu karşılayacağız. Şarkı sözleri, şiirler ve şarkılar acı ve kederden doğar. Çocuklarımızı ne kadar özenle büyüttüğümüz gözümün önünden geçiyor. O yüzden bu acıyı dile getirdim ve şiirlerimde de söylerdim” dedi. Eyne devamında bir şiir okudu. 
 
Acısını şiirleriyle dindiriyor 
 
Şiirlerini özellikle hayatını kaybeden oğlu ve kızı Leyla için yazdığını paylaşan Eyne, “Oğlum 2000 yılında dağ yolunu tuttu, 2010’da yaşamını yitirdi. Oğlumun yaşamını yitirmesiyle birlikte şiir yazmaya başladım. Şiirlerimi daha çok oğlum için yazdım; çünkü Leyla dört duvar arasında da olsa yerini biliyordum, en azından yaşadığını biliyorum ancak oğlum yaşamını yitirdi. Taziyeye gelen herkesin beni anladığının farkındaydım; ancak kimse içimdeki acıyı göremezdi. Ben bu acıyı ancak şiir yazarak dindirebiliyorum” ifadelerini kullandı. 
 
‘Özgür yaşam herkes içindir’
 
Cezaevlerinde başlayan açlık grevine dikkat çeken Eyne şöyle devam etti: "Tüm dünya halkına çağrımdır ki; sadece tutsakların aileleri değil, diğer anneler de harekete geçsin. Buraya gelsinler, birlikte oturalım. Ellerini vicdanlarına koysunlar ve çocuklarımız şu anda istedikleri özgür yaşam herkes içindir. Kendileri için bir şey istemiyorlar. Kızım ve diğer tüm tutsaklar, bu halkın çocuklarının geleceği ve bu halkın varlığı için cezaevine konuldu. Bu mücadele ve tutsaklar sayesinde bugüne geldiğimizi, ilerlediğimizi herkes bilsin. Onların çabaları sayesinde bugün bu seviyeye ulaştık. Çocuklarımız bu halkın iradesine güvendiler. Bu inançla ayakta duruyorlar. 30 yıldır hapishanelerdeler. Beton duvarlar arasında bir iradeleri var ve her türlü baskıya direniyorlar. Ne olursa olsun seslerini dünyaya duyuruyorlar. Herkesi tutsaklara destek olmaya çağırıyorum. Onları yalnız bırakmayın.”