25 Kasım’da ‘buradayız’ mesajı verecekler

  • 09:05 23 Kasım 2023
  • Güncel
 
Rojda Aydın 
 
AGIRÎ - 25 Kasım’a doğru giderken değerlendirme yapan siyasetçi ve TJA’lı kadınlar, kadına yönelik şiddetin her türlüsüne karşı mücadeleyi büyüteceklerini ve “buradayız” diyeceklerini söyledi. 
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, Tevgera Jinên Azar da (TJA) Eylül ayında başlattığı ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kadar sürecek “Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve” kampanyası ile 25 Kasım’ı karşılıyor. 
 
Kürt kadınların 25 Kasım’ı karşılama ve mücadelelerine ilişkin TJA aktivisti Benazir Aydemir ve yerine kayım atanan Agirî’nin (Ağrı) Giyadîn (Diyadin)  Belediye Eşbaşkanı Betül Yaşar, JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. 
 
Genç kadınların hedef alınması
 
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına dikkat çeken Betül Yaşar, “Hamas’ın  bir kadının bedenini teşhir eden görüntüleri hafızamızdan çıkmıyor. Ancak aynı görüntü Türkiye’de de vardı. Bu saldırılar erkek egemen iktidarların saldırıları. Zaten devleti inşa eden erkek egemen sistem. Bu gün Kurdistan’a baktığımızda genç kadınlar fuhuşa sürükleniyor. En son Colemêrg’de buna karşı bir eylem gerçekleştirildi. O zaman basına yansıyan haberlere göre bir fuhuş çetesi bir ağa dönüşmüş ve valiliğe kadar da uzanıyordu. Koruculardan polislere, iş insanlarına valiliğe kadar yayılmıştı bu ağ. Bu en somut örnek. Bu devletin politikalarından bağımsız değil. Cezasızlık politikalarından kaynaklı şiddet ve kadına yönelik katliamlar giderek artıyor” dedi. 
 
Kadın katliamlarının gizlenmesi
 
Kurdistan’da belediyelere kayyımların atanmasını hatırlatan Betül, bununla ilk olarak kadın kurumlarının hedef alındığını belirtti. Betül şunları dile getirdi: “Bugün intihar adı altında kadın katliamları gizleniyor. Yine kayyımlar atandıktan sonra belediyelere bağlı kadın kurumları kapatıldı. Bu gün kadınların başvuracakları ve yardım isteyecekleri yerler yok. Halkın iradesi ile seçilen eşbaşkanlar içi boş dosyalarla görevden uzaklaştırıldı ve yerlerine kayyımlar atandı. Kayyımlar da ilk iş olarak Kadın Müdürlüklerine erkekleri atadı. Bu da şiddetin bir parçası. Yine yargı da tarafsız değil. Bu da bölgede kadınların öldürülmesini etkiliyor. Kadınların katledilmelerini takip eden savcılıklar yok. Bu olayların üzerini kapatma çabasına giriyorlar.” 
 
Ölümler meşrulaştırılıyor
 
Bölgede uyuşturucu kullanımı ve fuhuşun yaygınlaşmasına rağmen iktidarın buna göz yumduğunu belirten Betül, “Bu gün birçok genç kadın fuhuş ağına sürüklenmiş, Bu normal görünüyor. Ancak normal bir şey değil. Bu şiddetin bir parçası. Jine bölgede kadın ölümleri meşrulaştırılıyor. İstanbul Sözleşmesi iptal edildi ve sözleşme kimse için tehlikeli değildi. Ancak iktidar bu sözleşmenin maddelerine göre hareket etmek istemedi” ifadelerini kullandı. 
 
25 Kasım çalışmaları
 
25 Kasım’a dikkat çeken Betül, “Siyasi parti ve TJA’yı tanıdığım için çok mutluyum. Bunlar sayesinde yanlış ve doğruyu görebiliyorum. 25 Kasım’ın yaklaşması ile de biz programımızı çıkardık. Tüm kadınlara ulaşacağız. Kadınların kendi sözlerini söyleme hakları var. Tüm kadınların duyarlı hareket etmelerini bekliyoruz” dedi. 
 
‘Kadınların özgürleşmesini istemiyorlar’
 
Benazir Aydemir Kaya da, şiddet türlerine dikkat çekerek şunları belirtti: “Bugün toplumsal, ekonomik, psikolojik her türlü şiddet kadına uygulanıyor. Erkek egemen aklı, iktidar kadının özgürlüğünü istemiyor. Bu yüzden de kadınlara karşı erkekler her türlü şiddeti uyguluyor. Sadece bizim ülkemizde de değil, dünyada da bu böyle. Tüm dünyada kadınların emeği sömürülüyor.”
 
Kürt kadınların direnişi
 
Şiddete karşı Kürt kadınların mücadele ettiğini söyleyen Benazir, “Kuzey’de, Güney’de, Rojhilat’ta ve Rojava’da her yerde savaş var ve bu kadınları etkiliyor. Kürt kadınlar iki kez şiddet görüyor. Biri kadın olduğu için diğeri de Kürt olduğu için. Kurdistan’da kadınlar bu iki sebepten dolayı mücadele ediyor. Dünyada bunun başka örneği yok. Mücadele alanımız çok geniş. Bu gün tüm dünyada da Kürt kadınlar örnek olarak gösteriliyor. Çünkü Kürt kadınlar direniyor ve mücadele ediyor. Erkek egemen sisteme ve iktidara karşı büyük bir mücadele veriyor” şeklinde konuştu.  
 
Kadın emeğini hedef alıyorlar
 
Kürt siyasetine karşı bir kırımın olduğunu dile getiren Benazir şunları söyledi: “Kayyım atandığında önce kadın kurumları hedef alınıyor. Eşbaşkanlarımız ve kadın çalışmalarımız hedef alınıyor. Kadın emeği hedef alınıyor. İki dönemdir kayyım atanıyor. Belediye eşbaşkanlarımız  göz altına alınıyor sonra da kadın kurumlarına saldırıyorlar. Bu kurumlar ya kapatılıyor ya da isimleri değiştiriliyor. Ancak bu saldırılar bizi korkutmuyor ve direniyoruz.”
 
‘Onlardan güç alıyoruz’
 
“Bugün birçok Kürt siyasetçi tutuklu ancak yine de mücadelelerinden uzaklaşmış değiller” diyen Benazir, “Kadın siyasetçiler dört duvar arasında olabilir ancak fikirlerini gasp edemiyorlar. Bu yüzden de düşünceleri, ideolojileri bizim için perspektif oluyor. Onlardan güç alıyoruz. Mücadelemizi daha da büyütüyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Savaşta kadın ve çocuklar
 
Kuzey ve Doğu Suriye’ye ve Filistin’e yönelik saldırılara dikkat çeken Benazir, “Rojava ve Filistin’de bir savaş var ve bu Üçüncü Dünya Savaşı. Hastaneler bombalanıyor, kadınlar kaçırılıyor, kadınlara tecavüz ediliyor. En son Filistin’de bir kadın bedeni teşhir edildi. Aynı şeyler Rojava’da da yaşanıyor. Savaşlarda kadınlar hedef alınıyor. Kadın bedeni savaşta bir obje olarak kullanılıyor. Bu da şunu gösteriyor nerede olursa olsun en çok kadın ve çocuklara zarar veriliyor. Bunu Rojava’da da gördük. DAİŞ Kürt kadınları pazarlarda sattı, tecavüze uğradıklarına tanık olduk” dedi. 
 
‘Jin jiyan azadî…’
 
25 Kasım’a doğru giderken, kadınların mücadelesinin bu günle sınırlı olmadığını söyleyen Benazir, “Kadın mücadelesi sınırsız. Her yerde mücadele içindeyiz. 25 Kasım’ın anlamı bizim için farklı. Biz Kürt kadınlar dünyada öncülük ediyoruz. Bilindiği gibi Jîne Emînî’nin katledilmesi ile ‘Jin jiyan azadî’ sloganı tüm dünyaya yayıldı. 25 Kasım’da tüm saldırılara karşı duracağız ve buradayız diyeceğiz. Erkek egemen zihniyetin dayatmalarını kabul etmeyeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar kadınları korkutamazlar. Ne savaş, ne cezaevi, ne silahla korkutabilirler. Korkmuyoruz. ‘Jin jiyan azadî’ sloganı bu evrenselleşmiş ve bu zihniyet ortadan kalkıncaya kadar da atılmaya devam edecek” şeklinde konuştu.