ÖHD’nin ‘Tecrit Bülteni’nin ikinci sayısı yayında

  • 15:05 16 Kasım 2023
  • Güncel
 
İSTANBUL - Dış dünya ile hiçbir şekilde iletişim kurulamayan tecridin, 25 yıldır  İmralı’da ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgü uygulandığı belirtilen ÖHD’nin “Tecrit Bülteni”nin ikinci sayısında, “Tecride karşı olmak demokrasi, adalet, eşitlik, insan olmaktan kaynaklı en temel hakları talep etmek demektir” vurgusu yapıldı.
 
İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diğer tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’tan 33 aydır hiçbir haber alınamamasına ilişkin kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) tarafından 15 günde bir çıkartılan “Tecrit Bülteni”nin ikinci sayısı yayınlandı.
 
‘Tüm ülkenin kaderini etkileyen bir sistem’
 
Bültenin ikinci sayısında, PKK Lideri ve diğer tutsakların “dışarı” ile bağlantılarının gayri hukuki bir şekilde kesilmesi ele alındı. Bültende, “Ceza İnfaz Kanunu’nda olmayan bir kavram, özelde bir insanın hapishane koşullarını, sağlığını, ailesini, genelde ise bir ülkede yaşayan vatandaşların yaşam şeklini, siyasal, sosyal, ekonomik ve refah düzeyini ancak bu kadar etkileyebilir. İşte bu kavram tek kelimeden ibaret olsa da tüm ülkenin kaderini etkileyen bir sistem haline geldi” cümleleri kullanıldı.
 
Topluma en çok sirayet eden uygulamanın adı: Tecrit
 
Bültende, tecridin tanımı şu sözlerle paylaşıldı: “Dayanağını 5275 Sayılı Kanunun disiplin cezalarını düzenleyen kısmından alan fakat konu itibari ile disiplin cezaları ile açıklanamayacak, bir kanununun veyahut kanun maddesini çoktan aşan, hukuk düzeninde yeri olmayan ve hukukun açıklanması için yeterli olmadığı uygulamanın adı tecrit. Kürt sorununun yüz yıllık çözümsüzlüğü ve Kürtlerin bir halk olarak temel haklarından yoksun bırakılmaları ile sonuçlanan bölgesel ve uluslararası konsensüsün en çok somutlaştığı ve topluma en çok sirayet ettiği uygulamanın adı tecrit.”
 
Dünyada örneği yok!
 
Dünya deneyimlerinde benzer uygulamalar ile gündeme gelmiş cezaevlerinin olduğunun aktarıldığı bültende, “Ancak hukukun bu denli askıya alındığı, hiçbir görüşmeye izin verilmediği, hiçbir şekilde dış dünya ile iletişim kurulamayan tecrit hali İmralı’ya özgü. Bu denli iletişimsizlik hali içerisinde bırakılan başka bir mahpus bulunmamakta. Hukuk dünyası için de yeni bir deneyim yaratan tecri,t ulusal ve uluslararası yargısal kurumlar için de ciddi bir sınav mahiyeti taşımaktadır. Yasayı savunma mı, siyasal iktidarın gayrı hukuki fiili uygulamasını meşru gösterme çabası mı? Bunu da yakın zamanda örnekleri ile göreceğiz” denildi.
 
Tecride karşı olmak…
 
Tecridin İmralı Adası’nı aşarak tüm Türkiye’ye yayıldığına vurgu yapılan bültende, “Tecride karşı olmak demokrasi, adalet, eşitlik, insan olmaktan kaynaklı en temel hakları talep etmek demektir” ifadelerine yer verildi.
 
Bültenin ikinci sayısının tamamı BURADAN (https://ozgurlukicinhukukcular.org/tr/detay/ohd-tecrit-bulteni--15-ekim-2023-sayi-2) okunabilir.