ÖHD’den ‘Hakikat ve Yas Hakkı’ başlıklı panel

  • 20:20 15 Kasım 2023
  • Güncel
 
İZMİR - ÖHD İzmir Şubesi Genç Hukukçular Komisyonu, İzmir Barosu konferans salonunda “Hakikat ve Yas Hakkı” başlıklı panel düzenledi.
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Genç Hukukçular Komisyonu, “Hakikat ve Yas Hakkı” başlıklı panel düzenledi. İzmir Barosu konferans salonunda yapılan panele birçok kurum ve avukat katıldı. Panelde İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Deniz Bayrak, Barış Annesi Behiye Yalçın ve ÖHD Eş Genel Başkanı Avukat Serhat Çakmak konuştu. Saygı duruşuyla başlayan panelde mezarlıklara yapılan saldırılar ve teslim edilmeyen cenazeler ile ilgili konuşuldu. Mezarlıklara yapılan saldırıların politik olduğunun vurgulandığı panelde aynı zamanda saldırıların hafızaya yapılmış bir saldırı olduğu da söylendi.
 
‘Mezarlıklara yapılan saldırı politiktir’
 
Panelde ilk olarak konuşan İHD üyesi Deniz Bayrak, mezarlıkların bir mekân hafızası oluşturduğunu belirterek bu mekânların sadece kişilerin değil değerlerin hafızası olduğunu ifade etti. Deniz, "Mezarlıklara yapılan saldırı ise o kişinin bıraktığı hafızaya saldırıdır. Galatasaray Meydanı'na yapılan saldırı da tarihsel hafızaya saldırıdır. Mezarlığa yapılan saldırıların buradan politik olduğunu düşünüyorum. Yas dediğimiz şey ise insanlarla ilgili bir durum. Bir kişinin yası tutulamıyorsa o kişi yaşarken de egemen tarafından insan olarak görülmemiştir. Ölmeden öncede her türlü şiddetin hedefi olmuştur. Bedenleri egemenin daha çok hedefi halindedir. Bu şiddet egemenden gelir çünkü kişinin kendisi, yaşamı ve arkasından bıraktıkları egemeni tehdit eder. Bu saldırılar aynı zamanda kişinin ait olduğu topluma da yapılmış bir saldırıdır. Söz konusu şiddetin hedefinde olan saldırıların hedefinde olanların yası yarıda kalır” dedi. 
 
‘Ölen Kürt olduğunda insanlık kalmıyor’
 
Ardından konuşan Barış Annesi Behiye Yalçın da kargo ile teslim edilen cenazelere değinerek, çocuklarının kemiklerini kargo ile teslim alan aileler için daha zor bir durumun olamayacağını vurguladı. Behiye, “Kürtler ve Kürt anneler için bunu reva görüyorlar. Kürt annelerin yaşadığı zorluğu kimse yaşamıyor. Yıllardır Kürt anneler bu acıyı çekiyor, kimse onların sesini duyurmuyor. Başka coğrafyalarda yaşayan insanların yaşadığı bir zorluk olduğunda herkes onlar için sesini çıkarıyor ve bu insanların hakları var diyor ama kimse Kürt annelere bu hakkı vermiyor. Biz de dünyadaki tüm anneler gibi anneyiz. Evlatlarını kaybeden tüm annelerin acısı aynı acıdır. Annelerin yaşadığı acı birbirinden farklı değil. Anneler çocuklarının bir tırnağını bile bulursa gidip başında oturur. Bu acıyla Kürt anneler hayatlarını devam ettiriyorlar. Bu Kürt annelere reva görülmemeli. Ölümlerde insanlığın olması gerekiyor. Ama ölen Kürt olduğunda insanlık kalmıyor. Bizim çocuklarımızın cenazelerini panzer arkasına bağlayıp şehirde gezdirdiklerinde, bu kişinin annesi yok mudur, canı acır demiyorlar. O annenin acısını düşünmüyorlar” ifadelerini kullandı.
 
Sistem ve ulus devlet iktidarlarının etkisi
 
Son olarak konuşan ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak ise bu coğrafyada bedenin ölümü ve ölümünden sonraki ritüellerin ayrı bir manevi olgu taşıdığına dikkat çekti. Serhat, “Bu manevi olguyu bir hukuk normuyla tanımlamak gerçekten yetersiz. Bu kadim topraklarda kısmi olumsuz örneklerini görsek de bu konuya hassas yaklaşılmasının sebebi ise verilen önemden kaynaklanıyor. Ama Türkiye’de, Suriye’de, Rojava’da ve son dönemde Filistin’de meseleye artık pek de hassas yaklaşılmadığını ve artan dozda bir saygısızlık çerçevesinde yaklaşıldığını da görmekteyiz. Biz bunu mevcut dünya sistemi ve ulus devletlerin canavarlaştırdıkları iktidarlar üzerinden değerlendirmezsek eksik bırakmış oluruz” diyerek devletlerin bu konudaki etkisini vurguladı.
Panel soru ve cevapların ardından sona erdi.