Barbara Akay: Süryaniler köylerine dönerek Diril çiftinin anılarını yaşatmalı
- 09:06 17 Temmuz 2022
- Güncel
Marta Sömek
İSTANBUL – Akıbetleri 923 gündür ortaya çıkarılmayan Hurmüz ve Diril çiftine yapılanlar ile Süryani’lerin gözünün korkutulmaya çalışıldığını söyleyen Süryani aktivist ve siyasetçi Barbara Akay, “Faillerin bir an önce ortaya çıkarılması, adaletin sağlanmasını ve tüm Süryani (Asuri-Arami-Keldani) halkının tekrar köylerine dönmelerini, Diril çiftinin anılarını yaşatmalarını istiyoruz” dedi.
Keldani Şimuni ve Hurmüz Diril, devlet tarafından defalarca kez boşaltılan Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı, Süryanice ismi Mehre olan Kovankaya köyüne 2011 yılında dönmüştü. Kendilerinden en son 7 Ocak 2020 tarihinde haber alınan Diril çiftinden 65 yaşındaki Şimuni Diril’in cansız bedenini çiftin oğlu 70 gün sonra köy yakınındaki bir derede buldu. İşkence edilerek katledilmiş halde bulunan Şimuni’nin çocukları, annelerini bulduğunda vücut bütünlüğünün olmadığını paylaşmıştı. Tüm bu yaşananların ardından Şimuni ve Hurmüz’ün çocukları için “adaleti” arayacakları uzun ve zorlu bir süreç başlar.
Şimuni katledildi, Hurmüz iki yıldır kayıp!
Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada gizlilik kararı olması sebebiyle soruşturmanın akıbetine ilişkin bir buçuk yılı aşkın bir süre boyunca hiçbir bir bilgi edinilemedi. Öte yandan hava koşulları “bahane edilerek” köyde yapılan birkaç arama dışında hiçbir arama yapılmazken, tek görgü tanığı olan çiftin ailesi ve komşusu Apro Diril’in ifadeleri dışında olaya dair hiçbir bilgi edinilemedi. Şimuni’nin katledilmesi ve cenazesine ulaşılmasının ardından çocukları, Hurmüz için de benzer bir sonuçla karşılaşacaklarını düşünmeye başlayarak, artık yalnızca babalarının kemiklerini arayacakları bir sürece girdiler. 11 Ocak 2020’den bu yana hiçbir gelişme yaşanmazken, yaklaşık iki yıldır kayıp olan Hurmüz’ün akıbetine dair de bir arpa boyu bile yol alınmış değil.
Girişimlerin tamamı sonuçsuz!
Yaşananlar yalnızca Diril çiftinin çocuklarını sarsmadı. Yüz yıllardır soykırım ve katliamlarla türlü türlü tehditlere ve zorunlu göçlere maruz bırakılan Süryani (Asuri-Arami-Keldani) halkı için de yeni bir travma oluşturdu. Dünyanın dört bir yanına dağılan Süryaniler, Hurmüz ve Şimuni için birçok girişimde bulundu. Fransa, Belçika, ABD, İsveç, Avustralya ve Irak'ın da aralarında bulunduğu 32 Süryani ve Keldani kurumu, Türkiye’ye Hurmüz için ciddi bir soruşturma başlatmaları, 70 gün sonra katledilmiş halde cenazesi bulunan Şimuni’nin de Adli Tıp Kurumu raporundaki usule ilişkin kusurların soruşturulması çağrısında bulundukları bir mektup gönderdi. Süryani merkezli Hıristiyan sivil toplum kuruluşu Irak Hıristiyan Yardım Konseyi (Iraqi Christian Relief Cuncil) de, Hurmüz’ün bulunması ile Şimuni için adalet çağrısında bulundukları 12 dilde bir video yayınladı.
Süryani’lere verilen ‘Geri dönmeyin’ mesajı…
Öte yandan çok sayıda HDP’li milletvekili tarafından Hurmüz'ün bulunmasına ilişkin etkin bir arama yapılması ve Şimuni’nin de faillerinin bulunmasını ele alan soru önergeleri verilerek konu Meclis gündemine taşındı. Şimuni ve Hurmüz’ün çocukları ile yakınları da dijital medyada her gün adalet talebinde bulunarak kampanyalar düzenlese de bu girişimlerin de tamamı sonuçsuz kaldı. Süryaniler ise bu katletme ve kaybettirme örneğini, Sayfo Süryani Soykırımı’nın devamı olarak tanımlıyor. Ayrıca Sayfo ve 1980’li yıllarda binlerce Süryani’nin zorunlu göçe maruz bırakılmasının ardından yaz aylarında köylerine dönen Süryanilere bir umut olan Hurmüz ve Şimuni’nin katledilmesi ve kaybedilmesiyle “geri dönmeyin” mesajının verildiği de belirtiliyor.
Defalarca tutuklanıp serbest bırakıldı
Yürütülen soruşturma kapsamında çiftin akrabası ve tek görgü tanığı olan Apro Diril, 23 Haziran 2021’de gözaltına alındıktan sonra tutuklandı, 10 Eylül 2021 tarihinde de tahliye edildi. 2 Ekim 2021’de ikinci kez tutuklanan fail Apro Diril, 1 Kasım 2021 günü ise yeniden serbest bırakıldı. Ardından fail Apro Diril, 9 Kasım 2021’de yeniden tutuklandı fakat kısa süre sonra tekrar serbest bırakıldı. Daha sonra yaşanan bir gelişme ile kayıp Hurmüz ve katledilen Şimuni’nin faillerine dair Şırnak Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan ve mahkeme tarafından reddedilen iddianame ise yapılan itiraz sonucu Şubat ayında kabul edildi. Savcılığın itirazı üzerine ise iddianame, Şırnak 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve 19 Nisan’da soruşturmaya dair ilk duruşma görüldü.
İkinci duruşma da görüldü
Davanın ikinci duruşması ise 16 Haziran tarihinde Şırnak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Diril çiftinin çocukları ile aile avukatları hazır bulundu. Davanın tek tutuklu faili olan Apro Diril de duruşmaya getirildi. Duruşmaya, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu, Hollanda Büyükelçiliği, milletvekilleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi ve çok sayıda kurum, kuruluş destek verdi. İki saat gecikmeli olarak başlanan duruşmada, avukatlar taleplerini mahkeme heyetine sundu. Diril ailesinin avukatı Nihat Öner, Diril ailesinin çocuklarının olay yerinde yaptığı arama sırasında babalarına ait olduğunu düşündüğü silahın dipçiğine ait bir parça bulunduğunu ifade etti. Daha önce yapılan soruşturmada Hurmüz Diril’e ait silahın olayın diğer sanıklarından İsmail Yıldız’ın evinde bulunduğu ve emniyetteki emanet birimine götürüldüğünü kaydeden Nihat, bulunan parçanın eşleşme yapılabilmesi için gerekli adımların atılması talebinde bulundu.
Fail, ‘Allah’ına ve Türk devletine’ güveniyormuş!
Duruşmada mütalaa sunan savcı, fail Apro Diril’in ileri yaşı ve sağlık durumunu ileri sürerek, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını istedi. Mütalaaya ilişkin söz alan fail Apro Diril’in, “Benim bir Allah’ım, bir Türk devletim var. Onun kanunları ve yasaları var. Adaletine güveniyorum” savunması ise dikkat çekti. Mahkeme heyeti, Diril ailesi avukatının delillere ilişkin sunduğu talebi kabul ederek, fail Apro Diril’in de tutukluluk halinin devamına hükmetti. Bir sonraki duruşma ise 29 Eylül’de görülecek.
‘Süryani’lerin gözünü korkutmaya çalışıyorlar’
Süryani aktivist ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Midyat İlçe Eşbaşkanı Barbara Akay yaşananları, “Diril çiftinden Hurmüz’ün kaybolması ve Şimuni’nin bu şekilde bulunması çok acı. Çünkü bir anne ve babanın çocukları için ne kadar değerli oldukları paha biçilemez. Çocukları için ne kadar zor bir durum, babalarının hangi durumda olduğu bilinmiyor. Maalesef biliyoruz ki Türkiye’de adalet diye bir şey yok. Bir sürü kadın cinayetleri, tacizler, tecavüzler oluyor ve bütün failler dışarıda geziyor. Masum insanlar da ya içeride ya da mezarda” sözleriyle değerlendirdi. Süryani halkının bu denli hor görülmesinin çok acı olduğunu vurgulayan Barbara, “Kendi vatanımızda dışlandık ve yabancılaştırıldık. Çok fazla acı çekmemize rağmen topraklarımızı terk etmedik. Ve yavaş yavaş geri dönüşlerin olması bizim için ‘umut’ demektir. Yeniden bu topraklarda yeşermek demektir. Bazılarının hesabına gelmiyor bu geri dönüşler. Onun için Süryani’lerin gözünü korkutmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
‘Failler ortaya çıkarılsın, adalet sağlansın!’
Hurmüz ve Şimuni’nin faillerinin hala bulunmamasının çok acı olduğunu söyleyen Barbara, “Diril ailesiyle acılarımız bir, onların acısı hepimizin acısıdır. Faillerin bir an önce ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanmasını istiyoruz. Tüm Süryani (Asuri-Arami-Keldani) halkının tekrar köylerine dönmelerini ve Diril çiftinin anılarını yaşatmalarını istiyoruz. Topraklarınızı yalnız bırakmayın” sözleriyle seslendi. Barbara ayrıca tüm kamuoyuna ve uluslararası arenaya Diril ailesinin çocuklarının sürdürdüğü adalet mücadelesine de destek olma çağrısında bulundu.
74 yaşına girdi…
Kaybolduğunda 71 yaşında olan Hurmüz, 1 Temmuz’da 74 yaşına girdi. Hurmüz’den tam 923 gündür hiçbir haber alınamazken, ailesi ve yakınları adalet mücadelelerini inat ve ısrarla sürdürüyor. Çiftin çocukları, annelerini katledenlerin ve ortak olan faillerin bir an önce bulunup yargılanmalarını talep ederken, babaları Hurmüz’ün akıbetinin ortaya çıkarılması için de çağrılarını sürdürüyor.