ANKARA - Hayvan hakları savunucuları, 170 gündür sürdürdükleri nöbet eyleminde Anayasa Mahkemesi’ne seslendi: “Hayvan katliamlarına yol açan yasayı durdurun, yaşam hakkını savunun”

 

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi’nin “Hayvanların katledilmesi”ni öneren yasa tasarısına karşı başlattığı nöbet eylemi 170’inci gününde de devam etti. İHD Ankara Şubesi, Alın Teri, Kaldıraç ve hayvan hakları savunucularının katıldığı eylemde üzerinde “Cezasızlığa son verin, hayvan katliamlarını durdurun” yazılı pankart açıldı.

 

‘Kamu vicdanı hiçe sayılıyor’

 

Açıklamayı yapan Hayvan Hakları Savunucusu Devrim Aden, “Türkiye’nin dört bir yanında sokak hayvanlarına ve barınaklardaki canlara yönelik artan şiddet karşısında susmadık, susmayacağız. Katliam Yasası olarak bilinen düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle beraber, Niğde, Altındağ, Polatlı ve son olarak Gebze’de yaşanan katliamlar, hayvan haklarını ve kamu vicdanını hiçe sayan bir düzenin yaratıldığını gözler önüne sermiştir. Sokakta ve barınaklarda yaşayan hayvanlar sistematik bir şekilde yok edilmeye çalışılırken, yaşam hakkı savunucularına yönelik baskılar ve gözaltılar, bu vahşetin üstünü örtmeye ve insanları sindirmeye yönelik bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.

 

‘Yasa katliamların önünü açıyor’

 

Yasanın kabul edilmesiyle yerel yönetimlere sokak hayvanlarını toplama ve barınak adı altındaki ölüm kamplarına kapatma yetkisinin verildiğine değinen Devrim Aden, “Keyfi bir şekilde öldürme yetkisi verilmiş, toplumu hayvanlara yönelik şiddeti normalleştirmeye yönelten bir ortam yaratılmıştır. Bu yasa, hayvanların yaşam hakkını ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda kamuoyunu yanıltarak ‘başıboş köpek terörü’ ve ‘kuduz tehlikesi’ gibi asılsız korkular üzerinden sokak köpeklerine dönük bir nefret kampanyasına dönüşmüş, hayvan cinayetlerinin ve katliamların fitilini de ateşlemiştir. Buna karşı yaşam hakkını savunan yüz binlerce kişi Türkiye’nin dört bir yanında sokaklara çıkarak hayvanlara yönelik şiddet ve bu katliam yasası karşısında yaşamdan yana duruşunu net bir şekilde sergilemiş, katliamların önüne geçmek için kararlı bir şekilde mücadele etmiştir. Katliam yasası iptal edilene ve sokak hayvanları özgürleşene kadar direnmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

 

‘Yasa iptal edilmezse sorumlu sessiz kalanlardır’

 

Herkesin gözleri önünde yaşanan ve tüm toplumu derinden yaralayan bu katliamlara dikkat çeken Devrim Aden, “Adaletin yaşamdan yana, daha çok zaman kaybetmeden ve etkin bir şekilde işlemesi zorunlu kılmaktadır” diyerek, “Şayet bu yasa iptal edilmezse, yaşanan her katliamın birincil sorumluları yalnızca failler değil, bu yasayı çıkaran ve sessiz kalan yetkililer olacaktır. Katliam yasasıyla birlikte hayvanlara yönelik şiddet olayları sistemli bir katliama ve soykırıma dönüşmüştür. Gebze Barınağı’nda yaşananlar, bu katliam yasasının yarattığı vahşetin en son örneklerindendir. Gebze Barınağı’na toplanıp hapsedilen hayvanlar zehirli iğnelerle öldürülmüş, bir kısmıysa yarı canlı halde poşetlere konulup boğularak katledilmiştir. Bu katliama tepki gösteren ve Gebze Barınağı önünde nöbet tutan yaşam savunucularının, kolluk güçlerinin saldırısı ile alandan sürülmek istenmesi ve sonrasında gözaltına alınması, hayvan hakları mücadelesinin nasıl baskılanmaya çalışıldığının açık bir göstergesidir. Gebze’de yaşananlar, sistematik bir zulüm döngüsünün ülke çapında yaratılmak istendiğini tekrardan gözler önüne sermektedir. Bu durum, sadece hayvanlara yönelik bir saldırı değil, tüm toplumu sindirmeye yönelik bir baskı politikasının yansımasıdır” ifadelerini kullandı.