16 Temmuz 1862: Sivil hak savunucusu Ida Bell Wells doğdu
- 09:05 16 Temmuz 2022
- Tarihte Bugün
Yüzyılın en önemli sivil hak savunucularından biri olan Ida Bell Wells Kurtuluş Bildirisi imzalanmadan hemen önce Mississippi, Holly Springs’de 16 Temmuz 1862’de dünyaya geldi.
1890’larda ABD’de linç karşıtı harekete liderlik eden siyah feminist bir gazeteci ve aktivistti. Marangoz James Wells ve aşçı Elizabeth Warrenton’ın ilk çocuğu olan Ida, sivil haklar, eğitimsel eşitsizliklerle mücadele etti, linç ve ayrımcılık konularında açık sözlü ve cesur bir ses olarak yaşadı, kadın haklarını destekledi. Memphis – Woodstock tren yolculuğunda yaşadığı dramatik olay, bundan böyle hayatının akışını belirleyecekti. Rosa Parks‘ın, Alabama, Montgomery’de bir beyaza yer vermek için otobüsün arka bölümüne geçmeyi reddettiği için tutuklanmasından seksen yıl önce, yirmi iki yaşındaki Ida, parasını ödediği tren koltuğundan kaldırılmak istendi ve bunu reddetti.
Birinci sınıf kadınlar bölümü için bilet almıştı ve şefin sigara içilen kısma geçme emrine karşı çıktığı için yetkililer tarafından zorla trenden indirildi. 1887’de Chesapeake ve Ohio Demiryoluna karşı 1875 tarihli Sivil Haklar Yasasına dayanarak bir dava açtı ve 500 dolar tazminat aldı, ancak Tennessee Yüksek Mahkemesi bu zaferi elinden alacaktı. Siyahlara yönelik şiddet sorununa dikkatini yoğunlaştırmasına yakından şahit olduğu bir şiddet olayı neden oldu. Memphis’teki üç arkadaşı 1892’de linç edildi.
Geride etkileyici bir politik ve sosyal kahramanlık mirası bırakan cesaret timsali İda, 25 Mart 1931’de Chicago, Illinois’de 68 yaşında böbrek hastalığından yaşamını yitirdi.
Tarihte bugün yaşanan kimi önemli gelişmeler ise şöyle:
1882: ABD’li hukukçu Violette Neatley Anderson dünyaya geldi. 29 ocak 1926’da ABD Yüksek Mahkemesi önünde hukuk uygulayan ilk Afrikalı-Amerikalı kadın oldu. Bankhead-Jones Yasası, Güney’deki halklar için hakların ve ekonomik hareketliliğin güvence altına alınmasına yardımcı olan önemli bir yasanın savunucularından biriydi. Violette, 24 Aralık 1937’de yaşamını yitirdi.
1898: İngiliz çiftçi, eğitimci olan Evelyn Barbara Balfour, bugün doğdu. Organik hareketin kurucusu olarak bilinen Evelyn, İngiliz üniversitesinde tarım okuyan ilk kadınlardan biriydi. Reading Üniversitesi’nden mezun olan Evelyn, 16 Ocak 1990’da yaşama veda etti.
1998: Müslüman feminist Konca Kuriş 24 yıl önce yanındaki eşi etkisiz hale getirilerek Mersin'deki evinin önünden silahlı üç kişi tarafından kaçırıldı. Konca'nın unutturulmak istenen diğer kayıpların arasına karışmasından endişe eden İstanbul Bağımsız Kadın Platformu, 2 Ağustos günü Taksim Meydanı'nda bir gösteri yaptı. "Düşünceleri, siyasi görüşleri, dini inançları, kadın sorunlarına bakışları ne olursa olsun, her türlü baskıya ve şiddete maruz kalan kadınlarla dayanışma" içinde olduklarını belirterek Konca'nın sağ bulunmasını istedi.
Konca Kuriş'ten 18 ay boyunca haber alınamadı. Kaybedilişinin birinci yılında, üyesi olduğu Mersin Bağımsız Kadın Derneği bir basın bildirisi yayınlayarak Konca'nın bir an önce bulunması için hükümet yetkililerini çaba göstermeye çağırdı. Kötü haber aylar sonra Konya'nın Meram ilçesinden geldi. Konca'nın Hizbullah tarafından 35 gün sorgulanıp işkence gördükten sonra katledilmişti. Güçlükle teşhis edilen cenazesi Konya'daki mezar evin bodrumunda, sorgu kasetleri Beykoz'da bir villada bulundu. Konca, dinin dogmatik bir biçimde yorumlanmasını eleştirdiği, feminist olduğu ve bunu açıkça belirttiği için Hizbullah'ın hedefi olmuştu.
2009: Yazar, gazeteci ve şair Kutsiye Bozoklar yaşamını yitirdi. Kutsiye, 1953 yılında dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olan Kutsiye, gençlik yıllarında Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu. Çeşitli politik dergilerde "Işık Kutlu" takma adıyla köşe yazıları yazdı. Yazıları nedeniyle 300'den fazla davada yargılandı. 1973 yılında Ahmet Muharrem Çiçek, Ali Şenci ve Feryal Sarıoğulları'yla birlikte polis arasında çıkan bir çatışmada felç kalır; Muharrem ise çatışma sonrası katledildi. İki yıl tutuklu kaldı.
21 yıl kalemini elinden bırakmayan ve siyasi konuların yanı sıra, kadın sorunlarına da değinen yazar, slogan haline gelen "Yaşamak direnmektir" sözlerini ilk kez kullanan sanatçı olarak bilinir.