Bir kıvılcımdan yeni yaşama: 19 Temmuz Devrimi

  • 09:02 16 Temmuz 2022
  • Güncel
Yara Kendeş
 
KOBANÊ – Kobanê’de başlayan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayılan 19 Temmuz Devrimi tüm dünyaya yeni bir yaşamın mümkün olduğunu gösterirken, bugün devam eden saldırı ve tehditlere karşı devrimi koruma seferberliği ise devam ediyor. 
 
Rojava Devrimi 10’uncu yılında. Suriye'de 2011 yılında başlayan kriz sürecinde Kürtler 3’üncü Yol perspektifini tercih ederek 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de kanton ilan etti. Kobanê’de başlayan devrim süreci ve yakılan kıvılcım Efrîn ve Cizre’de devam etti. 10 yıl içerisinde Kürtler diğer halklarla birlikte Kuzey ve Doğu Suriye’de yeni bir yaşamı ve sistemi adım adım inşa ediyor. 
 
‘Arap baharı’ Baas rejimi ve 19 Temmuz Devrimi…
 
Suriye’de Baas rejimi döneminde toplumdaki tüm bileşenler, halklar üzerinde açlıkla terbiye etme ve özgürlüksüz bırakma politikası yürütüyordu. En büyük baskı ile Kürt halkı karşı karşıya kalıyordu. Ancak tüm baskılara rağmen Kürt halkı, eylemlerini sürdürdü. Kürt özgürlük mücadelesi Rojava’da, ulusal birlik ve bilinç ruhu ile halkı devrim sürecine hazırladı. Arap ülkelerinde başlayan “Arap baharı” sürecinin etkileri Suriye’ye de yansıdı. Suriye’de iç karışıklığın artması ile birlikte Baas rejimi ve muhalefet arasında bir çatışmaya dönüştü. Yıkım ve göçler başladı. Birçok gücün eli Suriye’nin içerisine girdi. Kürt halkı bu yaşanan çatışma ve savaş sürecinde kendi tedbirini aldı. Kürt halkı kendi özsavunma gücünü örgütlemeye başladı ve farklı örgütlülüklerle kendi kendisini yönetmeyi esas aldı.  Baas rejimine karşı 19 Temmuz Devrimi bir alternatif olarak ortaya çıktı ve Özerk Yönetim Süreci başladı.
 
Halk iradesini esas alan devrim
 
Kobanê’de ilk kıvılcımı yakılan 19 Temmuz Devrimi’nin en önemli özelliği halkın iradesini esas almasıydı. Rojava halkı özgür iradesi ile yaşamın her alanında kendisini örgütledi. Rojava halkı kendi kendisini yönetmek için 19 Temmuz Devrimi’ni gerçekleştirme kararı aldı. 
 
Devrim öncesi Kürt halkı tüm haklarından mahrum bırakılmıştı. En temel haklar olan dil, tarih ve kültürel haklar, Baas rejimi tarafından da inkar ediliyordu. Devrimden sonra yeni bir durum ortaya çıktı ve halk kendi hakkında söz ve karar sahibi oldu, her alanda kendini yönetmeye başladı ve ilk kez özgürlüğe giden yol açıldı. Halk örgütlülüğünü güçlendirmek için Halk Savunma Birlikleri ve Kadın Savunma Birlikleri’ni örgütledi. Binlerce Rojavalı genç bu örgütlülük içerisinde yer almaya başladı.
 
DAİŞ’e karşı mücadele dünyanın gündemine oturdu
 
DAİŞ’e karşı verilen mücadelede sınırlı imkanlara rağmen büyük bir başarı elde edildi. DAİŞ bu sayede yenilgiye uğratıldı. Kobanê, DAİŞ’e karşı verilen mücadele tüm dünyanın gündemine oturdu. Bugün de Türkiye’nin ve destek verdiği grupların bölgeye yönelik saldırılarına karşı direniş ve özsavunma sürdürülüyor. 
 
Özerk Yönetim ilanı, çözümün anahtarı
 
Rojava’da Demokratik Özerk Yönetim’in ilan edilmesi Kürt halkının projesinin tanınması açısından önemliydi. Bu, Suriye’de yaşanan krizin çözümü için tüm bileşenlerin, halkların içinde yer aldığı bir proje. Özerk Yönetim ilanı aynı zamanda resmi olarak diplomatik görüşmelerin de önünü açtı. Halk kurum ve kuruluşlar içerisinde yer almaya başladı. Aradan geçen zaman, ortaya çıkan başarı düzeyi Özerk Yönetim’in Suriye’nin sorunlarının çözümü için anahtar olduğunu da ispatladı. 
 
15 Eylül… DAİŞ saldırısı… Etkileri
 
Kürt halkının kendisi ve Suriye halkları için inşa etme sürecine girdiği sırada DAİŞ 15 Eylül 2014 yılında tüm gücü ile Kobanê Kantonu’na saldırdı. Kobanê’nin işgalinin hedeflendiği DAİŞ saldırısı ile Demokratik Özerk Yönetim de ortadan kaldırılmak istendi. YPG ve YPJ’nin öncülük ettiği direnişle DAİŞ saldırıları kırıldı, direniş tüm dünyayı etkiledi. 
 
Dünya Kobanê Günü
 
DAİŞ saldırılarının kırılması ile birlikte 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ilan edildi. Kürt kadınlar, gösterdiği direniş ve mücadele de, gücünü ispatladı. 
 
Baas rejiminin inkar siyasetindeki ısrarı
 
Baas rejiminin 19 Temmuz devrimi öncesi Kürt halkına yönelik sürdürdüğü inkar siyaseti bugün de farklı biçimlerde devam ediyor.  
 
Baas rejiminin iktidara gelişi
 
Baas rejimi 1947 yılında Arap ulusunun birliği sloganı ile Suriye’yi kurdu. Tüzüğünü de birlik, özgürlük ve sosyalizmi esas aldığı temelde oluşturdu. Bu temelde 8 Mart 1963 yılında Suriye’de iktidara geldi. İktidara geldikten sonra tüzüğünü bir tarafa bıraktı. Suriye’de milliyetçiliği geliştirdi. Araplar dışındaki tüm halklar, bileşenler tek ulus yaklaşımı ile inkara yöneldi. Suriye toplumu milliyetçilik esası üzerine mezheb, sınıf, köylülük, aşiret, kabile ve daha birçok isim adı altında parçalandı. Hükümetteki bakanlıklar din ve mezheplere göre dağıtıldı ve halkların varlığı bir tarafa bırakıldı. 
 
 Kobanê’de 19 Temmuz akşamı…
 
Kobanê’de 23 Şubat 2012 yılında Halk Meclisi’nin kuruluş toplantısı gerçekleştirildi. İlanla birlikte komünal bir toplumun inşası için örgütlenme çalışması da başladı. Kendini yönetmekten mahrum bırakılan bir halk içerisinde örgütlenme çalışması başlatıldı. Susturulan, baskı altına alınan toplum içerisindeki kadın ve gençler öncelikle eğitilerek, örgütlendi. Bunun yanı sıra halkın kendi ana diline sahip çıkması için Kürt Dil Kurumu açıldı ve Kürtçe eğitimler başlatıldı. Bu şekilde rejimin bölgeden çıkarılma sürecine gelindi. 19 Temmuz’da Suriye Kriz Yönetme Merkezi’nde büyük bir patlama yaşandı ve rejimin birçok üyesi öldü. “Özgür Suriye Ordusu” Halep’e bağlı birçok yere el koydu. Kürtlerin yaşadığı bölgelere ulaşmadan Kobanê halkı 19 Temmuz akşamı rejimin kurumlarına el koyarak özerkliğini ilan etti. Halk Savunma Birlikleri kuruldu. Bunun yanı sıra Asayiş Güçleri oluşturuldu.  Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) çatısı altında toplumsal, siyasi, mesleki sendikalar, yardım dernekleri vb. örgütlendi. Kobanê’de yakılan kıvılcım ardı sıra Efrîn ve Cizre’de devam etti. 
 
Yeni yaşam inşasına DAİŞ’le saldırı
 
Suriye’de demokratik ve özgür bir yaşamın oluşması için mücadele edenler umut ve gayelerini 19 Temmuz Devrimi’nde gösterdi. Devrim ile birlikte temeli atılan yeni yaşam inşa edilirken saldırılar da hiç durmadı. DAİŞ’te ifadesini bulan yeni yaşam düşmanlığı kıvılcımın atıldığı yere yönelerek devrimi başladığı yerde bitirmek istedi. DAİŞ, Kobanê’ye saldırdı. Ancak gösterilen direnişle devletlerin karşı duramadığı DAİŞ Kobanê’de kırıldı. İlk yenilgisini burada aldı. Daha sonra DAİŞ adım adım işgal ettiği bütün Arapların ve diğer halkların yaşadığı bölgelerde de yenilgiye uğratıldı. 
 
Saldırılar farklı şekillerde sürüyor
 
Kobanê’de başlayan ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayılan devrim süreci bugün de devam ediyor. Ortadoğu’da ilk kez böyle bir yapılanma insanlığın korunmasından, kadınların savunulmasından, eşitliğin geliştirilmesinden yana tavır takınıyor. Ancak saldırılar da sürüyor. 
 
Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê…
 
Demokratik Özerk Yönetim’in inşa çalışmalarının sürdüğü Kuzey ve Doğu Suriye’de saldırılar aralıksız devam ederken, Türkiye Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’ye saldırdı. Yine Arapların ve diğer halkların yaşadığı Bab, Ezaz ve Cerablus gibi yerlere de saldıran Türkiye, buralara destek verdiği grupları yerleştirdi. Kendisine bağlı yönetimler oluşturdu. Bu bölgelerde başta kadınlara yönelik işkence, taciz, tecavüz olayları günden güne artarken,  yaşananlar insan hakları örgütlerinin raporlarına da yansıyor. 
 
Türkiye son zamanlarda Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini açıklarken, bir yandan da hazırlıklarını sürdürüyor.  Türkiye ayrıca, uluslararası güçlerin desteğini almak için diplomasi trafiğini en üst düzeyde devam ettiriyor. 
 
Saldırı tehdidini karşı topyekun direniş mesajı…
 
Tüm bu saldırılar karşısında Kuzey ve Doğu Suriye halkları ise devrimi, direnişlerini ve kazanımlarını korumak için topyekun seferberlik içerisinde olduklarını vurguluyor.