'Bize düşen hayatımıza Kürtçe devam etmektir'

  • 09:04 30 Eylül 2024
  • Güncel
WAN - Kürt diline yönelik saldırılara ilişkin konuşan Arsisa yöneticisi Evindar Akbulut, “İktidarın özel savaş politikaları her gün farklı şekillerde devam ediyor. Halk olarak bize düşen görev ise dilimizi daha fazla önemsemek, her zaman ve her yerde Kürtçe konuşmak ve hayatımıza Kürtçe devam etmektir” diyerek Kürtçe konuşarak saldırıların bertaraf edilebileceğini söyledi.
 
Yıllardır dili ve kültürü ile yaşamaya çalışan Kürt halkının yaşam biçimine iktidar, inkar, imha ve asimilasyon politikaları ile cevap veriyor. Tekçi zihniyet ile tek dili öne süren iktidar, Kürt dilini yok saymaya ve baskı altında tutmaya devam ediyor. Kürt diline yönelik saldırılara bir yenisi de 24 Eylül tarihinde eklendi. 24 Eylül'de Amed'te Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk ve Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi ile çok sayıda eve baskın yapılmış, yapılan baskınlarda 30 kişi gözaltına alınmıştı. 29 kişi alınan ifadelerinin ardından adli kontrol ile serbest bırakılırken, MED-DER eski Eşbaşkanı Rıfat Roni ise tutuklandı.
 
Kürt diline ve kültürüne yönelik yapılan baskınlara ilişkin tepkiler yükselirken, Wan’da Arsisa Dil Kültür Sanat Araştırmaları Merkezi yöneticisi Evindar Akbulut, konuya ilişkin konuştu.
 
‘Kürt halkının direnişi her geçen gün güçleniyor’
 
Kürt diline ve kültürüne yönelik saldırıların bir asimilasyon politikası olduğuna işaret eden Evindar, bu politikaların yeni olmadığını belirtti. Evindar, “Yıllardır Kürt halkını, dillerini ve kültürlerini yok etmeye çalışıyorlar. Ama bakıldığı zaman, Kürt halkının direnişi her geçen gün artıp güçlenirken, halk kendi diliyle yaşamaya devam ediyor. Bu direnişi bitirmek istedikleri için kurumlarımıza saldırılar oluyor. Bu saldırılarla Kürtçeyi bitirmek istiyorlar” dedi.
 
‘Nasıl ki yüz yıllardır direniyorsak bundan sonra da direneceğiz’
 
Yapılan bu saldırıların iktidarın devam eden savaş politikalarının bir parçası olduğunu vurgulayan Evindar, “Yakın zamanda yaya geçitlerine yazılan ‘pêşî peya’  yazıları da silinmişti. Sonrasında ise halay çeken gençlere yönelik saldırılar olmuştu. Bu saldırılarla kültürümüz yok edilmek istendi. Yine bugün de benzeri bir şekilde dil kurumlarımıza saldırılar oluyor. Kurumlarda yer alan eğitmenlerimiz gözaltına alındı. Çünkü Kürt halkı bu tarz politikalarla korkutularak, dili ve kültüründen uzaklaştırılmak isteniyor. Bu saldırılar arttıkça biz Kürt halkı olarak nasıl ki yüz yıllardır direniyorsak, bundan sonra da aynı şekilde direneceğiz. Bu saldırılar bizi hiçbir zaman korkutamaz” ifadelerini kaydetti.
 
‘Bize düşen görev her zaman her yerde Kürtçe konuşmak’
 
Dile yönelik saldırıları bertaraf etmek için yapılması gereken en önemli şeyin anadile sahip çıkmak olduğunu belirten Evindar, “Belki bundan sonra da bu saldırılar adım adım devam edecek. Saldırılar sadece kültür ve dil üzerinden değil, hayatımızın her alanında devam ediyor. İktidarın özel savaş politikaları her gün farklı şekillerde devam ediyor. Halk olarak bize düşen görev ise dilimizi daha fazla önemsemek, her zaman ve her yerde Kürtçe konuşmak ve hayatımıza Kürtçe devam etmektir. Daha önce de çok söyledik ‘her zaman her yerde Kürtçe’ ama bunu sadece söylemde bırakmamak lazım. Çalışmalarımızı her yere yaymalıyız.  Ancak bu şekilde saldırıların ve baskıların önünü kesebiliriz” şeklinde konuştu.
 
‘Kürtçe yaşayalım’
 
Evindar son olarak, “Bu zengin ve kadim dilin sahipleri olarak isteğimiz, her zaman ve her yerde hayatımıza devam etmektir. Aile içerisinde ya da dışarıda ne yapıyorsak yapalım her zaman kendi dilimizle yapalım ve kendi dilimizle yaşayalım. Eğer ki biz bugün bu dili kaybedersek artık ‘biz Kürt’üz’ diyemeyiz. Bu yüzden Kürt halkına çağrım, işimizi çalışmalarımızı, yani ne yapıyorsak yapalım Kürtçe yapalım” çağrısında bulundu.