‘Kayyımlara karşı yapılması gereken 15-16 Haziran ruhuyla mücadeleyi büyütmektir’

  • 20:56 13 Haziran 2024
  • Güncel
ANKARA - Emek ve Demokrasi Güçleri, “Kayyımlara, saldırılara karşı yapılması gereken 15-16 Haziran ruhunu kuşanarak fiili meşru mücadeleyi her alanda büyütmektir” açıklaması yaptı. 
 
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin yıl dönümü dolayısıyla Madenci Anıtı önünde açıklama yapacak. Madenci Anıtı önünde yapılan açıklamada, “15-16 Haziran direnişi yol gösteriyor” pankartı ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” dövizleri taşınırken sık sık, “Bijî biratîya gelan yekitîya karkeran”, “Kahrolsun sendika bürokratları” sloganları atıldı. Açıklamayı platform adına Songül Doğan yaptı. 
 
Süreç anlatıldı 
 
Songül, 15-16 Haziran eylemlerinin sadece iki günlük bir eylem olmadığını belirterek işçi sınıfının DİSK çatısı altında birleşmesinin sermayeyi ve Türk-İş bürokratlarını endişelendirdiğini kaydetti. Songül, “1970 yılında CHP'li ve AP'li milletvekilleri 274 Sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 Sayılı Grev ve Lokavt Kanunun'da değişiklik yapılması için ayrı ayrı taslaklar hazırlar. Bu taslaklar komisyonda birleştirilerek tek bir taslak haline getirilir ve meclise sunulur. Hazırlanan tasarı getirdiği ülke barajı, noter şartı, Uluslararası sendikal hareketle ilgili kısıtlamalar gibi başlıklarla DİSK'in fiilen etkisizleştirilmesini hedefler” dedi. 
 
Tasarının Meclis’te kabul edilmesinin üzerine 150 bine yakın işçinin katıldığı eylemin büyümesini engellemek için devletin müdahalelerde bulunduğunu belirten Songül, “Kadıköy'de polis işçilerin üzerine ateş açarak 3 işçiyi katleder. İşçi sınıfının eylemi karşısında İstanbul'da sıkıyönetim ilan edilir. Olayların gelişimi DİSK yöneticilerini korkutur ve yaptıkları çağrı ile eylemlere son verilmesini isterler. 17 Haziran'da yürüyüşler olmasa da işçiler eylemlere devam eder. Bazı fabrikalarda tüm tehdit ve baskılara rağmen işçiler günlerce işbaşı yapmamıştır. Sendika bürakratlarının korkularına eylemi geri çekme çabalarına rağmen işçi sınıfının saldırı yasasına karşı eylemli tepkisi sonucu Anayasa Mahkemesi yasayı iptal etmek zorunda kalır” diye belirtti.
 
Mücadeleyi büyütme çağrısı
 
Songül son olarak şunları söyledi: “Sosyal yıkım saldırılarını gün geçtikçe arttırması, işçi sınıfının elinde kalan kırıntı düzeyindeki hakları ortadan kaldırmaya çalışması, Taksim 1 Mayıs'ı sonrası estirilen tutuklama terörü, Filistin halkının sözde yanında yer alıyorken iki yüzlüce Siyonist İsrail devleti ile tüm ilişkilerin sürdürülmesi ve Kürt halkının iradesi yok sayılarak Hakkari belediyesine kayyum atanması bu düşmanlığının sonucudur. Bugün sosyal yıkım saldırılarına, düşük ücretlere, hayat pahalılığına, kayyumlara, tutuklama saldırılarına karşı yapılması gereken de 15-16 Haziran ruhunu kuşanarak fiili meşru mücadeleyi her alanda büyütmektir.”