ANKARA - Sağlık Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Milletvekili Saliha Aydeniz, sağlığın ticarethane haline getirilmesinin “Yenidoğan Çetesi”ni doğurduğunu söylerken anadilde hizmet alamayan halkın sağlığa erişemediğini belirtti.

 

Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda bugün Sağlık Bakanlığı’nın bütçe görüşülürken Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na komisyon boyunca “Yenidoğan Çetesi”ndeki sorumluluğu hatırlatıldı. 

 

 ‘Bu çürümenin sebebi iktidarınızdır’

 

Burada konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Saliha Aydeniz, bakanın güzellemelerini sabahtan beri dinlediklerin ancak sağlığın tamamen bir ticarete dönüştüğünü belirtti. Saliha Aydeniz, “Sağlıkta Dönüşüm Programı kâr amaçlı oluşturulduydu ve kâr amaçlı oluşturulan bir sistem olduğu için de sağlık sistemi bugün bir çürümeyle karşı karşıya, bunu çok net ifade etmek gerekiyor. Bu çürümenin sebebi de iktidarınız ve evet, herkesin söylediği gibi ben de en azından bir özür dilemek erdemliliktir diyorum ve istifaya çağırıyorum” dedi.

 

‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’

 

Neoliberal politikaların sağlık alanını tam bir savaş alanına çevirdiğini söyleyen Saliha Aydeniz, “Savaşın bütün canlıların, doğanın sağlığına doğrudan etkilediğini konuşmak gerekiyor. 90’lardan günümüze devam eden bir savaş¸ ve çatışma ortamı var ve en çok da zarar görenler, siviller, insanlar ve canlılar tabii ki.  Savaş, gerçekten hem doğada hem insanda tahribat yaratan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Yine, iktidarı, bugün sadece yani bütün bu şeyler varken, sağlık alanında hepimizin yaşadığı -biraz önce de ifade edildi- bir çürüme söz konusu, bir skandalla karşı karşıya kaldık; Yenidoğan çetesi. Bu, çürümenin nereye uzandığını, nasıl olduğunu önümüze çok net koyuyor ama yine bugün anlatımdan da gördük, iktidar sadece sonuçla ilgileniyor yani bu konunun niye buraya geldiğini, ifade edilen 10 çocuğun katledilmesi meselesinin birilerine mal edilmesi meselesi gerçekten kabul edilebilir bir mesele değil” sözlerini kullandı. 

 

Anadil sorunları

 

Anadilde sağlık hizmeti alamamakla ilgili ise Saliha Aydeniz şunları dile getirdi: “Özellikle Kürt illerinde sağlık hizmetlerinde diğer illere göre gerçekten ciddi eşitsizlikler var, dezavantajlı durumlar var. Bireyler ve toplumun değişik kesimleri arasında ekonomik, siyasi, sınıfsal, inanca dayalı, kültürel ve benzeri kıstaslara dayalı sağlık hizmetlerine erişimde büyük bir eşitsizlik var.  Ana dilinde sağlık hizmeti zaten aslında bu ülkenin kanayan yarası. Yüzlerce örneği var, tedavi göremeyen insanlar var: 'Türkçe bilmiyorum, o yüzden başıma bir şey geldiğinde ambulansı aramak aklıma bile gelmez.' Bu sadece örneklerden biri. Aslında ana dilinde sağlık hizmetinin hayati önem taşıdığını bir kez daha belirtmek gerekiyor. Bakın, özellikle Kürt illerinde kanser teşhisleri çok geç konuluyor ve bu da gerçekten ölümlere sebep oluyor ve bu illerde yaşayan 4 kişiden 1'isi Kürtçe konuşuyor, başka dil bilmiyor; bu da başka bir ayrımcılığı gösteriyor. Sağlık sektöründe bugün iç karartan tablonun sebebinin savaş¸ politikalarından kaynaklı bir toplumsal iyilik hâli olmama olduğunu belirttik. Sağlık alanında yapacağımız reformlar yalnızca tıbbi hizmetlerin sunulmasından ibaret olmamalıdır.”