‘Jin jiyan azadî şiarı gücünü Kürt kadın mücadelesinden alıyor’

  • 19:54 17 Eylül 2023
  • Güncel
İSTANBUL- TJA ve Yeşil Sol Parti Genç Kadın Meclisi “Jin jiyan azadi felsefesi bizlerde yaşam bulan tüm dünyaya yayılan yol haritamız ve direnişimizdir” şiarıyla söyleşi gerçekleştirdi.
 
Kürt kadın Jîna Emînî’nin İran hükümetine bağlı güçler tarafından işkenceyle katledilmesinin birinci yıldönümünde, Tevgera Jinên Azad (TJA) ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Genç Kadın Meclisi “Jin jiyan azadi felsefesi bizlerde yaşam bulan tüm dünyaya yayılan yol haritamız ve direnişmizdir” şiarıyla Beyoğlu’nda bulunan Mezopotamya Kültür Merkezi’nde (MKM) söyleşi gerçekleştirdi. Barış Anneleri, TJA aktivisleri, Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan ve çok sayıda kadının katıldığı söyleşide “Jin jiyan azadi ile direnişimizi büyütüyoruz” pankartı açıldı.
 
‘Kürt kadınlarının sesi tüm dünyaya yayıldı’
 
Konuşmasının başında ilk olarak İran rejimi tarafından katledilen Jina Emînî’nin katledilişinin birinci yıldönümünün geçtiğini hatırlatan Kürt Enstitüsü Derneği Eşbaşkanı Remziye Alparslan, Jina şahsında İran’da başlayan direniş ile beraber Kürt kadın özgürlük mücadelesinin yarattığı “jin jiyan azadi” sloganının tüm dünyaya yayıldığını dile getirdi. Remziye, “Kürt kadınların mücadele ruhunun tüm dünyaya yayıldığını gördük” dedi. Daha sonra “Jin jiyan azadi” kavramlarının nasıl oluştuğuna değinen Remziye, “Kadın yaşamın kaynağıdır. Kadınlar erkeklerin hükmünün altına alınmış ama zamanla iktidarlar tarafından ona roller verilmiş. Kadının rolünü oynamasına izin verilmedi. Daha sonra Kürtlerin toprakları gasp edildi ama Kürtler bunu kabul etmedi topraklarına sahip çıktı. Bu mücadele kadın ve erkek beraber yürütüldü.  Bununla beraber kadınlar kendi güçlerinin farkına vardı. Kadın kendisi etrafında oluşturulan duvarları yıkmaya başladı. Kadınlar eğer özgür olmazsa toplumda özgürleşemez. ‘Jin jiyan azadi’ yeni ortaya çıka bir şey değil eski bir geçmişi var gücünü de Kürt kadın mücadelesinden alıyor. Bugün Kürt kadınlarının sesi tüm dünyaya yayıldı” dedi. 
 
‘Sistem kadının kimliğinin farkına varmasından korkuyorlar’
 
Devamında konuşan Yeşil Sol Parti Genç Kadın Meclisi üyesi Rümeysa Bozkurt, “İktidar kadınlar üzerinden gücümüzü zayıflatmaya çalışıyor. Sistem kadının kimliğinin farkına varmasından korkuyorlar. Buna karşı kadınlar anneler mücadele ediyor. Bakur, Kürdistan ve Türkiye’de saldırılar yoğunlukla gerçekleşiyor. Bu saldırıların yanında aynı zamanda özel savaş politikası uygulanıyor ve kişilerin sorgulamaması amaçlanıyor. Özel savaş ile kadınlar yoz yaşama sürükleniyor ve kadınlar metalaştırılıyor bununlar beraber güzellik algısını kadının bedenine indiriyorlar. Psikolojik savaşla da kadınlara kimliğini, kültürünü unutturmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
 
‘Gençlik özel savaşa karşı mücadele ediyor’
 
Rümeysa, son olarak sistemin yarattığı sorunlardan en çok kadınların etkilendiğini vurgulayarak kadınlar şahsında yürütülen özel savaş politikalarına karşı Gençlik Meclisi olarak kampanya başlattıklarını ve buna dair çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.
 
‘Böyle zengin bir ülke nasıl özünden uzaklaşabiliyor’
 
Son olarak konuşan Jineoloji Dergisi aktivisti Sevcan Kadiroğlu, İran’da katledilen Jina’yı katleden Ahlak polislerinin yansımasının Türkiye’de bekçiler olduğunun altını çizdi. Sevcan, “Jina Amina’nın katledilmesine kadar hep şiddet, ölüm, kadının yaşamı erkeğin inisiyatifine mi bırakılıyordu ? İran’da tarihi birikim var kadim bir ülke. Tarihi zenginliğinden kaynaklı aynı zamanda öncü bir yerde. İran’da bu zamana kadar tüm sorunlara refleks veren kadınlardı. Böyle zengin bir ülke nasıl özünden uzaklaşabiliyor ? Ondan tarihine bakmak lazım. 2’nci dünya savaşından sonra işgal ediliyor ve Rıza Şah işgalcilerle iş birlik yapıyor. Bu iş birlikten önce kadınlar sanatla ilgilenirken tahakküm alınan bir topluma gidiliyor. Örgütleri kadın derneklerini kapatarak kendi tahakkümünü oluşturuyor. Daha sonra Rıza Şah tıkanıyor ve yönetemiyor. Devamında Muhammed Rıza geliyor ve demokratik alan oluşturuluyor. Ancak petrolden kaynaklı dış ülkeler yöneliyor ve İslamcı devrim gerçekleşiyor. Bununla beraber kadınlar tekrardan temalaşıyor” dedi.
 
‘Bizim referansımız hafızamızdır’
 
İran’daki kadınların kazanımlarının yıllar içerisinde hedef alındığına işaret eden Sevcan, “Tarih boyunca İran’da kadınlar kendilerinin ele geçirilmeye karşın mücadele etmeye, seslerini yükseltmeye devam etti. Jina Emînî’nin bu kadar görünür olmasının nedeni kadınların verdiği mücadelenin bir eşiğiydi. İran’ın,  Türkiye’nin, Ortadoğu’nun mücadelesi birbirine benzemiyor çünkü maruz kaldıkları aynı şeyler. Kadın mücadelesi kendiliğinden var olmadı arkadaşlarımızın verdiği bedellerin sonucunda biz mücadelemiz gerçekleştiriyoruz” dedi. 
 
Geçmişte mücadele eden kadınları dile getiren Sevcan, Leyla Qasım’ın, Zeynep Kınacı’nın, Beritan’ın, Gurbetelli Ersöz’ün  gerçekleştirdiği direniş sonucunda tanrıçalaştıklarını belirtti. Sevcan, “Hakikat yolunda çok bedel ödedik ve kolay süreçlerden geçilmedi. Bizim bedellerimizi hatırlamamız gerekiyor. Bizim referansımız hafızamızdır” diye ifade etti.