Toplumsal barışın tek yolu: Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi

  • 17:32 14 Eylül 2023
  • Güncel
İSTANBUL- MATUHAYDER, Patnos L Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’nde işkence gören tutsaklara dair gerçekleştirdiği açıklamada, “Toplumsal barış ve huzurun sağlanması, demokrasi ve özgürlük alanlarının genişletilmesinin tek yolu bir an önce Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesidir” dedi.
 
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER), 31 Ağustos’ta Patnos L Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’nde işkence gören Mizgin Atabey, Lale Kabişen ve Nazlıcan Barışer için Aksaray ilçesinde bulunan dernek binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamanın yapıldığı salona “Cezaevlerinde işkenceye son” yazılı pankart  asıldı. Basın açıklamasını kitle adına MATUHAYDER yöneticisi Esin Çelik okudu.
 
‘Tutsaklar cezaevinde katlediliyor’
 
AKP-MHP iktidarının politikalarının sonucunda cezaevlerindeki hak ihlallerinin arttığını dile getiren Esin, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzlukların yaşamın tamamına sirayet ettiğini vurguladı. Esin, hasta tutsakların tahliye edilmeyerek cezaevinde katledildiğini söyleyerek, “Cezaevleri adeta birer işkence ve ölüm evlerine dönüştürülmektedir. Tutsaklar can güvenlikleri yasalarla güvence altına alınmasına rağmen ölümle yüz yüze gelmektedirler. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri bunlarla sınırlı kalmamakta; İdare ve Gözlem Kurulları’nın keyfi gerekçeleriyle ağır hasta tutsaklar dahil yüzlerce tutsağın tahliyesi engellenmektedir. İdare ve Gözlem Kurulları, ‘suyu çok tükettin’ ‘kütüphaneden kitap almadın’ gibi gerekçelerle hukuksuz bir şekilde tahliyelerin önüne geçmektedir” dedi. 
 
‘Konsept dahilinde yürütülen politikalar’
 
Patnos L Tipi  Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda  kadın siyasi tutsaklara yönelik gerçekleştirilen işkenceyi dile getiren Esin,  şu ifadelere yer verdi: “Sayım sırasında erkek gardiyanların koğuşa gelmesine itiraz etmesi ve savcılıkla görüşme taleplerinin reddedilmesinin ardından 40’a yakın gardiyan ve jandarma koğuşlara girerek  Mizgîn Kayıtbey, Lale Kabişen ve Nazlıcan Barışer’e 40 dakika boyunca işkence etmiştir. Tutsaklara, insan onurunu zedeleyen hakaretler edilmiş ve ardından ters kelepçe ile 4 saat boyunca mahkum odasında çıplak zemin üzerinde cezaevi 1. 2. ve 3. Müdürleri eşliğinde bekletilmiş ve kadın tutsaklar saçlarından sürüklenerek ringlere bindirilerek hastanede üstün körü bir muayene sonrasında cezaevine tekrar geri getirildikleri iddia edilmiştir. Cezaevlerinde yaşanan bu hak ihlalleri, işkence, baskı ve sindirme politikalarının belli bir konsept dahilinde yürütüldüğünü göstermektedir.”
 
‘Tek yol Sayın Öcalan’
 
Tutsakların yaşam haklarının devlet tarafından korunması gerekirken cezaevlerinde devlet tarafından bizzat ihlal edildiğine dikkat çeken Esin, iktidarın savaştaki ısrarının toplumsal barışın sağlanmasına engel olduğunu belirtti. Esin,  “Cezaevlerinde yaşanan ve artarak devam eden bu baskı ve hak ihlalleri İmralı işkence ve soykırım sisteminde tutulan Sayın Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecritten bağımsız değildir. Bilindiği üzere ulusal ve uluslar arası hukuk kuralları hiçe sayılarak 25 yıldır ağır tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmakta, aile, avukat görüşleri ve tüm iletişim hakları engellenmektedir. Toplumsal barış ve huzurun sağlanması, demokrasi ve özgürlük alanlarının genişletilmesinin tek yolu bir an önce Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesidir. Bu nedenle çağrımız, başta İmralı işkence ve soykırım sistemi olmak üzere tüm cezaevlerinde yaşanan saldırı, işkence, hak ihlalleri ve sindirme politikalarının son bulmasıdır” çağrısında bulundu.  
 
MATUHAYDER eşbaşkanı Şafi Erol ise cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.