Melek Avcı

 

ANKARA - İsveçli film yönetmeni Manal Masri, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nde Kobanê direnişini anlatan “Touching Freedom” adlı belgesel filminin ön gösterimini yaptı. Manal, “Kobanê’de Kürt halkı için yapılan fedakârlığı unutmamak gerçekten önemli. Bu direnişin hala devam eden Kürt mücadelesini de vurguladığını hissettim” dedi.

 

Kobanê’de 2014 yılında DAİŞ saldırılarına karşı verilen tarihi direniş, bugüne dek birçok esere konu oldu. Bunlardan sonuncusu ise “Touching Freedom”.

 

2014 yılında Kürt öğrenciler Jenkidar ve Hussein, Beyrut’tan, hayatlarını hayal bile edemeyecekleri şekilde değiştirecek bir yolculuğa çıkar. Yolculuk onları Beyrut'taki kaygısız öğrenci hayatlarından çok sevdikleri memleketleri Kobanê'ye götürür. Film kameralarını mücadele aracı olarak kullanarak, Kürtlerin DAİŞ'e karşı direnişini belgelemeye karar verirler.

 

Bizi birer birer, memleketlerini savunmaya çalışırken hayatlarını devrim için feda edenlerle tanıştıran iki arkadaşın, çatışma yoğunlaşınca Kobanê'de kalması artık mümkün olmaz. Barselona’ya ve Paris'e giden iki arkadaş, hayatlarını sonsuza dek değiştiren bu yolculuğu tüm dünyaya duyurmaya çalışır.

 

Kökleri Lübnan'a dayan İsveçli film yönetmeni Manal Masri, iki öğrencinin çektiği Kobanê görüntülerini film perdesine aktararak hem direnişi hem de direnişe şahit olan bu öğrencilerin hikâyesini “Touching Freedom” adıyla izleyiciye sunuyor.

 

Filmin yönetmeni Manal ve hikâyeyi yerinde kameraya alan ve aynı zamanda bize aktaran Jenkidar ve Hussein sorularımızı yanıtladı.

 

‘Kürtlerin bağımsızlık mücadelesini de gözler önüne seriyor’

 

* Görüntüleri yerinde mi çektiniz yoksa size gelen görüntüleri mi kullandınız? Kobanê’de bulundunuz mu?

 

Manal: Jenkidar ve Hussein ile Beyrut'ta tanıştım ve onlar çoktan Kobanê’ye gitmiş ve filmin birçok görüntüsünü çekilmişlerdi. Bizzat içeriden bir bakış açısına sahip bu eşsiz malzemeye sahiplerdi. Kobanê'de kamerayı çevrelerindeki insanlara çevirdiler, ben de kamerayı onlara çevirdim. Onları yaklaşık iki yıl boyunca filme aldım. Bir film yapımcısı olarak dünyayla paylaşmalarına yardım ettiğim şeyin, onların Kobanê’deki hikâyesi olmasına özen gösterdim.

 

* Filminizin ana konusu nedir? Nasıl bir mesaj veriyorsunuz? Gösterim tarihi hakkında bilgi verir misiniz?

 

Manal: 2014'te iki Kürt öğrenci Jenkidar ve Hussein, hayatlarını beklenmedik şekilde değiştiren virajlar ve dönüşlerle bir yolculuğa başlar. Bu yolculuk onları Beyrut'taki kaygısız bir öğrenci hayatından, sevgili memleketleri Kobanê'ye götürüyor. Burada hayatlarında ilk kez kameraları eline alıyorlar ve Kürtlerin DAEŞ'e karşı direnişini belgeliyorlar.

 

Halkın nasıl DAEŞ'e karşı kendilerini savunan askerler haline geldiğine dair benzersiz bir fikir veren film, Kürtlerin bağımsızlık mücadelesini de gözler önüne seriyor. Film, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü'nde İsveç'in Malmö şehrinde gizli bir prömiyer yaptı ve sinemada 27 Ocak 2023'te İsveç'te vizyona girecek.

 

 

* Kobanê savaşında sizi en çok etkileyen ne oldu?

 

Jenkidar: Beni en çok etkileyen şey ailemi ve arkadaşlarımı kaybetmek oldu. Çünkü bu savaşta hayatımdaki pek çok insanı kaybettim ve insanların evleri yıkıldı, binlerce insan yerinden oldu. Bu savaşın kimseye merhameti yoktu. Tüm aileler etkilendi ve şehrin neredeyse yüzde 80'i tamamen yıkıldı.

 

* Neden böyle bir film/belgesel çekme ihtiyacı duydunuz sizi buna ne itti?

 

Manal: Bunun anlatılması gereken önemli bir hikâye olduğunu hissettim. Özgürlükleri için savaşan ve birer birer hayatlarını kaybeden gençlerin görüntülerinden çok etkilendim. Bence onları ve Kürt halkı için yaptıkları fedakârlığı unutmamak gerçekten önemli. Ayrıca bu direnişin hala devam eden Kürt mücadelesini de vurguladığını hissettim.

 

 

* Kobanê’deki demokratik ulus sistemi yani farklı halkların bir arada devlet sistemi olmadan yaşamasını esas alan bir sistem Kobanê’yi çekici kılan bu fikir midir sizce?

 

Hussein: Evet, bunun yanı sıra Kobanê, terör örgütü DAEŞ'e karşı tüm dünya adına direndiği ve büyük kabiliyetleri ve ağır silahları olmamasına rağmen o örgütü yenmeyi başardığı için bir sebat ve direniş sembolü haline gelmiştir. Kobanê, güçlü iradesiyle DAEŞ’i yenmeyi başardı, buna ek olarak DAEŞ'in sonunun başlangıcıydı çünkü Kobanê savaşından itibaren DAEŞ geri çekilmeye ve yenilmeye başladı ve ayrıca Kobanê'deki demokratik ulus sistemi, tüm bu fikirler ve mücadele Kobanê'yi çekici kılıyor.

 

“Rojava Devrimi ile Kürt kadınının gücüyle devrimlere önderlik edebileceği tüm dünyaya kanıtlandı”

 

* Rojava Devrimi neden bir kadın devrimi olarak anılıyor, kadınlar neden bu kadar sahiplendiler?

 

Hussein: Rojava Devrimi’ne kadın devrimi adı verildi. Çünkü bu devrimde kadınlar aktif ve etkiliydi. Kürt kadınları, şehri savunmak için erkeklerle omuz omuza savaşıyordu ve Kürt kadınları çağlardan beri güçlü, iradeli ve karar verici güç olarak biliniyor ve Rojava Devrimi ile Kürt kadınının gücüyle devrimlere önderlik edebileceği tüm dünyaya kanıtlandı. Kobanê'de direnişin simgesi haline gelen çok sayıda kadın olduğu gibi, Ortadoğu'da demokratik bir modelin olduğu ve inşa edilebileceğini kadının erkekle eşit olduğunu tüm dünyaya açıkça ifade etti. Yoldaşlarını kurtarmak için kendini feda eden şehit Arîn Mîrkan gibi direnişin simgesi haline gelen birçok kadın var.

 

* Kobanê’de geliştirilen demokratik sistem dünyaya nasıl bir mesaj veriyor?

 

Hussein: Kobanê'deki demokratik sistemin dünyaya verdiği mesaj, Ortadoğu'da demokratik bir sistem ve kadın erkek eşitliğinin olduğu, kadınların karar verici, ordu komutanı, bakan vb. olduğu mesajıdır. Çünkü Rojava'da artık bir eşbaşkanlık sistemi var, yani tüm devlet kurum, kuruluş ve resmi dairelerinde bir kadın ve bir erkek olmak üzere iki cumhurbaşkanı olmalı ve ayrıca hükümette ve parlamentoda en az yüzde 50 kadın olması gerekiyor. Buradan, dünyanın geri kalanının Rojava'da var olan demokrasiden ders alması ve Ortadoğu'daki bu eşsiz demokratik deneyimi desteklemesi gerektiği mesajını çıkarıyoruz.