Eşitliği düzenleyen yasalar tehlikede
- 09:03 31 Ekim 2022
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR - Başörtü yasasını değerlendiren kadınlar, CHP’nin bu çıkışıyla AKP’nin eline koz verdiğine dikkat çekerek, eşitliği düzenleyen yasaların tehlikede olduğunu belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 Ekim’de ‘kamuda başörtüsü serbestliğini’ içeren yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Cumhurbaşkanı ise 5 Ekim'deki AKP Grup toplantısında ‘aileyi de güçlendirecek şekilde başörtüsüne anayasal güvence’ söylemi üzerinden Anayasa değişikliğini hızla Meclis'e sunacaklarını belirterek bu Anayasa değişikliği için referandumu işaret etmişti.
AKP iktidarının Anayasa’da yapacağı her değişikliğin kadınların aleyhine olacağını belirten kadınlar ailenin Anayasada tanımlamak yerine, insanların özgürce yaşaması için gerekli toplumsal koşulların oluşturulması gerektiğini söyledi.
‘Yasalara dokunma, uygula’
Kadınların kıyafeti konulu bir Anayasa değişikliği yapmanın başörtülü ya da başörtüsüz bütün kadınlar için çok tehlikeli bir girişim olacağını vurgulayan Feminist Avukat Hülya Gülbahar, toplumsal uzlaşmayla çözülecek olan kıyafet sorunlarının yasaların konusu haline getirilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Hülya “Kıyafetle ilgili yasa ve anayasa değişikliği olmaması gerekir, o yüzden Eşitlik için Kadın Platformu olarak ‘yasalara dokunma, uygula’ diyoruz. Anayasaları uygulayamayanlar, Anayasa da yapamaz. Anayasaya LGBTİ evliliklerin engellenmesi ve evlilik konusundaki eşitlik hakkına karşı çıkmak üzere hüküm koymak ayrımcılık ilkesine aykırı olacak. Ailenin, eşler arasında eşitlik ilkesine dayandığını söyleyen 41. Maddesi’ni, bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaya çalışmak; tekrar Medeni Kanunu ‘ailenin reisi erkektir’ diyerek elden geçirmek ya da Medeni Kanunu tümden ortadan kaldırmak sonucunu doğuracaktır. Bunlar çok tehlikeli adımlar. Anayasanın eşitlikle ilgili 10. Maddesi ve ailede eşitlik getiren 41. Maddesi’ne dokunmamak gerekiyor. Onun için EŞİK olarak her siyasi görüşten kadınla bir araya geldik, sözümüz çok net, Anayasaya dokunmayın” sözlerini kullandı.
‘Aile tanımlaması yerine özgür yaşam koşulları desteklenmeli’
Aileye “kadın, erkek ve çocuktan oluşur” diye bir tanım getirmenin aileyi güçlendirmek değil, aile tanımını daraltmak anlamına geldiğini belirten Hülya, “İktidar, Anayasanın 41. Maddesi’nde aileyi güçlendirmekten bahsedeceğini söylüyor ama aileyi zayıflatacak ve aile konusunda ayrımcılık getirecek düzenlemelerden bahsediyor. Aile gibi bir konuyu Anayasada tanımlamak yerine, insanların istediği aile formunda özgürce yaşaması için gerekli toplumsal koşullar oluşturmak lazım. İsteyen geniş aile, isteyen çekirdek aile halinde yaşar. İsteyen, istediği kişiyle ve cinsiyetle evlenebilir, evlenebilmelidir. Bu anlamda evlenmek ve evlenmemek özgürlüğü bireysel bir haktır. Hiç kimse de evlenmeye ya da çocuk doğurmaya zorlanmamalıdır” diye ifade etti.
‘Helalleşmeye neden başörtüsünden başlanıyor?’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşmeye” başörtüsünden başlıyor olmasını manidar bulduğunu ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Kadın Meclisi’nden Emine Budak, “Bu ülkede günde ortalama üç kadın öldürülüyor. Kadın cinayetlerinin bu kadar yüksek olduğu ve kadın katillerinin serbest kaldığı bir dönemde kadının kılığına kıyafetine, konuşmasına, oturmasına, her şeyine karışılması doğru bir politika değildir. Bunca soruna dikkat çekmeyip, örneğin İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar gündeme gelmesini istemezken, kadın cinayetlerinde en ağır cezanın verilmesi istenmezken, başörtüsü üzerinde durması bir parça anlamsız geldi” diye konuştu.
‘CHP tarafından AKP’nin eline ciddi bir koz verildi’
CHP’nin bu çıkışıyla iktidarın eline çok ciddi bir koz verdiğine dikkat çeken Emine, “Bu genel değişiklik hiçbir zaman için hiçbir kadının lehine olmayacak. Hatta daha da ileri bir boyuta götürdü. Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışını anlamsız ve kadın haklarına karşı yapılmış yanlış bir hareket olarak yorumluyorum. AKP ve Cumhurbaşkanı’nın lehine bir tavır olduğunu düşünüyorum” diye belirtti.
‘Yasaya laiklik üzerinden çalışılmalı’
Başörtü yasasını kendi adına tanımadığını ve her kadının da kendi içinde bireysel olarak konuyu değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Kuşadası İlçe Başkanı Nilüfer Aktaş, “Sonuçta bir kadın üzerinden, kadının kıyafeti üzerinden, kadının hal ve hareketleri üzerinden bir yasa çıkarılması hatta bunun üzerine konuşulması bile bana göre çok yanlış. Dolayısıyla laiklik üzerinden gidilmesi ve onun üzerine çalışılması kesinlikle çok daha önemli” diye konuştu.