775 avukatın İmralı başvurusuna hala yanıt yok: AYM’ye taşınacak!
- 09:01 4 Temmuz 2022
- Hukuk
Rozerin Gültekin
İSTANBUL- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer 3 tutsağa dönük avukat yasağına ilişkin 775 avukatın yaptığı görüş başvurusuna halan yanıt vermemesini değerlendiren başvurucu avukatlardan Necla Mizgin Argış, savcılık ve cezaevi müdürlüğü ile görüşmelerin sürdüğünü olumsuz yanıt verilmesi durumunda da başvuruyu AYM’ye taşıyacaklarını söyledi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkezi, İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar'a dönük sürdürülen avukat görüş yasağına ilişkin aralarında kurum temsilcileri ve baro başkanlarının da bulunduğu 29 baroya kayıtlı 775 avukatın, 10-17 Haziran tarihleri arasında avukat ziyareti gerçekleştirmek talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunduklarını duyurmuştu. Başvuru tarihinin üzerinden 15 gün geçerken, avukatlara olumlu veya olumsuz herhangi bir yanıt verilmedi.
3 aylık yeni disiplin cezası
Bu süre içerisinde Asrın Hukuk Bürosu avukatları da müvekkillerine 31 Mayıs itibariyle İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 3 aylık yeni bir disiplin cezası verildiğini öğrendi. Bu bilgi de avukatlara 23 Haziran günü Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları itiraza verilen yanıt ile bildirildi.
775 avukat arasında yer alan ÖHD’li avukatlardan Necla Mizgin Argış, Abdullah Öcalan’a verilen disiplin cezalarına ve başvuruya olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası mekanizmalar inisiyatiflerini kullanmalı
Uluslararası alanda kabulü gerçekleşen, birçok kişi tarafından düşünceleri, değerlendirmeleri ilgiyle takip edilen PKK lideri Abdullah Öcalan’dan ve diğer tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Veysel Aktaş’tan bir yılı aşkın süredir haber alınamadığını belirten Mizgin, İmralı’da özel tecrit politikası uygulandığını ve yasalara uyulmadığına dikkat çekerek hukuk sisteminin içinin boşaltıldığını dile getirdi. Mizgin, “Türkiye kendi kanunlarını ve taraf olduğu uluslararası sözleşmelere de aykırı bir şekilde hareket ediyor. Bu durum bir günde gelinen bir durum değil. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan 23 yıldır tutuklu. Kürdistan’da, Türkiye’de, Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde bu hukuksuzluğa karşı mitingler düzenleniyor, hukuki çerçevede işlemler yerine getiriliyor. Tam sessizlik hali mevcut değil ama yeterli de değil. Uluslararası mekanizmalar inisiyatiflerini kullanırsa daha hızlı çözümler sağlanabilir” diyerek uluslararası mekanizmaların görevlerini yerine getirmediğine dikkat çekti.
CPT İmralı’yı ziyaret etmeli
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) de dahil olmak üzere uluslararası mekanizmaların tecride karşı tam olarak görevlerini yerine getiremediğine yineleyen Mizgin, sadece İmralı için değil diğer cezaevlerinde yaşanan işkencelere ilişkin de CPT’nin ziyaret gerçekleştirmediğini vurguladı. Mizgin, “CPT’den çok hızlı bir şekilde ziyaret gerçekleştirmesi için davet etmemize rağmen CPT bakanlıkla ya da cezaevi ile yaptığı görüşmeler ve kendisine vaat edilen durumlar üzerinden bir değerlendirmelerde bulunuyor. CPT, İmralı’da alıkoyulma halinin yaşatıldığını kabul etmesine rağmen hukuken kendisine yüklenen misyon çerçevesinde bir duruş sergilemiyor. Avrupa’da halk tarafından görünür bir şekilde protesto ve mitingler gerçekleşiyor” dedi.
Keyfi disiplin cezaları
Devletin görünürlüğün sağlanmasını istemediği alanda avukatların mesleklerini icra etmelerinin önünde çeşitli engeller oluşturduğuna ifade eden Mizgin, avukatların pasifize edilmeye çalışılmasına 12 Haziran’da Gemlik Yürüyüşü’nde gözaltına alınan kişiler ile avukatların görüştürülmemesi örneğini verdi. Bu açıdan İmralı’da daha özel bir uygulamanın olduğunu belirten Mizgin, görüşme engeline gerekçe sunulan disiplin cezalarına dair şu değerlendirmeyi yaptı: “Disiplin cezaları bittikten sonra vekillere dönüşün olmaması oranın tamamen izole edilmek istendiğini ve kendi istekleri doğrultusunda hukuki bir prosedür işletmeye çalıştıklarını gösteriyor. Disiplin cezaları sadece hukuki olarak değil ahlaki olarak da kabul edilecek bir şey değil. Bir insanın her daim cezaevinde disipline konu olabilecek bir yaşamının olması akla ve mantığa uygun bir durum değil. Görüşmeleri engellemek için usulen bize vermeleri gereken bir cevap var. O yüzden disiplin cezalarının devam ettiğini bildiriyorlar. Hava muhalefeti, pandemi gibi bahaneler artık tüketildi şimdi disiplin cezalarını bahane ediyorlar. Ancak biz vekiller olarak disiplin cezalarının takipçisi olacağız.”
775 avukatın başvurusu
Aile ve avukatların görüşme gerçekleştirmediği Abdullah Öcalan ile avukat görüşünün gerçekleşmesi için 775 avukatın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuruya değinen Mizgin, “Aileler, avukatlar görüşme sağlayamıyor. En son Sayın Abdullah Öcalan’la yapılan telefon görüşmesi dördüncü dakikada gerekçe sunulmadan kesildi. Bir dönem basında Sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık durumuna ve hayati tehlikesine dair haberler çıktı. Müvekkillerinin ve Kürt halkının endişeleri var. Görüşmek için yasal haklarını talep ediyorlar. Ulusal ve uluslararası tüm insan hakları örgütleri bu durumun takipçisi. Görüşmelerin sağlanması için atılan her imzayı çok kıymetli buluyoruz” dedi.
Olumsuz yanıt gelmesi durumunda AYM’ye taşınacak
Mizgin, 10-17 Haziran tarihleri arasında görüşme gerçekleştirmek istedikleri başvuruya hala olumlu ya da olumsuz cevap verilmediğini aktararak, sürecin takipçisi olduklarını belirtti. “Fıkralara konu olabilecek bir noktadayız” diyen Mizgin, taleplerinin ötelendiğini söyledi. Görüşme gerçekleştirmek için hem Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ile hem de İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü ile görüşmelerin devam ettiği bilgisini veren Mizgin, “Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvurunun olumsuz gelmesi durumunda başvuruyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı vermesi durumunda da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bu durum taşınacak. Ama inanıyoruz ki bu sefer taleplerimiz yerine getirilecek ve görüşme gerçekleşecek. Abdullah Öcalan ile yapılacak olan her görüşme Ortadoğu için tarihsel anlama sahip” değerlendirmesi yaptı.